"Ben hafız oldum baba!" I Babalarına hafızlık müjdesini veren kızları
Fikriyat Sohbetleri'nde gönül gündemimizi fethetmiş kahramanları ağırladık. Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada bir video yayınlanmıştı. Hafız bir kızımız, hafızlık sürecinin tamamlandığını babasına telefonda söylüyordu. Bu, elbette çok duygusal bir süreçti ve herkesi etkiledi. Kötülüğün bu kadar göz önünde olduğu bir zamanda, böyle güzelliklerin bizim için daha önemli olduğunu ve mutlaka gösterilmesi gerektiğini düşündük. İşte gönüllerimizi fetheden kahramanlar...
Özge Özkul: Sizleri tanıyabilir miyiz?
Mücahit Demir (Zümra'nın Babası): İsmim Mücahit Demir. 38 yaşındayım. Erzurumluyuz. Bir pastanede tezgahtar olarak çalışmaktayım. Bunun haricinde rutin bir hayatımız var.
Muharrem Cirit (Hümeyra'nın Babası): Merhabalar. Benim de ismim Muharrem. Sinopluyum. Özel bir şirkette yönetici olarak çalışıyorum. Biz de iç dünyamızı, dış dünyamızı, yani Allah'ın hududunu aşmadan, güzel bir şekilde yaşamaya çalışıyoruz. Allah daim eylesin inşallah.
Zümra Rukiye: Adım Zümra Rukiye Demir. 11 yaşındayım. Hafızım.
Hümeyra Zişan: Benim adım Hümeyra Zişan Cirit. 12 yaşındayım. Hafızlığımı bitirdim, Has'a başladım. Sınava gireceğim inşallah.
Mehmet Özkan: Sosyal medya çağımızın bir gerçeği; videolar beğenildiğinde çok kişiye ulaşıyor. O videolarınız çok izlendi. Nasıl olumlu dönüşler aldınız?
Zümra Rukiye: Beni görenler şaşkınlıkla baktı. Bazıları ağladı. Çok sevindiler. Böyle bir tepki beklemiyordum.
Hümeyra Zişan: Çok fazla tebrik mesajı geldi. Çok güzel mesajlar aldım, çok mutlu etti.
Mehmet Özkan: Peki, ilk sürprizi telefonda yaptıktan sonra eve geldiğinizde nasıl bir diyalog geçti?
Mücahit Demir: Biz Zümra ile zaten böyle baba-kız ilişkisinin haricinde, kendisi de ifade eder, abi-kardeş ilişkimiz de vardır. Arkadaş gibiyiz. Yani der ki, "Kardeşimin olmasına gerek yok, babam abim gibi zaten." Yani şöyle, zaten o videonun nasıl geliştiğini, nasıl bir boyuta ulaştığını tabii ki tahmin bile edemiyorduk. Ama dediğim gibi o ilk telefonu açtığı zaman kelimeler bizim boğazımızda düğümlendiğinden dolayı gözyaşlarımıza vesile oldu. Biz böyle gönülden gönüle bir konuşmak istedik. Yani Muharrem abi gibi böyle çok şey yapamadık ama biraz sanırım bu bize babadan miras. Yani olumsuz şeyler ayrı ama olumlu şeylere de bu kadar güzel şeylere de biz böyle duygusal tepki veriyoruz. Artık bu sanırım bizim huyumuz. Ben geç geliyorum işten. Gece karşılaşıyoruz Zümra ile zaten. Onlar sabahleyin çıkıyorlar, ben öğleden sonra çalıştığım için. Bu mutluluğun tarifi yok, öncelikle. Yani isteyen Allah Teala herkese nasip etsin. Biraz işte benim vermiş olduğum tepkilere güldü. Videoyu biz defalarca izlediğimizden dolayı… Ondan sonra ben onun açıklarını bulmaya çalışıp mutlu bir ortam oluştu. Bunun tarifi yok. Kelimelere dökemiyoruz. Dediğim gibi, Allah Teala kim hayal ediyorsa onun ailesine de, evladına da aynı şeyleri yaşatsın inşallah.