Asr-ı Saadet'te Bayram

💠 Resulullah Efendimiz (SAV) Mekke'den Medine'ye hicret ettiği zaman, Medine ehlinin yılda iki defa olmak üzere yöresel bayram kutladığını görmüştü. 💠 Bunun üzerine Resulullah (SAV) buyurdu: 'Yüce Allah size o iki bayram günlerine bedel olarak daha hayırlı iki bayram günleri ihsan buyurmuştur.' 💠 Hadis-i şerifi ile Müslümanlara Ramazan-ı Şerif'in hemen ardından Ramazan bayramını, Zilhicce ayının 10. günü ile beraber de Kurban Bayramı'nı müjdelemiş oldu. 💠 Asr-ı Saadet'te Müslümanlar bu mukaddes günler içinde birbirlerini ziyaret eder, bayramlaşır, meşru bir zeminde eğlenerek bayramı idrak ederlerdi. (Ebu Davud, 'Salât' 245 - Nesâî, 'İdeyn' 1) Edebiyatımızda Ramazan Bayramı 💠 Resulullah (SAV) bayramları müminler için yardımlaşma, dayanışma ve mutluluk günleri ilan etmiş ve bu zaman dilimlerinde toplumsal birlikteliğin artmasını istemişti. 💠 Hem dini olarak hem de sosyal manada birleştiricilik yönü kuvvetli olan bayramlar, Müslümanların bir arada olmalarına vesile olduğu gibi toplumdaki maddi ve manevi eksiklerin giderilmesini de sağlardı. Geçmişten günümüze ünlü şairlerin dizelerinde bayram coşkusu 💠 Asr-ı Saadet'te, bayram kutlamaları musallâ adı verilen geniş bir alanda herkesin katıldığı bayram namazı ile başlardı. İlk bayram namazı, musallâda hicretin ikinci yılında, Kurban Bayramı'nda Zilhicce ayının onuncu günü kılındı. Musallâ nedir? Pek çok kişinin namaz kılabileceği üstü açık mescid, namazgah. 💠 Bayram namazı için pek çok kimse geldiğinden dolayı Resulullah (SAV) eğer aksi bir durum yoksa bayram namazını musallada eda ederdi. 💠 Bayram namazı öncesinde gusül abdesti alan Resulullah (SAV), namaz için en güzel elbisesini giyerdi. Namaz sonrası evine dönerken farklı yolları tercih ederdi. 💠 Ayrıca Ramazan bayramında namaz için evden çıkmadan önce bir-iki hurma yerdi. Bu durum zamanla bayramlarda tatlı yeme ve dağıtma geleneğini doğurdu. Türk lehçelerinde 'bayram' kelimesinin karşılığı 💠 Peygamberimiz (SAV), ashabı ile normal hayatta görüştüğü gibi bayramlarda da onları evlerinde ziyarete gider, ikramlarını kabul ederdi. Kendisi de misafirlerine ikramda bulunurdu. 💠 Resul-i Ekrem (SAV), Müslümanlar arasında dargınlığı hoş görmezdi. Bayramları küslerin barışması için güzel bir sebep olarak görürdü. Zira Resulullah (SAV) buyurdu: 'Bir Müslüman'ın diğer Müslüman'a üç günden fazla dargın durması helal olmaz' (Buhârî, Edeb, 57 - Müslim, Birr 23-25) 💠 Allah Resulü (SAV), hastaları ziyaret etmeye çok önem verirdi. Sahabilere bu hususu sıklıkla tembihler ve hasta ziyaretinin Müslümanlar için bir vazife olduğunu bildirirdi. 💠 Bayramlarda Resul-i Zişan (SAV), Müslümanların kabirlerini de ziyaret eder, duada bulunur ve buralardan ibret alınmasını, her an ölecek gibi yaşanmasını isterdi. Türk lehçelerinde 'Ramazan' 💠 Bayramların huzur, mutluluk ve sevinç günleri olduğunu ilan eden Hz. Peygamber (SAV) o günlerin kalabalıkla ve büyük bir coşku içinde kutlanmasını arzu ederdi. 💠 Mescid-i Nebevi'nin toprak zemini üzerinde bir grup Habeşlinin oynadığı mızrak kalkan oyunlarını hanımı Hz. Aişe (RANHA) ile birlikte seyredip Hz. Ömer'in (RA) müdahalesini de doğru bulmadığı bilinmekte. 💠 Resul-i Ekrem Efendimiz (SAV) bayramlarda sıla-i rahime çok dikkat eder, bu toplumsal hakikatin toplumda yerleşmesi için titiz ve özverili davranırdı. Sıla-i rahim ne demek? Akrabalık bağlarını yaşatmayı, akrabaların birbirini ziyaret etmesini ve iyi ilişkiler kurmasını ifade eden ahlâk terimi. 💠 Zira akrabalık bağını sağlamlaştırmanın toplumsal aidiyet, kültürel zenginlik meselelerinde büyük önem arz ettiği için Müslümanlar olarak bu sünnet-i seniyyeye sıkıca sarılmalıyız. Ramazan bayramı ne zaman 💠 Müslüman hayat pratiğinin güzel bir özeti olan bayramlar; birliğin, beraberliğin ve toplumsal dayanışmanın en güzel örnekleri olarak tarih sahnesinde yer ettiler. 💠 Asr-ı Saadet'te büyük bir coşku ve mutluluk ile idrak edilen bayramlardan örnek almalı, bu mukaddes zaman dilimlerini Allah Teala'nın (CC) hoşnut olacağı eylemler ile geçirmeliyiz.