Kemal Sayar'ın Yavaşla kitabından alıntı ve sözler

Sevmek için zaman ayırmak gerekir. Bilmek için zamana ihtiyaç duyarız. Güzelliği ancak zaman ayırarak fark ederiz. Zamanla olgunlaşırız. Lütfen yavaş gidiniz. Sayfa 47 Derdini sev, kaderini sev, sana kuyuların karanlığından sonra aydınlığı göstereni sev. Sayfa 173 Gerçek bir sohbet; ırk, sınıf, cinsiyet, kültür veya dinden bağımsız olarak herkese eşit davranılan evrensel adalet anlayışından ve bir saygı etiğinden yola çıkar. Sayfa 147 Herkes konuşuyor ama pek az insan dinliyor. Çok konuşmak, beraberinde sağırlığı getiriyor. Sayfa 290 İnternet çağında hiç yüz yüze görüşmeyeceğimiz insanlara giderek daha fazla açılmak zorunda kalıyoruz. Hayatımızın fazlasıyla kişisel kimi ayrıntılarını karşımızdaki insanların tepkilerini ölçme şansına sahip olmadan ifşa ediyoruz. Sayfa 293 Kimse size iyi bir anne olduğunuz için aferin demez, ama iyi yazarlar, iyi doktor veya iyi öğretmenler aferin alır. Tuhaf şeydir, işlerimiz bize bir kimlik verir ama annelik veya babalık vermez. Sayfa 175 Babasız büyümek, çocukların iç dünyalarına bitmek bilmeyen bir gurbet acısı olarak tercüme edilir. Babadan gurbet, bir oğul için gurbetlerin en yakıcısı, en iç paralayıcısıdır. Sayfa 194 Hasılı kelam, baba eşsiz bir gölgedir. Sayfa 210 Modernleşmeyle beraber ev ve iş arasında oluşan uçurum, babanın evden kaybolmasına yol açmıştır. Pek çocuk için, baba artık o uyuduktan sonra eve gelen bir gölge varlıktır. Sayfa 211 Yaşlı insanın biriktirdikleri kıymetsiz gösteriliyor. Burada modernliğin o bildik eski asalıyla karşılaşıyoruz, insana sürgit bir yurtsuzluk duygusu olarak yansıyan köksüzlük, bir ev ve aidiyet eksikliği. Yaşlıyı toplumdan kovanlar, onun hikâyelerini de kovuyor. Sayfa 159 Birimizin mutluluğunun hepimizin mutluluğuna bağlı olduğu yolundaki ahlaki duygu ile insan oluruz. Sayfa 121 Mutluluğun bir hapla başarılabileceği düşüncesi, insandaki mücadele ve mukavemet azmini törpülüyor. Böylece bir hapla dönüşsek ve mutlu olsak bile, geride anlatabileceğimiz bir öykü kalmıyor. Sayfa 128 Bir 'ihtimam ahlakı'na ihtiyacımız var. Yaralamayan bir hayırseverliğe, acımaktan doğmayan bir adalete. Sayfa 154 Tahakküm etmeyen bir merhamete susamış durumdayız. Bunun için saygının günübirlik ilişkilerde canlandırılması, her yurttaşın saygıya layık olduğunu hissetmesi ve bu duyguyu içselleştirmesi gerekiyor. Sayfa 154 Bu topraklarda birbirimize hoşça bakarak yaşayabilmek için 'kalpten kalbe giden yol'u diriltmemiz, 'kibir ve önyargı'dan sıyrılarak yârenlik ve sohbeti ihya etmemiz gerekiyor. Sayfa 301 Yolların çatallandığı noktalarda ben diyememek ve sürüyle birlikte yol almak, kişinin iç boşluğunu büyütür ve daha büyük yalnızlıklar doğurur. Sayfa 101 Depresif kişi, kimileyin hakikati bütün çıplaklığıyla gördüğü için acı çeker. Orada hayatı idame ettirmeye yarayan kandırmacalar sökmez. Sayfa 101 Yavaşlayın! Bu hayattan sadece bir defa geçeceksiniz. Sayfa 21 Saldırganlık büyük ölçüde öğrenilmiş bir davranıştır ve çoğu zaman da duruma özgüdür. Tuhaf olan, insanın uygarlık sürecinin kötülüğü azaltmak yerine çoğaltmasıdır. Sayfa 77 Bir acıyı anlamlandırabildiğimiz zaman, ruh eksik olanı ikmal eder; tamamlanır, olgunlaşır. O acıyı üreten yanlışları durmaksızın tekrarlamaktan vazgeçeriz. Sayfa 96 Beyin, televizyonun zehirli etkisiyle hıza alıştırılıyor. İmgelerin hızla değiştiği, şeylerin patladığı, şiddetin sıradanlaştığı, dilin giderek daraldığı bir medya ortamı içinde çocuklar; ders çalışmak, kitap okumak veya düşünmek gibi yavaşlık ve dikkat gerektiren eylemleri yapamaz hale geliyorlar. Sayfa 242 Dikkat eksikliği sorunu giderek salgın boyutlarına varıyor. Sayfa 31 Çünkü biz saygıyı sadece belirli insanlara hasrediyoruz. Sadece bizden daha güçlü gördüğümüz kişi veya kurumlara saygı gösteriyoruz. Bizimle eşit statüde bulunmayan insanların ihtiyaçlarına saygı duymuyoruz. Sayfa 153 İnsanın iç dünyası mahremdir, oraya herkes elini kolunu sallayarak giremez, kırılganlık ve üzüntüler gösteri programlarına meze yapılamaz. Sayfa 278 Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın. Kemal Sayar, 26 Mayıs 1966 yılında Ordu'da doğdu. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi mezun oldu. Uzmanlığını ise Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri ana bilim dalında tamamladı. 28 Kasım 2000 yılında psikiyatri doçenti unvanına sahip olmuştur. 2000-2004 yılları arasında Karadeniz Teknik üniversitesi Tıp Fakültesinde Psikiyatri AD Öğretim Üyeliği yaptı. Kemal Sayar, 2008 yılında profesör olarak Fatih Üniversitesinde öğretim üyeliğine başladı ve üç yıl sonra Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim dalına geçti. Ulusal kongrelere konuşmacı olarak katılan Kemal Sayar, 2006 yılında ise 'Uluslararası Bakırköy Günleri' sempozyumunu düzenleyerek adını Türkiye'de duyulur hale getirmeyi başardı. Öte yandan 2017-2018 yılları arasında Uluslararası Psikofarmoloji Kongre Başkanlığı'nı yürüten Sayar, pek çok ulusal psikiyatri konulu dergilerde de danışmanlık hizmeti verdi. Tüm bu süreçte de pek çok eser kaleme aldı. Kemal Sayar, halen Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı başkanı olmasının yanı sıra çeşitli gazete ve dergilerde köşe yazarlığı yapmaktadır. Yirminin üzerinde kitabı olan yazar, edebiyatla da yakından ilgilenmektedir. Kemal Sayar'a ait kitapları incelemek ve satın almak için tıklayın.