İsmet Özel'in Ve'l Asr kitabından 30 alıntı 📙

◾ Bilgi çeşitlilik bakımından çoğaldı; fakat her çeşit kendi dar kalıbını doğurdu. ◾ Madem 'canlı kalmak' ifadesinin anlamı biz insanlar için ot gibi veya it gibi yaşamayı kapsamıyor, o halde insan hayatının kendine mahsus alanına dair bir anlayışımız, bir şuurumuz olsa gerek. ◾ Eğer katıksız Türkçe konuşacağım diye tutturursanız 'hiçbir şey' diyemezsiniz. Çünkü 'hiç' Farsça, 'şey' Arapçadır. İsmet Özel kimdir? ◾ Okumayı ciddiye alan kişiler neden 'ne okumamı tavsiye edersiniz?' sorusunu sormazlar? Çünkü kitaplar insanı kitaplara götürür. Kitapların kendileri zenginliklerini ve yetersizliklerini ele verirler. Okumanın rehberi okumaktır. ◾ Müslümanın bir dönüm noktası, bir devrim anı beklemesine gerek yoktur. O istikamet üzre olduğu sürece inkılap vuku bulmaktadır. ◾ Çağımızın blöfler çağı olduğunu söylemek mümkün. İsmet Özel'den hafızalara kazınan 100 alıntı ◾ Anladıklarımızla dost oluruz, ancak dostlarımızı anlarız. Artık anlayamadığımız dostlarımızı kaybederiz. Düşmanlarımızı ise anlamamız mümkün değildir. Onlar anlamadığımız kadar düşmanımızdır. Oysa onları öğrenebiliriz. Onları çok iyi öğrenerek bize verecekleri zararı en aza indirebiliriz. ◾ Bir şey ne ise o değildir. Ne değilse odur. ◾ İnsanlar arasında çıkar bağı değil de gönül bağı varsa, her biri muhatabını korumayı gözeterek davranacaktır. İsmet Özel'den unutulmaz alıntılarla İslam ◾ Kendi başına bir şey yapamıyorsan, başkasıyla hiçbir şey yapamazsın. ◾ Müslümanların İslâm'ı anladıklarının kanıtı, onların yüzyıllardan beri, başlarına salınan ve katlanılması güç belâlara rağmen Müslüman kalışlarında... ◾ Asıl noksanımız, noksanlığımızı kavrayamamaktan doğuyor. ◾ Hiçbir insan bir diğerini eli, ayağı, beyni vardır diye var kabul etmez. Bir insanı diğeri için var kılan, karşısındakinin kendisiyle kurduğu anlam bağıdır. ◾ Dünya ahiretin tarlası olduğuna göre burada yapılacak işler var... ◾ Aramızdan önce ihaneti kaldıralım, içimizden birinin hain olmadığını o zaman göreceğiz. ◾ 'Ne okumamı tavsiye edersiniz?' bu tatsız soruda karşıma çıkıyor. Tatsız diyorum zira okumayı ciddiye alan kimse böyle bir soru sormaya gerek duymaz. Okumayı ciddiye almamış birinin bu türden bir soruyla kendini ve başkalarını meşgul etmesi hem bezginlik verici, hem de abestir. Ona doktorların hayatından ümit kestikleri hastaya uyguladıkları diyeti vermek gerek. ◾ Yaşayacağız yaşamasına ama canlı kaldığımızı söylemek kolay olmayacak. ◾ Günümüz Türkiye'sinde kimse kendi evinin önünü süpürmüyor. Çünkü hiç kimse kendi evinde oturduğuna inanmış değil. ◾ Sözün özü; anladıklarımızla dost oluruz, ancak dostlarımızı anlarız. ◾ Herkes neyi düzelteceğini, neyin düzeltilmesi gerektiğini biliyor; ama bu düzelecekler, düzeltilecekler arasında kendisi yok. ◾ Bir şeyin sonunun geldiğini biliyoruz; ama bu sonun neyi başlattığını anlayamıyoruz. ◾ Osmanlı Devleti ömrünü uzatabilmek için topraklarını kaybede kaybede yaşama yolunu seçmişti. Türkiye Cumhuriyeti'nin kaybedecek toprağı kalmamıştı. Eğer bundan fazlasını kaybederse devlet olarak varlığının izahı pek kolay olmayacaktı. Toprak feda edemediği için kültürel değerlerini feda etti. Müslümanlığını pazara çıkardı. ◾ Sakın ola iç dünyanızdaki derinden gelen şarkıyı dindirmeyin. Bırakın musiki çağlasın sizin de içerinizde. ◾ Neyi bastırdıysan göğsüne, göğsünü soludukça büyüyen odur. ◾ Muallâkta oluşumuz nasıl da ortak! Bir tarağın dişleri gibiyiz. Aynı sapa bağlıyız; ama en yakın çevremiz bomboş. Bu boşluk içinde iyi ve kötü oluyoruz, iyileştiriyor veya kötüleştiriyoruz. ◾ Yazmak da, okumak da birer sorumluluktur. ◾ Tavsiye meselesi gündelik mantık esas alınarak çözülecek cinsten değil. En doğrusu, gelin birbirimize hakkı tavsiye, sabrı tavsiye edelim demektir; ama kimin tavsiye etmeye ve tavsiye olunmaya liyakat kesbettiğini düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum. ◾ İnsanoğlu menfaati bakımından fare deliği önünde bekleyen kedi gibidir. ◾ Hepimizin evi yandığı halde senin evin yanmadığı için sevinirsen yalnız kendin kötü olmakla kalmaz hepimizi kötüleştirirsin. ◾ Ama eğer özgürlük sadece birileri tarafından tanımlanmış düşüncelerle tanınacaksa, nelerin düşünce sayılabileceğinin sınırları konuşulmuşsa, bunun neresi özgürlük? Edebiyatımızın yaşayan en önemli kalemlerinden biri olan İsmet Özel şair, yazar ve mütefekkir kimliği ile ön plana çıkmış bir isim. ◾ Düşüncesinde, şiirinde, varoluşunda devamlılık olan ender yazarlardan biri olan İsmet Özel, 19 Eylül 1944 yılında Kayseri'de doğdu. ◾ Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde öğrenim gördükten sonra, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı'ndan mezun oldu. 18 yıl Devlet Konservatuvarı'nda Fransızca okutmanlığı yaptı. ◾ İlk şiirini 1963 yılında yayınladı. 1974'te Sezai Karakoç'un çıkarttığı Diriliş Dergisinde 'Amentü' şiirini yayınladı ve ruhsal bir değişim yaşayarak yazı hayatına İslami düşünce çerçevesinde devam etti. ◾ Özel, bakış açısı, ses ve mana yönünden bağımsız dili ve kendine has üslubuyla edebiyatın zirve isimlerinden biri oldu.