Haruki Murakami hakkında az bilinen 15 gerçek

Haruki Murakami, roman yazmaya bir beyzbol maçı izlerken karar verdi. Murakami, verdiği bir röportajda, 'Bir anda benim de bir roman yazabileceğim hissine kapıldım, nedendir bilmem ama bir aydınlanma anı gibiydi.' dedi. Murakami, maçtan sonra eve gidip masanın başına oturdu ve ilk romanını yazdı. Haruki Murakami ödüllü bir yazar olmadan önce, tam 7 yıl boyunca bir restoran işletti. ''Koşmasaydım Yazamazdım'' adlı eserinde, o günlerde insanlarla içli dışlı oluşunun ve biriktirdiği hikâyelerin sonrasında öykülerine nasıl yansıdığını anlattı. Murakami ilk romanını İngilizce olarak yazmaya başladı, fakat sonra Japonca ile devam etti. Yazar ilk romanını yazarken 'sadece kulağa nasıl geldiğini duymak için' ilk sayfaları İngilizce yazmayı denedi. Fakat sonra İngilizceye, Japonca kadar hâkim olmadığı için Japoncayla devam etti. Yazar bu denemesini şimdilerde iyi bir yazı egzersizi olarak gördüğünü söyledi. Murakami verdiği söyleşide, 'Basit ve kısa cümleler yazıyordum.'' 'Ortaya çıkan sonuç pürüzlü, yontulmamış ve sıkıcıydı. Ama kendimi bu yöntemle ifade etmeye çalışmak yavaş yavaş kendine özgü bir ritim meydana getirdi.' dedi. Yazarların ilk eserleri ister istemez acemiliklerini de yansıtır. Bu durum Murakami açısından da pek farklı değildi. Zira yazar, ilk iki romanının İngilizceye çevrilmesini hiçbir zaman istemedi. Murakami 2004 yılında verdiği röportajda, 'İlk iki kitabım Japonya dışında yayımlanmadılar, ben yayımlanmalarını istemedim, çünkü olgunlaşmamış işlerdi, oldukça kısaydılar.'' dedi. Haruki Murakami'nin asıl mesleğini çevirmenliktir. Fakat kendi romanlarından hiçbirini İngilizceye çevirmedi. Yazar verdiği röportajda, yıllar boyunca İngilizceden Japoncaya birçok kitap çevirdiğini fakat Japoncadan İngilizceye hiç çeviri yapmadığını söyledi. Yine de eserlerinin çevirisinde düzenli olarak çalıştı. Birçoğumuz gibi Murakami de son teslim tarihlerinden hoşlanmıyor. Günümüzde dünya çapında bir yazar olduğu için, yayınevleri kitaplarını bir an önce bitirmesini istiyor, fakat Murakami bundan hiç hoşlanmıyor. 2014 tarihli bir röportajında bu konu hakkında, 'Bitmişse bitmiştir, ama bitmemişse bitmemiştir.'' dedi. Yazarın uzun vadeli hedeflerinden biri, Muhteşem Gatsby'nin çevirisini yapmaktır. Yazar bu hedefi kendisine 30'lu yaşlarında koydu ve 60'lı yaşlarına kadar bu çeviriyi yapmayı hedefliyor. Bu hedefin altında elbette ekonomik bir kaygı bulunmuyor, yazar bunu tümüyle kendi hedefi için yapmak istiyor. Murakami romanlarının orijinal hallerini, özel bir gerekçesi olmadıkça tekrar okumaz. Fakat İngilizce çevirilerini zaman zaman açıp tekrar gözden geçirdiğini söyledi. Yazar verdiği bir röportajda, 'Bunu, orijinal metinle arasındaki mesafe sebebiyle, oldukça eğlenceli buluyorum ve çoğu zaman keyifle okumuşumdur.' dedi. Kimi yazarlar henüz masanın başına oturmadan evvel yazacakları romanı, en ince ayrıntısına kadar planlamayı severler. Fakat Murakami onlardan biri değildi. 2011 yılında verdiği bir röportaja bakılacak olursa yazar tümüyle plansız ve kendi deyişiyle 'sezgisel' bir biçimde yazdığını söyledi. Haruki Murakami eşi Yoko'nun görüşlerine oldukça önem veriyor. Eşi yazarın ilk okuyucusu olmakla kalmıyor, kimi zaman hataları üzerine Murakami'yi uyarıyor. Yazara ilk büyük çıkışını sağlayan ''İmkânsızın Şarkısı'' adlı romanı, yazar için bir 'deney' niteliğindeydi. Aynı zamanda yazarın ilk realist romanı olan, İmkânsızın Şarkısı için şöyle dedi: 'Kendime yüzde yüz realist bir roman yazabileceğimi kanıtlamak istedim ve bana sorarsanız bu deney sonrası için oldukça yardımcı oldu.' Murakami'nin kitaplarında sık sık kedilere rastlamamızın aslında çok basit bir nedeni var: Murakami kedileri çok seviyor. Verdiği bir röportajda şöyle açıkladı: 'Bunun sebebi muhtemelen kedilere düşkün olmam, çünkü küçüklüğümden bu yana etrafımda hep kediler oldu.' Görünen o ki Murakami hâlâ kendi başarısının şaşkınlığını yaşayanlardan birisi. Söylediklerine bakılacak olursa elde ettiği başarı, yazara oldukça gerçek dışı görünüyormuş. Murakami, 2013 yılında verdiği bir röportajda, 'Aslını isterseniz profesyonel bir romancı olmayı başarmış olmak, şimdi bile, büyük bir sürpriz benim için' dedi. Murakami, yazdığı hemen her şey çok satan bir yazar unvanına sahiptir. Fakat görünen o ki yazarın bir yılda ne kadar kazandığına dair bir fikri yok. Çünkü, paranın yönetimi karısına aittir. Yazar, 2011 tarihinde verdiği röportajında, 'Bir yılda ne kadar kazandığımı hiç bilmiyorum, gerçekten hiçbir fikrim yok.'' dedi Murakami, 1980'li yıllarda Türkiye'ye geldi. Bu yolculuğunda, Karadeniz kıyıları ve Doğu Anadolu'ya kadar gitti. Bu deneyimlerini, 'Yağmur ve Cehennem Sıcağı' adlı bir kitapta topladı. Bu kitabında, Türkiye'de en çok sevdiği yiyeceğin taze pişmiş ekmek, içeceğin ise çay olduğunu belirtti.

Haruki Murakami hakkında az bilinen 15 gerçek

İlhamın nerede geleceği belli olmaz