Evin salonundan edebiyata taşan kahramanlık mücadelesi: "Babalar ve Oğullar"
İnsanlıkla beraber bir hane içerisinde çatışmaların başrolleri baba ve oğul olarak karşımıza çıkar. Hayatın en sancılı ve çekişmeli mücadelesi sorgusuz sualsiz baba-oğul arasında görülür. Baba – oğul mücadelesi, mitolojik zamanlardan beri sözlü ve yazılı edebiyata konu olmasının yanında psikolojik araştırmaların da konusu olur. Çoğu zaman babalar, oğullarını yarım kalmış hayallerinin tamamlayıcısı olarak görürken; oğullar kendi hayatlarının akışında yaşamaya ayak diretirler.
"Tüm kadınlar sonunda annelerine benzerler: Bu onların dramıdır. Erkekler için böyle bir durum asla söz konusu olamaz. Bu da onların dramıdır."
Oscar Wilde
FREUD VE ÖDİP KOMPLEKSİ
Sigmond Freud, baba-oğul mücadelesinin sebebi olarak "Ödip Kompleksi"ni gösterir. Freud, bu mücadeleden bahsederken, baba-oğul çatışmasını bilinçaltı dürtülerle açıklar. Çocuk büyüdükçe babasını karşısında rakip olarak görür ve babasına karşı şuur altında bir kin duyardı. Çünkü annesi, babasına aitti. Bu hisleri açığa vuramayan erkek çocuklar, hislerini şuur altında saklar ve bazen da bu hal çocukta hastalık bile yapardı. Freud'a göre şuur altına atılan bu hisler tesirlerini gerçek hayatta değil masal ve efsanelerde göstermiş ve bu efsaneler de zamanımıza kadar gelmiştir.