Dünyanın ilk romanı Genji'nin Hikâyesi hakkında detaylar

Dünyanın ilk romanı Genji'nin Hikâyesi'nde kayıp sayfalar bulunuyordu. Bu kayıp sayfalar bir evden çıktı. Genji'nin Hikâyesi'ni (The Tale of Genji) 11. yüzyılda kaleme alan yazar Murasaki Shikibu, romanı yazdığı dönemde Japon sarayında nedimeydi. Japon medyasına göre uzmanlar yeni bulunan el yazmasının gerçekliğini onayladı. El yazmasının 21,9 cm uzunluğunda ve 14,3 cm genişliğinde olduğu belirtildi. Genji'nin Hikâyesi'nin orijinal versiyonunun yok olduğu düşünülüyor ama başka yazarların hikâyenin kopyasını çıkardığı söyleniyor. Dünyanın ilk romanı olabilecek bu roman aynı zamanda Japon edebiyatının da başyapıtı sayılıyor. Dünyanın ilk romanı olarak bilinen Genji Monogatari, İngilizce adı ile 'The Tale of Genji', Murasaki Shikibu adında bir saray görevlisi tarafından yazıldı. Yazarın hikâyeyi, Genji Odası adı verilen odada 1004 yılında yazdığı anlatılır. Monogatari ise Japonca 'da hikâye, roman ve masal gibi edebiyat türlerinin genel adıdır. Genji Hikâyesi, Japoncanın yazımında kullanılan hece yazısı olan 'kana' ile kaleme alındı. Tamamının çevirisi 1933 yılında Arthur Waley, 1976 yılında da Edward G. Seidensticker tarafından yapıldı. Günümüzde Japon lise müfredatında da yer alan eser, Japon çocuklara ilköğretim çağında da okutuluyor. Roman henüz bizim dilimize kazandırılmadı. Genji'nin Hikâyesi, 54 bölümden oluşuyor. Romanda yaklaşık 400 karakter var. Karakterler roman boyunca takma isimlerle olay akışına dahil oluyor. Konusu ise, Heian döneminde (794-1185) yaşamış İkinci Prensin hayatı… Kitap, kahramanın ailesinin tanıtılmasıyla başlıyor. Zamanın imparatorun soylu olmayan gözesinden bir oğlu olur. Daha sonradan 'Genji' adını alacak olan çocuğu doğururken annesi ölür. İmparator, doğan çocuğa gözü gibi bakar; çünkü bu çocuk ölen kadının güzelliğini taşımaktadır. Ayrıca siyasetin bu çocuğu kirletmesini istemediği için onu veliaht olarak seçmez. Çocuk, taht yerine soylu olmayan Gen klanının başına getirilir. Bu sebeple, kitabın da ismi olan Genji adını alır. Öykünün geçtiği yer, şu anki adıyla Ishiyama-dera Tapınağı'dır. Genji imparatorluğun güçlü ailelerinden biri olan Fujitsubolar'ın prensesine aşık olur fakat Aoi no Ue ile evlendirilir. Aoi imparator varisi olan Genji'nin abisi ile evleneceğini düşündüğünden Genji'yi istememektedir. Aoi, Genji'yi seven bir kadının büyüsüyle öldürülür. Bu kitap, ilk olmasının beraberinde, statü gibi kavramların insanların hayatını nasıl mahkûmiyete çevirdiğini de gösteriyor. Özellikle kötülüğün iyilikten daha gerçek olduğunu vurgulaması açısından önemli bir eser. Günümüzde Japonya'da birçok manga, farklı televizyon dramaları 'Genji Hikâyesi'nden esinlendi. Murasaki Şikibu, 978 – 1016 yılları arasında Heiandevri Japonya'sında (794-1185) yaşadı. Esas adı bilinmeyen yazar ''Shikibu'' unvanını babasının çalıştığı ve ''Shikibu – kyö'' adı verilen resmî kurumdan aldı. ''Murasaki''yi ise Genji'nin Hikâyeleri'nde aynı adı taşıyan karakterden ötürü okuyucuları verdi. O dönem kadınlara okuma-yazma öğretilmediği için Murasaki erkek kardeşine öğretilen derslerden istifade ederek okuma-yazmayı öğrendi. Michinaga Fujivara 1000 yılında, kızını İmparator İchijo ile evlendirince, kızına dostluk yapması adına Murasaki'yi de saraya görevli olarak aldırdı. Dünyanın ilk romanı Genji'nin Hikâyeleri'nin yanı sıra Murasaki Shikibu'nun Günlüğü adlı eserini de saraydaki nedimelik tecrübesinin ardından yazdı. Murasaki, İmparator İchijo ölünce, İmparatoriçe ile beraber saraydan ayrıldı ve Biwa Gölü yakınlarına yerleşti.