İçindeki Sesi Dinleyen Sanatçı: Dursun Ali Erzincanlı

◼ Dursun Ali Erzincanlı 1969'da Osman bey ve Meliha hanımın çocuğu olarak, Erzurum'da dünyaya geldi. Babası hastahanede çalışan Erzincanlı ailenin tek erkek çocuğuydu. ◼ Ailesi ile birlikte müstakil bir evde yaşayan Dursun Ali Erzincanlı, çocukluğunu ve ilk gençlik yıllarını toprak ve şehirle ilişki kurarak geçirdi. Tarihe yolculuk yaptıran şehir: Erzurum ◼ Her hafta düzenli olarak Vav TV'de yayınlanan 'Yüzler ve İzler' programına konuk olan usta seslendirmen o günleri şu cümlelerle özetledi: ↪ Yaşadığımız çevrede herkes birbirini tanırdı. Mahallemiz adeta odaları farklı yerlerde bir ev gibiydi. Programın tamamını izlemek için tıklayın ◼ Sesiz sakin bir çocuk olan Erzincanlı'nın babası okumasını çok ister. Dedesi ilim ehli bir beyefendidir. Kuran eğitimi alıp hafız olmasını arzular. Dedesinin bu arzusunu yerine getirmek isteyen Dursun bey, ilköğretimden sonra üç yıl boyunca Kur'an-ı Kerim eğitimi ve din dersleri alır. Çocuklarımıza Kur'ân'ı Nasıl Öğretelim? ◼ Bir gün Diyanet İşleri Başkanı'nı hutbe verirken izler. Duruşundan, hitabetinden, kıyafetinden çok etkilenir ve Erzurum İmam Hatip Lisesi'ne kayıt olur. Kendinden silik ve çekingen bir öğrenci olarak bahseder. Fakat okumayı çok sevdiğini söyler. ↪ Ortalama bir öğrenciydim fakat sesim beğenilirdi. Dolmuşta para uzatmak için seslenince dönüp bakarlardı. Programın tamamını izlemek için tıklayın ◼ Dursun Ali Erzincanlı'nın öğretmenleri de bu kabiliyetinin farkındadır. Bu konu da ilerlemesi için teşvik ederler. Okuldaki sunuculuk görevleri ona verilir. Türk halk müziği korosuna yönlendirilir. Verimli kitap okuma teknikleri ◼ Yakın arkadaşıyla İstanbul'a gitmeyi çok isteyen Erzincanlı, ilk sınavda başarısız olsa da daha sonra İstanbul Üniversitesi Bilgi Belge Yönetimi Bölümü'nü kazanır. ◼ Emekli olan babası da İstanbul'a yerleşme kararı aldığı için ailesiyle birlikte İstanbul'a yerleşen Dursun Ali Erzincanlı, hayallerine ulaşır. Fakat 'Bilgi Belge Yönetimi' kazansa da 'Radyo Televizyon' bölümünün derslerine girer. İstanbul'un 5 tarihi semti ◼ Zamanla sinema dünyasına geçiş yapmak isteyen Dursun Ali, Mesut Uçakan ile irtibat kurarak bir röportaj yapar. Bu mülakattan sonra Mesut Uçakan'ın yanında çalışmaya başlar. ◼ Erzincanlı, 'İskilipli Atıf Hoca' filminde Giresunlu bir genç olarak rol alır. Daha sonra 'Kelebekler Sonsuza Uçar' ve 'Ölümsüz Karanfiller' filmlerinde sanat grubunda yer alır. Hakkı haykıran bir ömür: İskilipli Atıf Hoca ◼ Doksanların başlarında özel radyoların açılmasıyla beraber önce Akra FM'de yayın hayatına başlamak istediyse de teknik sebeplerden dolayı ikamet ettiği muhite yakın olan Moral FM'de işe başlar. 10 yıl burada titizlikle çalışan Dursun Ali, Moral FM'in kendisi için bir okul olduğunu ifade eder. ◼ Moral FM'de Hayri Küçükdeniz, Said Taktak, gibi değerli isimlerle çalışan Erzincanlı, muhtelif programlar icra ederek zamanının büyük kısmını çalıştığı yere hasreder. Erzincanlı o günleri, ↪ O günler neredeyse radyoda yatıp kalkıyorduk. Radyonun cazip olduğu günlerdi, insanlar ''Aman, iyi yiyip için diyerek Beykoz'dan su getirirdi.' cümleleri ile anar. Programın tamamını izlemek için tıklayın Eskinin hiç eskimeyen adı: Radyo ◼ 1998'de gerçekleştirdiği Umre ziyaretinde Efendimiz'e (SAV) şiir yazmaya niyet etse de bu isteği gerçekleşmez. 1999'da, depremden sonra Faran Dağları'nı yazan Erzincanlı'ya, Arif Nihat Asya'nın 'Seccademde Kumlardı' şiiri ilham olur. Şairlerimizden Peygamberimize yazılan naat şiirleri ◼ Bir albüm yapılması teklifini kabul eden Erzincanlı ilk albümünü çıkardıktan sonra peşi sıra diğer albümleri de yayınlanır. Nazif Tunç, Veysel Karani rolü için Dursun Ali Erzincanlı'yı düşünür. Erzincanlı'nın rolü canlandırma noktasında çekinceleri olsa da karaktere hakkıyla hayat verir. Daha sonra da Rabia filminde rol alır. Veys el-Karani'ye izafe edilen bir dua Ben annemin rüyasıyım! ◼ Annesi, Dursun Ali Erzincanlı dünyaya gelmeden evvel bir rüya görür. Annesinin gördüğü rüyayı Dursun Ali Erzincanlı duygusallıkla bizlere nakleder: 'Abdurrahman Gazi Türbesi içindeyim bir hareketlilik var. Gelen birisi var, öğreniyorum ki Fatmatüzzehra geliyor. Heyacanla bekliyorum, olduğum yerde bir kuyu var. Fatma annemiz: ''Kuyudan Ali'yi al.'' diyor. Kundağı yarıya kadar açılmış kuyuya sarkmış bir bebek var, ben tam alırken Fatma annemiz: 'Düşürmeden al.' diyor. Ben alınca dedi ki: ''Karnını doyur.' sonra ben doyururken gitmiş. Uyandıktan sonra eşine rüyayı anlatıp doğacak çocuğunun isminin Ali olmasını ister.