VAV TV CANLI YAYIN

Eğitimde Dekolonizasyon: “Zihinsel Sömürgeden Kurtulmalı, Kendi Hikayemizi Yazmalıyız”

Yayınlanma Tarihi: 05.11.2025 16:56 Güncelleme Tarihi: 05.11.2025 17:15

NUN Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından beşincisi düzenlenen Eğitimde 1 Adım Ötesi Zirvesi, "Eğitimde Dekolonizasyon" temasıyla 1 Kasım 2025 tarihinde gerçekleştirildi. Türkiye’nin dört bir yanından 700’e yakın eğitimcinin katıldığı zirvede, sömürgeci kalıplardan arınmış, özgün ve yerli bir eğitim modelinin gerekliliği analiz edildi. Zirve, alanında uzman isimlerin sömürgeciliğin eğitim, bilim, tarih ve dil üzerindeki etkilerini tartıştığı panellere sahne oldu.

Dr. Esra Albayrak: "Bilgiyi Tek Merkezli Olmaktan Çıkarmalıyız"

Eğitimcileri ve eğitime ilgi duyan paydaşları buluşturan zirve kapsamında Fikriyat'a konuşan Dr. Esra Albayrak, konunun temel motivasyonlarını ve aciliyetini vurguladı. Esra Albayrak, bilgiyi tek merkezli bir yapıdan kurtarma gerekliliğine işaret ederek, Güney Afrika'daki öğrenci hareketlerinden George Floyd protestolarına ve Gazze'deki soykırıma kadar uzanan küresel "karşı dalga"nın, artık zihinlerdeki sömürgeyle yüzleşmeyi zorunlu kıldığını belirtti.

Bu yüzleşmenin acil bir boyutu olarak yapay zeka algoritmalarıyla gelen "yeni sömürgecilik" tehdidine dikkat çeken Albayrak, çözümün salt liberal bir eleştiri kültüründe değil, hakikate erişmeyi amaçlayan bir "sorgulama ahlakı" ve "akletme" becerisinde olduğunu ifade etti. Dr. Albayrak'a göre asıl mesele, paradigmayı değiştirerek "El-Harizmi nasıl El-Harizmi oldu?" bunu düşünmek...

Dr. Nihal Fırat Özdemir: "Kendi Hikayemizi Yazmalıyız"

Bilim Tarihçisi Dr. Nihal Fırat Özdemir, Batı merkezli bilim anlayışının, Doğu'nun katkılarını "görmezden gelerek" kendi hikayesini yazdığını ifade etti. "Bilim tarihinin sıfır noktası bizim topraklarımızdan başlıyor. İslam medeniyeti, Batı'ya katkısı doğrultusunda kıymetli değildir; kendi başına bir değerdir," diyen Özdemir, "kendi hikayemizi yazmamız" gerektiğini vurguladı.

Çözüm olarak, Antik Yunan'dan değil, kendi yazma eserlerimizden ve arşivlerimizden beslenen bir tercüme faaliyetine ihtiyaç olduğunu belirten Özdemir, "Aktörleri de bizden seçelim; Leonardo da Vinci değil, Cezeri'yi anlatalım," çağrısında bulundu.

Prof. Dr. Fuat Sezgin'in de "bu alana işaret etmek ve ilgiyi çekmek" için çabaladığını hatırlatan Özdemir, "Fuat Hoca, 'ilk biz yaptık' demek için değil, kaybolan özgüveni tazelemek için çalıştı," dedi. "Fuat Hoca yaşasaydı 'çok çalışın' ve 'klasik dilleri öğrenin' derdi. O, temeli kurdu; bizim ileri taşımamız gerekiyor. Bu, hepimizin topluca sahip olması gereken ülkesel bir özgüvendir."

Dr. İpek Coşkun Armağan: "Sömürgeci Kalıntı Zeka Testleridir"

Dr. İpek Coşkun Armağan, zirveyi bir "zihinsel eve davet" olarak nitelendirerek, mevcut sistemin öğrencilerde "aidiyetsizlik krizi" oluşturduğunu söyledi. Eğitimdeki sömürgeci kalıntıların en bariz örneklerinden birinin "zeka testleri" olduğunu belirten Armağan, "Zekanın bu kadar övülmesi Sosyal Darwinizm ile alakalıdır ve adaletsizliğe sebep olmaktadır," dedi.

Armağan ayrıca, Batılı teoriler yüzünden "ezberci eğitim" diye küçümsenen "ezber" metodolojisinin, zihinsel kapasite için gerekli olduğunu ve ezberin eleştirel düşünceyle beslenmesi gerektiğini savundu.

Prof. Dr. Nilüfer Pembecioğlu: "İnsan Okumayı Bilmeliyiz"

İletişim Bilimci Prof. Dr. Nilüfer Pembecioğlu, eğitim dilinin dekolonizasyonuna odaklandı. Sadece belli cevapları bekleyen sınav sistemlerinin yaratıcılığı öldürdüğünü belirten Pembecioğlu, "Bize bilgiyi alan, yorumlayan, hamur gibi yoğuran ve yeniden bilgiyi üreten nesiller lazım," dedi. Yabancı dilde eğitimin bir tehdit olup olmadığı sorusuna, "Eğer biz taşımaya kararlıysak, hiç kimse bizim zihnimizi ve dilimizi elimizden alamaz," yanıtını verdi. Pembecioğlu, gençlere en önemli okuma tavsiyesinin merhamet ve şefkati içeren "insan okumak" olduğunu belirtti.

Prof. Dr. Recep Şentürk: "Batı Bilimi Evrensel Değildir"

Sosyolog Prof. Dr. Recep Şentürk, "Açık Medeniyet" kavramı üzerinden mevcut eğitim modelini eleştirdi. Batılılaşma süreciyle İslam medeniyetinin "açık medeniyet" modelinden, nasyonalist ve standardize edici "kapalı medeniyet" modeline geçildiğini belirten Şentürk, "Batı bilimi evrensel bilim olarak görülmemelidir. Batının dünya görüşü üzerine inşa edilmiştir," dedi.

Alternatif olarak, bilimsel "empirik bulguları" alıp, "yorumlamalarını kendi dünya görüşümüzle yapmamız" gerektiğini savunan Şentürk, gençlere "köklü yenilikçilik" (tecdid) tavsiye ederek medeniyet mirasına ulaşmak için Arapça ve Osmanlıca öğrenmenin zaruri olduğunu ekledi.

Prof. Dr. Halil Berktay: "Bizde Avrupa Merkezcilik Kalıntıları Var"

Tarihçi Prof. Dr. Halil Berktay, dekolonizasyon mücadelesinin tarih yazımındaki yerine değindi. Türkiye'nin durumunun diğer küresel güney ülkelerinden farklı olduğunu, çünkü Osmanlı İmparatorluğu'nun "siyasi bağımsızlığını hiç yitirmediğini" belirtti.

"Bizde sömürgecilik kalıntıları değil, derin ve sofistike Avrupa merkezcilik kalıntıları var," diyen Berktay, bu mücadelenin Fuat Köprülü ve Halil İnalcık gibi isimlerle 120 yıldır sürdüğünü ve kazanılmakta olduğunu ifade etti. Genç tarihçilere metodolojinin yanı sıra en az 7 dil bilmelerini ve "insanlığın çeşitli hallerini tanımak" için güçlü bir "genel kültür" birikimine sahip olmalarını tavsiye etti.

Zirvede öne çıkan bir diğer önemli tavsiye ise Dr. Munir Fasheh'ten geldi: "En önemli şey, her insanın bir anlam ve beyan (ifade) kaynağı olduğunu hatırlamalarıdır. Bu, en önemli şeydir. Peki, insan nasıl bir anlam ve beyan kaynağı olabilir? Düşünme (tefekkür) ve gayret, çaba (içtihat) yoluyla. Yani aslında çok basit. Tefekkür ve içtihat dediğimiz bu şeyler, Rabbimizin bize bahşettiği kabiliyetlerdir. Hiçbir mekâna, okula ya da başka bir şeye bağlı değildirler."

Zirvede ayrıca, eş zamanlı olarak gerçekleştirilen 12 farklı çalıştay, katılımcıların büyük ilgisini çekti. Doç. Dr. Turgay Öntaş, Dr. Abdullah Uğur, Dr. Sümeyra Uzun ve Doç. Dr. Zeynep Yıldız gibi uzman isimler tarafından gerçekleştirilen bu uygulamalı atölyelerde, eğitim bilimlerinden sanata, matematikten psikolojiye kadar geniş bir yelpazede "Dekolonizasyon" teması merkeze alındı.

Eğitimde 1 Adım Ötesi Kurum, Eser ve Dijital İçerik Ödülleri İlk Kez Takdim Edildi

Zirve, dekolonizasyon vizyonunu ulusal ve uluslararası ölçekte somutlaştıran öncü çalışmaları görünür kılmak amacıyla bu yıl ilk kez "Eğitimde 1 Adım Ötesi Kurum, Eser ve Dijital İçerik Ödülleri"ni takdim etti.

Dijital çağın yüzeyselleştirici bilgi akışına karşı düşünceyi kökleriyle buluşturan çalışmalarıyla Klasik Düşünce Okulu'na Dijital İçerik Ödülü verilirken, İslam medeniyetinin bilimsel mirasını sistematik biçimde ortaya koyan İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi, En İyi Kurum Ödülü'nü aldı. En İyi Eser Ödülü ise kültürel üretim ve temsillerdeki iktidar hiyerarşilerini cesurca ele alan "Bias in Popular Culture" adlı kitabıyla Anas Al-Sheikh-Ali'ye verildi.

Zirvenin en anlamlı anlarından biri, İslam bilim mirasını gün yüzüne çıkararak bilim tarihinin tek yönlü anlatımının tahakkümünü sarsan merhum bilim tarihçisi Prof. Dr. Fuat Sezgin'e takdim edilen Onur Ödülü oldu.

Eğitimde 1 Adım Ötesi Öğretmen Ödülleri Sahiplerini Buldu

Türkiye genelinde öğretmenlerin yenilikçi projelerini ödüllendiren Eğitimde 1 Adım Ötesi Öğretmen Ödülleri de bu yıl ikinci kez sahiplerini buldu.

Eğitim Kuramları ve Pedagojik Yaklaşımlarda Dekolonizasyon kategorisindeki "Kavramsal Analiz Atölyesi" projesiyle Abdulsamet Ağdaş birincilik ödülünü, "Zihin Atölyesi: Dijital Estetik" projesiyle Ahmet Göktuğ Kılıç ve Merve Bakır ikincilik ödülünü, "Altın Çağın Mirası" projesiyle Mustafa Ali Kaya ise üçüncülük ödülünü kazandı.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.