Kuyruklu kuyruksuz ve sünnetli sünnetsiz

Biri Irak diğeri de Türkiye'de iki Ali Elverdi var. Türkiyeli Ali Elverdi bir komutan ve 'Bu Vatana Kastedenler' başlıklı bir kitabı var. Kitabında çalkantılı ideolojik bir dönemden geçen Türkiye'nin manzarasını anlatmaya çalışıyor. Bilhassa sola karşı mücadelesini anlatmıştır. Bir de Iraklı Ali Elverdi vardır ve Şii asıllı bir sosyologdur. Arap dünyasının tanınmış yazarları arasındadır. Genellikle objektif tutumlarıyla tanınır. Bazı kitaplarında Şii-Sünni çekişmesi ve münasebetlerine temas eder ve birbirine karşı yaptıkları yakıştırmaları konu edinir. Lemehat el İçtimaiyye/Irak'ta Sosyal Tablolar adlı eserinde olmalı kimi Şiilerin Sünni algısına değinir. Bu algıya göre kimi Şiiler Sünnileri arkalarında kuyruk taşıyan mahlukata benzetir. Bunun tersi de var. Bazı Sünni muhayyilesinde Şiiler kuyruğu olan tiplerdir. Yabancılaşma her türlü yakıştırmanın kaynağıdır. Öfke güzü hep eksiklikleri nazara verir. Hoşnutluk gözü ise hep faziletleri dile getirir. Yakınlaşma aradaki buzları eritebilir. Ama bazıları saklayacakları çok şeyleri olduğundan renk vermezler. Bu tiplerle ilişkilerde mesafe almanız adeta mümkün değildir.

Mezhebi alanda kuyruklu-kuyruksuz tartışması günümüzde dinmiş olmalıdır. Ekran dünyasında günümüze de yansıyacak hali yok. Çünkü ekranlar üzerinden herkes ötekini izleyebiliyor. Dolayısıyla cehalet mazeret olmaktan çıkmış. Lakin dini alanda da böyle tartışmalar eksik olmuyor. Türkiye ile yakınlaşma siyaseti üzerinden Ermeni papazların şimşeklerini üzerine çeken Paşinyan bu kesimlerce sünnetli olmakla suçlanıyor. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın mahtun yani sünnetli olmakla suçlandığını görüyoruz. Bu tamamen Sünni-Şii atışmasına benziyor. Lakin Paşinyan'ı suçlayanlar muhalif bir dinden değiller. Bizzat dindaşları. Kinaye ile onun Türk dostu ya da Müslüman dostu olduğunu söylemek istiyorlar. Onun zımni olarak Müslüman ya da Türk olduğunu söylemek için bu yola başvuruyorlar. Onun Sünnetli olduğunu ve bu zaviyeden Ermenileri sattığını söylemek istiyorlar. Öbür yakada ihanetin sembolü sünnetli olmaktır. Bu hususta muayeneden geçmiş mi, bilmiyoruz. Lakin Türkiye'de de benzeri suçlamalar eksik olmuyor hatta daima olmuştur. Bizde bunun sözcülüğünü yapan kesimler kimi PKK unsurlarının ölü olarak ele geçirildiklerinde sünnetsiz olduklarının ortaya çıktığını söylemektedirler. Bu iddia ile ilgili bütün örneklerin geçerli olduğunu söyleyemeyiz. Lakin kripto Ermeni veya Yahudilerin varlığı da bir gerçek.

Çoğu örnekler gerçek dışı olsa da kimi örnekler gerçeği yansıtabilir. Paşinyan düşmanlarının nefret gözlerini bürümüş. Halbuki yumuşama/detant siyasetiyle hem Türkiye'nin hem de ülkesinin çıkarlarına hizmet etmektedir. En isabetli politikayı izlemektedir.

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, ülkesiyle Türkiye arasında ilişkilerin normalleşmesine karşı gelenleri sert dille eleştirerek, "Türkiye gibi bir komşumuzla barışmayıp savaşmamızı mı öneriyorsunuz? Ağzınızdan çıkanın farkında mısınız" ifadesiyle tepkisini dile getirdi. Paşinyan çift kanatla uçmak istiyor. Birileri ise onu tek kanatlı bırakmak istiyor. "Sınır açılacak, diplomatik ilişkiler kurulacak" demiş. Bunda ne kötülük var? Böylece son demir perde de yıkılmış, düşmanlık perdesi de yırtılmış olacaktır.

Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın.

Bu süreçte mecazen de olsa sünnetli bir Paşinyan'a ihtiyaç var.

Mustafa Özcan