Abese Suresi

Mekke döneminde nazil olan Abese Suresi, 42 ayettir. Sure, adını birinci âyette geçen “abese” kelimesinden almıştır. Abese, yüzünü ekşitti anlamına gelir. Surede genel hatlarıyla, peygamberlik, kıyamet, itikadi meseleler ve Allah'ın kudreti konu edilmektedir.

Yayınlanma Tarihi: 23.02.2023 10:47 Güncelleme Tarihi: 23.02.2023 11:04

➡ Mushaf sıralamasında sekseninci sırada olan Abese Suresi'nin sebeb-i nüzulu , Abdullah İbn. Ümmü Mektum vesilesiyle Hz. Peygamberin uyarılmasıdır.

➡ Rivayete göre bir gün Hz. Peygamber müşriklerin ileri gelenlerinden birine dini anlatırken yanlarına müminlerden görme engelli Abdullah İbn Ümmü Mektûm gelmiş ve Hz. Peygamber'e yaklaşarak Kur'an âyetlerinden bir kısmını kendisine tekrarlamasını veya onları açıklamasını istemişti. Etkisi azalacağı için konuşmasının kesilmesinden huzursuz olan Hz. Peygamber Abdullah'a ilgi göstermemiş, bunun üzerine bu sûrenin Resûlullah'ı uyaran ilk on âyeti inmiştir (Tirmizî, "Tefsîr", 73; Taberî, XXX, 32-33).

Abese Suresi Tefsiri

◾ Hz. Peygamber putperest önderlerin ikna edilmesi halinde onları izleyen halkın İslâm'ı daha kolay benimseyecekleri düşüncesiyle onlarla da meşgul oluyordu. Böyle birine yaptığı konuşmanın ortasında yanlarına gelen bir âmânın zamansız sorularından rahatsız olarak yüzünü ekşitmiş ve ona cevap vermemişti. Bunun üzerine Allah Teâlâ, resulünü sitemli bir ifadeyle uyardı; onun, kimlere verilecek emeğin daha verimli olacağını kesin olarak bilemeyeceğini, topluluğun ileri gelenlerinden de sorumlu olmadığını bildirdi. Bundan etkilenen Hz. Peygamber'in, daha sonra zaman zaman Abdullah'ı gördüğünde, "Kendisinden dolayı rabbimin beni azarladığı şahsa merhaba!" diyerek ona iltifatta bulunduğu rivayet edilmektedir.

◾ "Mukaddes sayfalar"dan maksat Kur'an'ı içeren sayfalardır; Kur'an ilim ve hikmet ihtiva eden ilâhî bir kelâm olduğu için Allah katında şanı yüce ve değerlidir. Mukaddes sayfalardan maksadın "levh-i mahfûz" veya "önceki peygamberlerin kitapları" olduğunu söyleyenler de vardır (bk. Şevkânî, V, 444; ayrıca krş. A'lâ 87/18-19). "Seçkin ve erdemli elçiler" diye tercüme ettiğimiz sefere (tekili: sefîr) kelimesini müfessirler, "yüce Allah'tan Hz. Peygamber'e vahiy getiren melekler, kulların amellerini yazan melekler (kirâmen kâtibîn), kitapları okuyanlar (kurrâ), Kur'an'ı yazan sahâbîler" gibi farklı anlamlarda yorumlamışlardır (Şevkânî, V, 444).

◾ Burada "Kahrolası o insan!" şeklindeki yergi ifadesiyle genel olarak insanlığın değil, Hz. Peygamber'le yaptıkları tartışmalarda yeniden dirilmeyi inkâr eden putperestlerin, bir rivayete göre özellikle Ebû Leheb'in oğlu Utbe'nin kastedildiği belirtilmektedir. Âyetlerde gerek söz konusu kişiye gerekse yeniden dirilmek konusunda tereddüdü olan herkese, insanın hiç yokken varlık alanına nasıl çıkarıldığı hatırlatılmakta, böylece insanlar düşünme ve inanmaya teşvik edilmektedir. "Sonra ona yolu kolaylaştırdı" meâlindeki âyeti müfessirler "Ana rahminden çıkmayı kolaylaştırdı" veya "Hayır yahut şer yolunu seçme imkânı verdi" şeklinde yorumlamışlardır. Taberî âyetin bağlamını dikkate alarak birinci yorumu tercih etmiştir (bk. XXIX, 35).

Tefsirin devamını okumak için tıklayın

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.