'Alerjik rinitin erken tedavisiyle astım riski azaltılabilir'

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Taşçı, "Alerjik rinitin erken tespiti ve tedavisi ile astım görülme riski azaltılabilmektedir." dedi.

Yayınlanma Tarihi: 09.05.2019 16:04 Güncelleme Tarihi: 09.05.2019 16:04

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğtimi ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Cantürk Taşçı, alerjik rinitin erken tespiti ve tedavisiyle astım görülme riskinin azaltılabileceğini belirterek, "Alerjik rinit tanısında şikayetlerle, deri testlerinin de değerlendirilmesi önem arz etmekte olup, astım bulguları da eklenen hastalarda solunum fonksiyon testleriyle tanı kesinleştirilmekte ve etkin bir tedavi verilebilmektedir." dedi.

Soruları yanıtlayan Doç. Dr. Cantürk Taşçı, bahar aylarının başladığı bu günlerde, geçmeyen burunda akıntı, kaşıntı, gözlerde yaşarma ve kaşıntı, hapşırma gibi semptomların alerjik rinitin bulguları olabildiğini aktardı.

Taşçı, bu şikayetlerinin gribe bağlı olduğunu düşünen birçok kişi bulunduğunu, bu şikayetleri olanların bir kısmında nefes darlığı, hırıltılı ve hışıltılı solunum ile öksürüğün de görülebildiğini dile getirdi.

Alerjik rinitli hastaların yüzde 20-30'unda astım görülebildiğini, alerjik rinit ve astımın bir arada bulunmasına tek hava yolu hastalığı denildiğini aktaran Taşçı, alerjik rinitin, mevsimsel, özellikle ilkbahar ve yaz aylarında ya da yıl boyu devam eden olmak üzere iki farklı şekilde görülebildiğini ifade etti.

Doç. Dr. Taşçı, mevsimsel alerjiden sıklıkla polen ve küf alerjenlerinin sorumlu olduğunu, yıl boyu devam eden şeklinde ise ev akarları, hamam böceği ve ev hayvanlarının başta geldiğini söyledi.

"AĞIR ASTIMLILARDA REFLÜYE ÖZEL ŞİKAYETLER DE SORGULANMALI"

Polen alerjilerinin yıl boyunca sürebildiğini, ocak-mart aylarında ağaç, nisan-mayıs aylarında çayır, mayıs-temmuz tahıl, eylül-ekim yabani ot polenlerinin görülebildiğini vurgulayan Taşçı, şunları kaydetti:

"Alerjik rinitin erken tespiti ve tedavisi ile astım görülme riski azaltılabilmektedir. Alerjik rinit tanısında şikayetler ile deri testlerinin de değerlendirilmesi önem arz etmekte olup, astım bulguları da eklenen hastalarda solunum fonksiyon testleriyle tanı kesinleştirilmekte ve etkin bir tedavi verilebilmektedir. Dünyada yaklaşık 300 milyon, ülkemizde ise 5 milyon kadar astımlı olduğu tahmin edilmektedir. Genetik mekanizmaların da astım oluşmasında rolü büyüktür. Bireysel ve çevresel risk faktörleri hastalığın oluşumunda etkilidir. Hastaların bir kısmında reflü de eşlik etmekte ve şikayetlerin şiddetini artırmaktadır. Ağır astımlı hastalarda reflüye özel şikayetler de sorgulanmalı ve uygun tedaviler yapılmalıdır."

Tedavide temel anlamda üç farklı tipte ilaç kullanıldığını, bunların sprey, kuru toz inhalerleri ve nebül ilaçlar olduğunu, ağır astımlı, yıl boyu devam eden alerji ile immunoglobulin değerleri belirli seviyede olan hastalara özel bazı tedavilerin de uygulanabildiğini aktaran Taşçı, astımda tedavinin amacının hastalığı kontrol altında tutmak olduğunu, uygun ve etkin dozda kullanılacak ilaçlarla, alınacak önlemlerle astım ve alerjik rinitle mücadelenin rahatlıkla yapılabildiğini sözlerine ekledi.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.