Şehir görünümünde inşa edilen İslam kaleleri

Müslümanlar, 800 yıl boyunca yönettikleri İspanya'ya önemli kaleler yapmışlardır. İlk dönemlerdeki bazı İslam kalelerinde Eski Roma'ya ait yığma taş duvarlar yeniden kullanılmıştır. Bir kuşatmaya karşı koyabilmek için, Suriye ve diğer İslam uygarlığının bazı şehirlerine, kaleler, duvarlar ve kapılar inşa edilmiştir. Yöneticiler, genellikle şehirlerin en yüksek yerine inşa edilmiş kalelerde yaşarlardı. Kaleler, genellikle duvarlarla çevrili olup, kendine ait bir şehir gibi her birinde camii, korumalar, ofisler ve yaşam alanları bulunurdu. Müslüman kalelerinin hepsinde, ok delikleri, gözetleme kuleleri, tepe mazgalı, barbakan, siper ve mazgallı siper gibi temel özellikler vardı. Kalenin içindeki güçlendirilmiş bölüme erk (iç kale) denirdi. Müslüman kuleleri, genelde yuvarlak, Hristiyan, Avrupa'sındakiler ise kare şeklinde idi. Avrupa'nın en ünlü kulesi olan, Londra Kulesi, kare kulelere en güzel örnektir. Köşesi olmayan yuvarlak kulelerde düşmanların saklanabileceği herhangi bir yer yoktu. Avrupa'dan gelen Haçlılar, Kudüs'teki askeri yapılar ve kaleler ile diğer Müslüman kalelerinden etkilenmişlerdir. Haçlılar, bu yeni mimari fikirleri ana yurtlarına götürerek, kendileri de uygulamışlardır. Barış dönemlerinde Müslümanlar tarafından kalelerin inşa ve tamirat işleri için Avrupa'dan duvarcı ustaları, kiralanırdı. Müslümanlar, Yunan ve Romalıların kullandıkları ok deliklerinin tasarımını geliştirerek, kalelerinin standart özelliği haline getirmişlerdir. Okçuların düşmana ok atmaları için yapılmış olan delikler, onları karşıdan gelen ok saldırılarına karşı korurdu. Duvarlarla çevrili bir geçit girişi olan barbakan, düşmanı tuzağa düşürerek savunucuların onlara saldırmasına olanak sağlardı. Barbakan kelimesi, Farsça delikli kapı anlamına gelen baü'l-bakara kelimesinden gelir. Kalelerin taş duvarları, tıpkı günümüzdeki duvarların çelik ile sağlamlaştırılması gibi, ahşap kirişlerle desteklenirdi. Kalenin üst çevresinde açık geçitte bulunan tepe mazgalları, duvar parçaları arasındaki her delik veya boşluklardı. Müslümanlar, tepe mazgallarını, saldırganlarının üzerine kızgın yağ ve erimiş kurşun dökmek, taş atmak ve ok fırlatmak için kullanırlardı. Mazgallı siperler, kaleyi savunanlar için koruma görevi gören, kesik, girintili ve yükseltilmiş bölümlerdir. Günümüzde mazgallı siperler belli mimari tarzlarda dekoratif özellikler olarak kullanılmaktadır. Haçlı seferlerinden sonra yapılan Avrupa kalelerinde, Orta Doğu'daki Müslüman kalelerin savunma özellikleri kullanılmıştır. Kaliforniya'daki hearst kalesinde, Meksika, Barok ve İslam uygarlığına ait çeşitli mimari stiller bir araya gelmiştir. İslam kalelerinde su stoklamak için çok büyük sarnıçlar bulunurdu. 14. ve 15'inci yüzyıllar boyunca Müslüman İspanya'sındaki Granada'ya tepeden bakan Elhamra, askeri bir kompleks olarak inşa edilmişti. Elhamra kalesi, adını Arapça, kızıl kale veya kırmızı hisar kelimesinden alır. Alcazaba olarak bilinen Elhamra'nın kale bölümü, 12'nci yüzyıla dayanır. Alcazaba, İspanya'daki, en son Müslüman Nasrid hanedanının askeri karargâhıydı. Alcazaba'daki en dikkat çekici gözetleme kulesi, 29 metre yüksekliğindeki Torre De La Vela'dır. Alcazaba, Arapça 'da şehir duvarı anlamına gelen, al-gasbah kelimesinden gelmektedir. Diğer bir Müslüman buluşu da, bir köprü ile bağımsız kuleleri dış duvarlara bağlayan Albarrana Kuleleri'dir. Albarrana Kuleleri, ilk kez 12'nci yüzyılda Müslüman İspanya'sındaki kalelerde ortaya çıkmıştır. Albarrana, dış anlamındaki Arapça barrani kelimesinden türetilmiştir. Albarrana kuleleri, Müslüman İspanya'sı dışında nadiren kullanılmıştır.