Ünlü edebiyatçılarımızın mensup olduğu tarikatlar
İnsanoğlunun hayatı tanımlaması ve öğrenmesi için en büyük etmenlerden bir tanesi önceki asırlarda ortaya konan eser ve yorumları hayatına taşımasıdır. İnsan, yaşayanlardan olduğu gibi yaşamayan insanlardan, onların eser ve fikirlerinden de beslenir. Edebiyatçılar, "dünkü" büyük şahsiyetlerle kolay irtibat kurabildikleri gibi günün değerleriyle de bazen çok çabuk kaynaşabilirler. Sizler için, edebiyatçılarımızın mensup olduğu tarikatları derledik.
SÖZLÜK ANLAMLARIYLA TARİKAT
Sözlükte "gidilecek yol, izlenecek usul, hal ve gidiş" anlamındaki tarîkat (çoğulu tarâik) terim olarak "Allah'a ulaşmak isteyenlere mahsus âdet, hal ve davranış" demektir. Kelime Kur'ân-ı Kerîm'de özellikle Tâhâ sûresinin iki âyetinde (20/63, 104) ve bazı hadislerde (Wensinck, el-Muʿcem, "Ṭarîḳa" md.) sözlük mânasında geçer.
Sözlükte yine "yol" anlamına gelen ve Allah'ın farz kıldığı, ruhsata yer olmayan hükümleri ve merasimleri ifade eden tarîk de (çoğulu turuk) tasavvuf kaynaklarında genellikle tarikatla aynı anlamda kullanılmakta, ayrıca Allah'a varan yolların "yıldızların sayısınca" ya da "yaratıkların nefesleri adedince" olduğu belirtilmektedir. Tarikat karşılığında tâife kelimesi de kullanılmıştır. Farsça'da "yol, âdet, kanun, din" mânalarına gelen râh da Osmanlı Türkçesi metinlerinde "yol, usul" mânaları yanında "tarikat" anlamında da geçmektedir.