Stephen King hakkında az bilinen 20 ilginç bilgi

Stephen King triskaidekafobiden muztarip, yani 13 sayısından bir hayli korkuyor. Yazar korkusunu şu sözlerle ifade etti: '13 sayısı söz konusu olduğunda omurgamda aşağı yukarı hareket eden o ürperti asla geçmez. Yazarken 13. ya da 13'ün katı olan bir sayfaya geldiğimde asla durmam, 'güvenli' bir rakama kadar yazmaya devam ederim. 13 yerine 12 adım atmış olmak için evimin merdivenindeki son iki basamağı tek adımda çıkarım. Okurken 94., 193., 382. ya da rakamları toplamı 13 yapan hiçbir sayfada durmam.' Stephen King yazarlığa başlamasında H.P. Lovecraft'ın, ''The Lurker Of The Threshold'' adlı öykü derlemesinin etkili olduğunu söyledi. King, babasına ait olan bu kitabı evlerinin tavan arasında buldu. Yazılanlara bakılacak olursa Stephen King, ''Pan'ın Labirenti'' adlı filminin çekimleri sırasında sete bir ziyarette bulundu ve Fauno'nun kovalama sahnesi çekilirken, yönetmen Guillermo Del Toro'nun yanında oturdu. Del Toro bu anı için, 'yaşadığım en iyi deneyim' dedi. Yazar ünlü romanı olan Carrie'yi, ilk başta bir hikâye olarak kaleme aldı, fakat daha sonra memnun kalmayıp çöpe attı. Fakat eşi Tabitha, yazara hikâyedeki potansiyeli fark etmesi ve yazmaya devam etmesi konusunda yardımcı olunca ortaya ünlü romanı çıkmış oldu. Yazar bu romanı elbette eşi Tabitha'ya adadı. Stephen King, BBC'ye verdiği bir röportajı sırasında yarattığı karakterler içinde en otobiyografik romanının, ''Medyum'' romanındaki Jack Torrance olduğunu söyledi. Kendisi romanı yazarken, tıpkı Jack gibi yaşadığını söyledi. The Onion'un yayınladığı bir makalede Stephen King'in, ''Şeffaf'' adlı romanı nasıl yazdığını hatırlamadığını iddia etti. Yazar bu iddiayı kabul etti ve 80'li yıllarda yaşadığı problemlerin sebep olduğunu söyledi. King, Kujo'da dahil olmak üzere nasıl yazdığını hatırlamadığı birçok romanı olduğunu itiraf etti. Stephen King ve eşi Tabitha Maine'deki evlerinde kendi kurdukları üç radyo istasyonuna sahiptirler. Richard Bachman, adlı yazarın gerçekte Stephen King olduğu ortaya çıktı ve Stephen King, Richard Bachman adını Bachman'ın ölümünü sebep göstererek emekliye ayırdı. Yazar, adın ölüm sebebi olarak kanseri gösterdi. Stephen King'in Richard Bachman adıyla kaleme aldığı ilk kitabı olan ''Rage'', sınıf arkadaşını silahla vuran bir lise öğrencisi hakkındaydı. Daha sonra sınıf arkadaşlarını esir alan Jeffrey Lyne Cox adlı bir lise öğrencisinin bu kitaptan esinlendiği ortaya çıktı. Benzer durum üç farklı lisede daha yaşanınca kitabın Amerika Birleşik Devletleri'nde bir daha basılmamasına karar verildi. Stephen King'in neredeyse ölümüyle sonuçlanacak ağır bir kaza geçirmesinin ardından, evde onunla ilgilenmek üzere görevlendirilen hemşirelere ve amirlere, yazarın ''Sadist'' romanıyla alakalı şaka yapmamaları konusunda sıkı sıkıya tembihlenmişlerdi. Yazarın, ''Korku Ağı'' adlı kitabı için düşündüğü ilk isim Second Coming (İkinci Geliş)'ti. Fakat burada da yazarın eşi Tabitha devreye girdi ve bunun kötü bir hikâye adına benzediğini söyleyerek yazarı bu isimden vazgeçirdi. Stephen King Avustralya'da bir kitapçıda önceden haber vermeden kitaplarını rastgele imzalamaya başlayınca, kitaplara zarar veren herhangi biri olduğu sanıldı. Kitabevinin çalışanları Stephen King'i tanımamışlardı. Stephen King, aynı zamanda ''The Ramones'' grubunun sıkı bir hayranıydı. 2003 yılında gruba armağan olarak hazırlanan bir albüm olan, We're A Happy Family'nin tanıtım yazısını Stephen King kaleme aldı. Stephen King'in, ünlü ''O'' romanındaki palyaçonun esin kaynağı McDonalds'ın maskotu olan Ronald McDonald'tır. Stephen King Vietnam Savaşı sırasında, çürüğe ayrıldı ve askere gitmedi. Çünkü askere alınırken yapılan muayene esnasında yazarın yüksek tansiyonu, görme bozukluğu ve düztabanlığı olduğu ortaya çıktı. Stephen King'in Neil Gaiman'a söylediklerine bakılırsa kendisi hayatını yeni baştan yaşasa hiçbir şeyi değiştirmezmiş. Fakat tek pişmanlığı, bir kredi kartı reklamında oynamasıymış. Stephen King'in ünlü romanı olan ''Carrie'', sadece sinemaya uyarlanmakla kalmayıp, bir müzikal olarak da seyircinin karşısına çıktı. Müzikal ilk önce, Royal Shakespeare Company tarafından ardından da Broadway'de sergilendi. Guinnnes Rekorlar Kitabı'na göre Stephen King, yaşayan yazarlar içinde kitapları en çok sinemaya aktarılan yazar olma unvanını taşıyor. Stephen King, her daim sinemayla yakından ilgili bir insan oldu. Öyle ki bazen, kendi romanlarından uyarlanan filmlerde karşımıza çıktı. Maximum Overdrive'da para çeken adam, Hayvan Mezarlığı'nda bir vaiz, Sleepwalkers'ta mezarcı ve daha niceleri... Stephen King 28 gün sonra filmini o kadar çok beğenmiş ki, filmi izlemek için 275 bileti birden alıp sinema kapatmıştır. Tatlı bir tesadüf neticesinde ''28 gün sonra''nın yönetmeni, Hayvan Mezarlığını'nın yeniden çekimini yönetti. Sabitfikir

Stephen King hakkında az bilinen 20 ilginç bilgi

TRİSKAİDEKAFOBİ HASTASI