Kudüs şairi Nuri Pakdil'den 33 alıntı

''Batıya bakmaktan boynu tutulmuş bir toplumuz.'' ''Bir dua düşse de alıp göğsüme taksam.'' ''Ben bir şeyi hiç mi hiç az sevemedim, hele orta hiç sevemedim. Hep çok sevdim. Arkadaşlarımı da çok severim.'' ''Hüzün; hissedilmesi kolay olmayan, çok narin, ince bir sestir.'' ''Sorumlusunuz, bütün yaptıklarınızdan, olanlardan ülkenizde ve ülkeniz olmayan yerlerde, ilginiz ve bilginiz oranında.'' 'Niçin, yalnızca dar alanlarda başkaldırıp duruyoruz?' ''Sükut... Dünyanın en uzun cümlesi...'' ''Hiç yazılmamış uzun bir destandır annelerin yüzleri.'' ''Ben Kudüs'ü kol saatim gibi taşıyorum.'' ''Biz, yitire yitire kazandık kendimizi...'' ''Bildiğim her şeyden sorumlu olmazsam, nasıl hak edebilirim yaşamayı?'' ''İnsanı en çok zaman ilgilendiriyor. İlgilenmek isteyen olursa, kuşkusuz.'' 'Geceyi bunun için seviyorum derdi. Gece, bir savaş arkadaşı olur insana.' ''Gökyüzüne çok sık bakalım, ne varsa orda var.'' ''Hayat; hem yürünülen yoldur, hem taşınan dağ...'' ''İnsanı kalbinden tutamadınız mı, görün, nasıl kayıp gidecek elinizden.'' ''Hayatın tek günlük akışı bile, inanılmaz derecede velveleli sesler yığınağı.'' ''Ki, insan, ancak, kendi özeyleminin alemidir.'' ''Daima bana inanmalısın.'' diyor içim.. 'Tüm kurumları Avrupa'dan almak' hastalığına tutulalı beri, tarihimizi okumaz olduk. Kendi tarihine yabancı kuşaklar yetişti Türkiye'de. Geçmişle aramıza bir Avrupa setti inşa ettik. Ve hiç utanç da duymadık bu setti inşa ederken. ''Daima, terazinin ibresi vicdandır.'' ''Kudüs, kalbimin üstünde ince bir tüldü, Şimdi alınyazımız oldu!'' ''Irkçı değiliz; çünkü uygarlığımızın özündeki inanç, ırkçılığı kesinlikle reddeder. Irkçılık, Avrupa'nın, inancımızdaki eşitliğin tüm insanlığa yayılmasını durdurmak; ortak inancın evrensel yurdu içinde birleşmiş ulusumuzu bölmek için yaptığı emperyalist bir girişimin adıdır.'' ''Kim duyumsatacak vicdanımızı bize? İnsan mı, toprak mı? Ölüm mü, yaşam mı?'' ''Kimse, öldürülmüş ruhunun davacısı değil!'' ''Ürkütülmüş günleri toplayacak bir yer arıyorum.'' ''İnsanla birlikte büyüyen çok cümleler vardır.'' ''Dahasını söyleyeyim mi Beyefendi, aslında konuştuğumuz filan da yok; düpedüz, açık açık, çığlık çığlığayız.'' ''Yeryüzüne soruyorum: sen de, sık sık, iç çeker misin?'' ''Şimdilik, yeryüzü, uzun bir kahkahadır.'' ''Hiç kimse kahır yaşamak için aşık olmaz. Kahrın da hoş diyebilmektir aşk.'' ''Adım attıkça, sokak taşlarından bir yılgı ekleniyor ayaklarıma.''