Edebiyatçıların en sevdiği yemekler

Vatan şairimizin meyvelerden en çok sevdiği armuttu. Mehmet Akif, İhsan Efendi'nin Ezher'deki öğrenciliği yıllarında, onun iki Türk arkadaşıyla birlikte kaldığı odasına uğrar, oturur, çaylarını içermiş. Mehmet Akif, iki arkadaşından İsmail Ezherli Hoca'nın yaptığı su böreği ile Hafız Eşref'in tavuk çorbasını beğenerek yermiş. Bayrak şairimiz Arif Nihat Asya, meyvelerden en çok muz yemeyi tercih ederdi. Muzun yanında aşure ve çılbır da en sevdiği yemeklerdendi. Necip Fazıl'ın en sevdiği yemek dolmaydı. Abdülbaki Gölpınarlı için dondurma, vazgeçemediği tatlısıydı. Gölpınarlı ayrıca Lapsang Souchong çayına da hayrandı. Edebiyatçılarımız, güzel eserlerinin yanında mutfakta da hünerliydi. Muallim Naci, kayınpederi Ahmet Mithat Efendi ile yaprak sarma yapardı. Yahya Kemal, Süleyman Nazif'in mercimek çorbasına bayılırdı. Memleket edebiyatımızın isimlerinden Refik Halid Karay, narçiçeği reçelinden vazgeçmezdi. Tevfik Fikret, bütün hoşaf çeşitlerini çok sever, özellikle buzlu vişne kompostosuna bayılırmış. Buz Fikret için oldukça önemliymiş. Tevfik Fikret'in eşi Nazıma Hanım'ın anlattığına göre, suyu soğutma özelliğine sahip olduğu için ünlü edebiyatçılarımızın testilere özel bir merakı varmış. Yaz kış demeyip kana kana buzlu sular içer, kışın bile daha fazla soğusun diye testileri balkona çıkarırmış. Güzel yemeğe, özellikler böreğe düşkün olan Tevfik Fikret, aşçılarını da Bolululardan seçermiş. Turşu meraklısı olmasının yanında pilavı sade değil, kebaplı, bezelyeli veya beyinli yermiş. Şair ve devlet adamı olan Rıza Tevfik Bölükbaşı, aynı zamanda felsefeye merakıyla da bilinir. Bu sebeple edebiyat dünyasında Feylesof Rıza olarak da tanınırdı. Rıza Tevfik'in en sevdiği yemek ise keşkekti. Refik Halid, Rıza Tevfik'in yemek yiyişini şöyle anlatır: Ahmet Haşim, çiroz salatasına bayılırdı. Fakat böbrekleri rahatsız olduğu için yiyemezdi. Ahmet Haşim, lezzetli yemeklerin yanında bir de küçüklüğünden beri toprak yer, onsuz duramazdı. Hatta Frankfurt'a böbrek ve ciğerlerinden tedavi olmak için gittiğinde bavullarına toprak doldurmuştu. Durumu da şöyle anlatır: 'Ben küçükten beri toprak yerim. Bunsuz duramam. Almanya'da istediğim toprağı bulamayacağımı bildiğim için Frankfurt'a gelirken yeterince toprakla geldim. Fırsat buldukça yiyorum. Fakat gizli...' Ahmet Haşim, Boğaziçi'nde oturan nişanlısını sık sık ziyaret ederdi. Müstakbel damadının boğazına düşkünlüğünü bilen kayınvalidesi de onun için şahane sofralar hazırlardı. Yine günlerden bir gün kayınvalide, damadı için uskumru dolması pişirdi. Ahmet Haşim, yemeği iştahla yer. Bunun üzerine kayınvalide, kağıda sardığı üç uskumru dolmasını gizlice Ahmet Haşim'in paltosunun cebine koyar. Şair ertesi sabah işe giderken elini paltosunun cebine sokar ve dolmaların tüm yağı parmaklarına bulaşır. Paketi cebinden çıkaran Haşim, tiksintiyle denize fırlatır. Ondan sonra da Boğaziçi'ndeki nişanlısını defterden siler. Orhan Veli Kanık, kabak tatlısını çok severdi. Hatta bu tatlıyı yemeğe başlarken yerdi. Ayrıca günde yedi – sekiz bardak Türk kahvesi içerdi. Damak zevkine oldukça düşkün olan Stephen King, cheesecake ve balığa hayır diyemiyormuş. F. Scott Fitzgerald, garip bir beslenme şekline sahipmiş. En sevdiği besinler ise elma ve konserve etmiş. Franz Kafka'nın en sevdiği yiyecek sütmüş. Dünya edebiyatının önemli yazarlarından John Steinbeck, kızarmış ekmek ve bayat kahve ile beslenirmiş. Ünlü şair Walt Whitman'ın kahvaltı alışkanlığı ise diğerlerinden oldukça farklı. Zira kendisi sabahları midye ve et yermiş. (Derlenmiştir.)

Edebiyatçıların en sevdiği yemekler

ARMUT