George Orwell’dan beş parasızlığın felsefesine dair 25 alıntı

''Perişan olabilirdi, üşüyebilirdi hatta aç kalabilirdi ama okuyabildiği, düşünebildiği ve meteorları gözlemleyebildiği sürece, dediği gibi, kendi beyninin içinde özgürdü.'' ''İnsan gerçek aşkı bir kere tattıktan sonra diğer her şey bir mutluluk hayalinden ibaret kalmaz mı?'' ''Yıldız gösterisi bedava; Gözlerini kullanmak için paraya gerek yok.'' ''Ne güzel bir fikir! Bu daha önce hiç aklıma gelmemişti..'' ''Paranız ne kadar az olursa endişeniz de o kadar az olacağı iddiası aslında belli sınırlar çerçevesinde doğru...'' ''Geliriniz belirli bir seviyenin altına düşer düşmez insanların kendilerinde size vaaz verme ya da sizin adınıza dua etme hakkını bulmaları çok ilginç…'' ''Aç görünmek ölümcüldür. İnsanlarda seni tekmeleme isteği uyandırır.'' ''Erdem, her şeyden önce parayla sınanır oldu.'' ''İnsanlığını yok eden şey, onun doğarken getirdiği kötülük değil, kötü beslenmeydi.'' ''Otelde çalışmak bana uykunun gerçek değerini öğreten şey olmuştur. Tıpkı yiyeceğin gerçek değerini açlıktan öğrenmiş olmam gibi.'' ''Kader, bir dizi şaşılası, olağan dışı ve hiç de eğlenceli olmayan oyunlar oynuyor gibiydi.'' 'Para en büyük erdem sınavına dönüştü.' ''İnsanın aç kalınca yapmayacağı şey yoktur.'' 'Ah, insan sevinci ne kadar da sefil, kısa ve hayal kırıklığıyla dolu!' ''Biraz eğitimin varsa, hayatının sonuna kadar sokaklarda yaşasan da fark etmez.'' ''Harikulade bir dünyanın harikulade sakinleri değil de sefil ve rezil bir şekilde sarhoş olmuş, karın tokluğuna çalışan bir işçi grubu olduğumuzu idrak ediyorduk.'' ''Okuma biliyordu ama kitaplardan bir nevi tiksiniyordu.'' ''Cehaletinin sınırı yoktu ve dehşet vericiydi.'' ''Düşünmüyorlar çünkü düşünecek vakitleri yok; hayatları onları köleleştirmiş.'' ''Zafer en uzun çarpışmayı yapanındır.'' ''İşsiz bir adamın tek derdinin ücretsiz kalmak olduğunu düşünenler çok yanılıyorlar; bilakis çalışma alışkanlığı benliklerine işlemiş eğitimsiz bir adamın çalışmaya, paradan daha çok ihtiyacı var.'' ''Yoksulluk insanı hayalsiz bırakır.'' ''Oda burum buram bıkkınlık kokuyordu.'' 'Birkaç bin frank biriktirebilmiş olmasına rağmen sonunda kendi lokantasını açıp zengin olacağına çok emindi. Daha sonra tüm garsonların bunu düşünüp bundan bahsettiğini gördüm; garson oldukları gerçeğini ancak bu şekilde kabullenebiliyorlar.' ''Aç kalmanın nasıl bir şey olduğunu keşfediyorsunuz. Midenizde margarinli ekmekle çıkıp dükkân vitrinlerine bakıyorsunuz. Dört bir yanınız ziyankâr, dev yığınlar halinde sizi aşağılayan yiyeceklerle çevrili.'' 'Beş parasız kalmaktan o kadar çok bahsetmiştiniz ki; eh, işte beş parasız kaldınız ve hala daha ayaktasınız.'