Edebiyatımızın darbelerle imtihanı
Edebiyat, hayatın damarlarından beslenir. Tarihimizdeki darbeler ve darbe girişimleri de bu sebeple edebiyatçılarımızın sırt çevirdiği meseleler olmamıştır. 1980'e kadar darbeler karşısında edebiyatımızın ve aydınların "ortak" bir karşı tavır gösterdiği söylenemez. 1980 Eylül'ünde ise ortak tavır herkesin kendi tarafından olaya bakış açısıyla olmuştur. 15 Temmuz darbe girişimi ise halka yapılmış ihanete karşı milletin bir arada mücadelede etmesi bakımından Türk tarihinde bir ilktir. Şanlı tarihimizde 15 Temmuz, halkın birlik içerisinde direniş günüdür. Türk edebiyatının darbelerle imtihanını sizler için derledik.
Osmanlı tarihinde askerî güç önemli bir yer tutmuştu ancak askerî güçle siyasi gücün zaman zaman karşı karşıya geldikleri de bir gerçek… Halk isyanı ise hemen hemen yok sayılır; çünkü Kemal Tahir'in tespiti doğru, bizde Batı tipi sınıf yok, dolayısıyla sınıfsal çatışma da yok. İsyanlar onun için rejimle, doğrudan doğruya "saltanat"la ilgili değil. Osmanlı tarihinde asıl iktidar çatışmaları, Said Halim Paşa'nın Mukallidliklerimiz adlı eserinde, Batı tipi bir parlamenter sistemi kabul etmekle başladı. Çünkü Batı'da siyasal partiler yüzyıllardır derebeylik yönetiminde yaşamalarının sonunda zorunlu olarak ortaya çıkmışlardı. Oysa bizde bu tür bir toplumsal yapı yoktu, üstelik homojen bir toplum da değildik.