Edebiyat dünyasının en iyi 100 alıntısı

'İnsan, düşleri öldüğü gün ölür.' ''Yüz dilde 'seni seviyorum' desen ne fayda ''Olabilecek şeylerin en kötüsü olmuştu. Artık hürdüm.'' ''Sürekli seni düşünürdüm. Yüz yaşına kadar yaşaman için dua ederdim. Bilmiyordum. Benden utandığını bilmiyordum ki.'' ''Seni görünce dünyayı dolaşıyor insan sanki.'' ''Biz evvela kelimeleri öğreniriz sonra yaşadıkça teker teker manalarını...'' ''Niçin bugünü yaşamıyorsun Mümtaz? Neden ya mazidesin, ya istikbaldesin.'' ''Bekle dedi, gitti. ''Pusu, bilmeyene pusudur.'' ''Evrenin neresindeyim ben. Taşları kaldırsalar bulurlar mı?'' 'Kalbimin etrafında mütemadiyen sıkışıp ezilen bir şey vardı..' ''Ölüm, bir saniye kadar yakınken hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamanın âlemi ne?'' 'Çünkü susmak cevapların en fenasıdır.' ''Sizin hiç babanız öldü mü? Benim bir kere öldü, kör oldum. Yıkadılar, aldılar, götürdüler. Babamdan ummazdım bunu kör oldum.'' ''Kafa karışıklığı iyidir, insan bir kafası olduğunu anlar.'' 'Eğer doktor altı dakikalık ömrüm kaldığını söyleseydi, biraz daha hızlı yazardım.' 'Nasıl oluyor da insanı mesut eden bir şey aynı zamanda felaketinin de kaynağı oluyor.' ''Mesela neden senin odanda duran, ya da çalışma masanda otururken, sen sandalyende ya da çalışma masanda otururken, uzanıyor, ya da uyurken, seni bütünüyle bakarak mutlu bir dolap istiyorum? Neden değilim?'' 'Gözlerime bakıp da yapılan sahte bir gülücük yerine, yüzüme karşı gösterilen gerçek bir nefreti tercih ederim.' 'Neden öldün ki hemen? Fare kadar küçük de değildin.' ''Palto giymeye üşenirken bu koca dünyayı sırtımda nasıl taşırım ben? İçinde bulunduğum durumu kimseye anlatamam. Sen de anlamazsın ben bile anlamıyorum ki başkasına nasıl anlatırım?' 'Parfüm zaman içinde yaşar; gençliği, olgunluğu, yaşlılığı vardır. Ve ancak hayatının üç çağında da aynı hoş biçimde koku veriyorsa başarılı olmuş denebilir.' ''Dost derken neyi kastettiğini sorabilir miyim? Değerli gibi görünen kişiyi mi, yoksa öyle görünmediği halde gerçekten değerli olanı mı kastediyorsun?'' 'Tutuklanmaktan mı korktun, yaptığın şeyi kabullenmek zorunda kalmaktan mı? Hayır efem, yapmadığım şeyi kabullenmek zorunda kalmaktan.' ''- Şimdi neden hiçbir iş yapmıyorsun? - Yapıyorum. - Ne yapıyorsun? - İş yapıyorum. - Ne işi yapıyorsun? - Düşünüyorum.' 'Ya öbür tarafta ne var? İşte orada, bazen taa içinde duyduğunu söylediğin müziği bulacaksın. Ama artık sen de o müziğin içindeki bir ses olacaksın.' Bugüne dek yaptığım iyi, en iyi şey bu. Yakında kavuşacağım huzurun bugüne dek yaşadıklarımın en iyisi olacağını biliyorum. 'Böylece ilerlemeyi sürdürüyoruz: durmaksızın geriye fırlatılıp dursa da, akıntıya karşı yol alan tekneler.' Zenginler savaş başlatınca, ölen yoksullar olur. Hissetmek ne renktir acaba? 'Size sıradan biriymişsiniz gibi davranan hiç kimseyi sevmeyin.' Büyük Birader'i çok seviyordu. ''Cennet de cehennem de senin içinde.'' 'Onun her iç çekişini, her kelimesini, her işaretini, her bakışını bir hazine olarak görürdüm.' 'Beni anlamadın demeyeceğim. Beni anladın. Zaten en dayanılmaz acı buydu. Sen beni anladın. Anladığın halde canımı yaktın.' ''Oldum olası seni seviyorum demeye utanmışımdır, fakat gönlüm sevmekten hiçbir zaman utanç duymamıştır.'' 'Burada sevebileceğim kimse yok, sevebileceğim bütün insanlar ya ölü ya da başka bir yerdeler.' ''Cesaretin en kırılgan olduğu yer, ' Ben demiştim' orkestrasıdır. 'Kendini nasıl hissediyorsun?' Diye sordu. 'Askeri bir akademi gibi,' dedi Arthur, 'parçalarım tek tek mezun oluyorlar.' ''Sahip olduğum şeylere sevindiğim, Sahip olmadıklarıma da üzülmediğim için mutluyum.'' ''Bir insan söylediği şeylerden çok, söylemedikleriyle insandır.'' ''Yaşıyor musun, diye soracaklar ve sen, elbette, evet, diye cevap vereceksin, fakat vücudun itiraz edecek, hayır diyecek, ölü olduğunu söyleyecek.'' 'Sevdiğinin bir başkasıyla mutlu olduğunu görmekten daha acı bir şey varsa, o da sevdiğinin seninle mutsuz olduğunu görmektir.' Yorgun argın fırçasını bırakarak, evet, diye düşündü, sonunda gördüm. ''Medvedenko: Neden daima siyah giyiniyorsunuz? Maşa: Hayatımın yasını tutuyorum. Çok mutsuzum.'' 'Çocuklara işkence yapılan bu dünyayı sevmeyi, ölünceye kadar reddedeceğim.' 'Onca kalabalığa rağmen, bu nasıl bir yalnızlık!' ''Sevmelerin ustasıyız, güzel şaşkınlıkların. Önce yüreklerimizi alıştırmışız buna, sonra kafalarımızı. Ki bu yüzden içimiz hiçbir zaman yoksul değil, Yoksul olmadı.'' ''Hayat, kötü bir kitabı okumayacak kadar kısadır.'' ''Daha önce pek fazla okumuyordum. Kitaplar evimizde pek sık görülmez. Ekmeğin daha önemli olduğu düşünülürdü. Karnımızı doyurmak zihnimizi doyurmaktan daha önemli bir işti.'' 'İnsan gereğinden çok konuşarak da, gereğinden çok susarak da günah işleyebilir.' ''Aşk, kalbimizin saygısız misafiridir. Bize sormadan gelir, bize sormadan gider!'' ''Aşk birbirine bakmak değil birlikte aynı yöne bakmaktır.'' ''Ölmek bir şey değil, yaşamak korkunç...'' 'Yavru kedim, minik kurabiyem, ilim irfan hasretimin ateşleyicisi. Ne kadar çabuk büyüyüp serpildin sen böyle!' ''Bu dünya tipik bir labirent gibidir. Girişi kolay, çıkışı çetindir,' 'Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu.' 'Ölene kadar sorumlusun gönül bağı kurduğun her şeyden' ''Ölmekten müthiş bir şekilde korkuyordu çünkü henüz gerçek anlamda yaşamamıştı.'' 'En çok şaka yapanlar, yüreği en çok sızlayanlardır.' ''Ben iç dünyama dönüyorum. Orada hayal kırıklığına yer yok.'' ''Ruhun da bir gayesi var; O, Allah'a doğru yolculuktadır.'' ''Sustu... Konuşmak gereksizdi. Bundan sonra kimseye ondan söz etmeyecekti. Biliyordu, Anlamazlardı...'' ''Çocuklar gibi sevdim devler gibi ıstırab çektim...'' ''O gelmez artık,' dedi. 'Nereden biliyorsun?' dedim. 'Gidişinden belliydi,' dedi. ''Kaderinin şoförü sensin. Emin ol. Onu dram istikametinde sürme.'' ''Biraz gül, yahu! Değmez vallahi bu dünya.'' 'Bir gün sana dünyada dayanılacak tek şeyin sevgi olduğunu öğreteceğim.' 'Bazen düşünüyorum, ne garip mahluklarız? Hepimiz ömrümüzün kısalığından şikayet ederiz; fakat gün denen şeyi bir an evvel ve farkına varmadan harcamak için neler yapmayız?' ''Bir gün kendisinin de ölme ihtimalini...Dünyada üç saniyelik bir misafir olduğunu, bu misfirliğin böyle dertli ve acı şeylerle berbat edilmesinin ne kadar yazık ve zahmete değmez sıkıntıları bulunduğunu düşündü...'' 'Gerçek mutluluk, yavaş yavaş, azar azar gelir.'' ''Ağlayabilseydiniz, anlayabilirdiniz.'' ''Senin anlayacağın, iyi insanlar iyi atlara bindiler, gittiler...'' ''Seni yok sayacaklar sen daha çok var olacaksın.'' 'İnsanlar da kuyuya benzer. İçlerinde boğulabiliriz.' ''Ben unutamadıktan sonra elâlem unutmuş neye yarar?'' ''İnsanlık öldü mü?'' dedim. ''Yok'' dedi, 'ölmedi, ölmedi ama, bir şeyler oldu, başka bir yerlerde sıkıştı kaldı herhalde?'' 'Bir tabut düşün,içinde ben, içimde sen…' ''İnsanlar birbirini tanımadıkları için severler, dedi, şaşırtıcı değil mi? Tanıdıktan sonra nefret ederler birbirlerinden.'' 'Kitap bir limandı benim için. Kitaplarda yaşadım. Ve kitaplardaki insanları sokaktakilerden daha çok sevdim.' ''İlk yalanı söyledikten sonra bir daha konuşmamalı insan.'' 'Elma şekeri almıştın bir gün bana, hatırlıyor musun? ''Düş olmasa, tükenir miydi hiç penceresiz geceler?'' ''Ne çok yalan söyleniyordu yeryüzünde; sözle, yazıyla, resimle ya da susarak.'' ''Sevmeye yeteneğimin olmadığını biliyorsun. Sana mahsus değil, kimseyi sevemem ben.' 'Yalnızlık, gururu besliyor.' ''Utanmaz mıydınız bir, saysalar zulm edenle edileni?'' ''Canım Benim, Bilir misin canım dediğimde içimden canımın çıkıp sana koştuğunu duyarım hep.'' 'Seni tanımadan önce ağaçların çiçek açtığı ve yaprak döktüğü mevsimleri hep kaçırırdım..' ''Normal bir insan olmaya zorladılar, bana boş yere vakit kaybettirdiler. Olmayınca da anormal dediler.'' 'Şu uyku insanın sevgilisi gibi bir şey, gelmeyince sinirlendiriyor.' ''Her insanın bir öyküsü vardır, ama her insanın bir şiiri yoktur.'' ''Hep seni düşünmekten kimsenin yüzüne bakmadım.'' 'Her savaşta yalnız savaşanlar ölmez, onlardan çok savaşmayanlar ölür. Çocuklar, kadınlar, yaşlılar, çocuklar da ölürler.' ''Bir gün sana dünyada katlanılacak tek şeyin sevgi olduğunu öğreteceğim.'' 'Ölüm insana, gözünün akının siyahına olan yakınlığından daha yakındır. ' ''Sana gitme demeyeceğim. Üşüyorsun ceketimi al. Günün en güzel saatleri bunlar. Yanımda kal.'' ''Sesinde ne var biliyor musun? Söyleyemediğin sözcükler var.'' ''Sevgisiz yaşayanların ölülerden farkı kalmıyordu çünkü...'' ''Yalan bana suçların en ağırı gibi geliyor.'' 'Keşke aramızdaki mesafeler sadece kilometrelerle ölçülebilen cinsten ibaret olsaydı.'