Direnişin sembolü 'Filistin Toprak Günü' 42'nci yıl dönümünde

Tarihi Filistin topraklarındaki İsrail işgaline karşı direnişin sembolü haline gelen Toprak Günü'nün 42'nci yıl dönümünde, giderek genişleyen İsrail işgali yeniden dünya gündemine taşınıyor. Toprakları İsrail tarafından gasp edilen Filistinliler, 30 Mart Toprak Günü münasebetiyle düzenleyecekleri gösteri ve etkinliklerle adalet arıyor.

Yayınlanma Tarihi: 30.03.2018 00:00 Güncelleme Tarihi: 30.03.2018 12:24

Bu kapsamda bugün abluka altındaki Gazze, işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs ile İsrail sınırları içinde kalan topraklar ve dünyanın çeşitli başkentleri geniş katılımlı gösterilere hazırlanıyor.

TOPRAK GÜNÜ NEDİR?

İsrail, 30 Mart 1976'da ülkenin kuzeyindeki Celile bölgesinde yaşayan İsrail vatandaşı Filistinlilere ait binlerce dönüm araziye el koydu. Bunun üzerine Filistin halkı, bu gaspı protesto etmek için genel greve gitti ve gösteriler düzenledi. İsrail polisi gösterilere katılan Filistinlilere ateş açarak 6 kişiyi şehit etti, binlerce kişiyi yaraladı. İsrail'in kuzeyindeki Celile bölgesinde bulunan Deir Hanna beldesinde yaşanan bu olay, polis ile İsrail vatandaşı olan Filistinli kitleler arasında yaşanan ilk kitlesel çatışma olması sebebiyle büyük önem kazandı.

Olayın gerçekleştiği tarihte Deir Hanna beldesinde yaşayan Filistinlilerin yaklaşık yüzde 20'sini Hristiyanlar, geri kalanını ise Müslümanlar oluşturuyordu. "Toprak Günü" olarak anılan bu olay, İsrail ile Filistin arasındaki çatışmanın kaynağı olan toprak konusunda Filistinlilerin gösterdiği direnişin simgesi olarak görülüyor.

FİLİSTİNLİLER TOPRAKLARININ YÜZDE 15'İNİ KULLANABİLİYOR

Aslında Toprak Günü'nün geçmişi "Nekbe" (Büyük Felaket) olarak bilinen 1948'de İsrail'in kurulması ve sonrasındaki olaylar zincirine kadar uzanıyor. Filistin İstatistik Merkezinin Mart 2015'teki verilerine göre İsrail, 27 bin kilometrekarelik Filistin topraklarının yüzde 85'ine el koymuş durumda. Filistinliler kendi vatanlarının sadece yüzde 15'ini kullanabiliyor.

MİLYONLAR SÜRGÜNDE YAŞIYOR

Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki mülteci kamplarının yanı sıra başta Suriye, Lübnan ve Ürdün olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinde vatanlarından uzakta hayat süren milyonlarca Filistinli, hala yüzlerinin "çalınan cennet" olarak tanımladıkları Filistin'e dönük olduğunu her fırsatta dile getiriyor.

Birleşmiş Milletler'in (BM) "Evlerine geri dönmeyi ve komşularıyla huzur içinde yaşamayı arzulayan mültecilerin, mümkün olan en yakın zamanda bu arzularını gerçekleştirmelerine izin verilmeli ve geri dönmemeye karar verenlerin arazileri için tazminat ödenmeli" şeklindeki 194 sayılı kararını ise İsrail uygulamayı reddediyor.

İSRAİL'İN AMACI FİLİSTİN'İ YAHUDİLEŞTİRMEK

Toprak Günü dolayısıyla değerlendirmelerde bulunan Filistin asıllı İsrail milletvekili ve İsrail Parlamentosu Başkan Yardımcısı Ahmed Teybi, bu günün İsrail ile Filistin halkı arasındaki çatışmanın özünü oluşturduğunu söyledi.

Toprak Günü'nün yurt dışında sürgünde olan, işgal altındaki topraklarda yaşayan veya bugün İsrail vatandaşı olan tüm Filistin halkını bir dava etrafında topladığını vurgulayan Teybi, "İsrail, kendi vatandaşı olan Arapların topraklarına el koyuyor. 1967'de işgal ettiği Filistin topraklarında da yasa dışı Yahudi yerleşim yerlerini giderek arttırıyor. Bütün bu politikaların bir tek amacı var. O da Doğu Kudüs'ü ve geri kalan Filistin topraklarını Yahudileştirmek." değerlendirmesinde bulundu.

FİLİSTİNLİLERİN 920 KÖYE GİRMELERİ YASAK

Bazı radikal Yahudilerin Mescid-i Aksa'nın statüsünün değiştirilmesi yönündeki taleplerinin giderek arttığına dikkati çeken Teybi, İsrail Parlamentosunun gündeminde olan ve "Yahudi ulus devlet yasası" olarak bilinen "ırkçı" yasanın da bu trendin bir devamı olduğunu belirtti.

Söz konusu yasa tasarısının İsrail'de sadece Yahudilere "karar verme hakkı" tanıdığını hatırlatan Teybi, uygulamada ise bu ayrımcılığın zaten var olduğunu ifade etti.

İsrail toprakları içerisinde bulunan 920 köy ve kasabada Arapların yaşamasının yasak olduğunu dile getiren Teybi, "Türkiye'de Müslüman olmayanların yaşamasının yasak olduğu bir yer yok. Ya da Fransa'da Hristiyan olmayanların yaşamasının yasak olduğu bir yer yok. Ancak İsrail'de Yahudi olmayanların yaşamasının yasak olduğu yüzlerce yer var." dedi.

Teybi, söz konusu 920 köy ve kasabaya yerleşmek isteyenlerin, buranın yöneticisi olan dernek tarzı organizasyonlardan onay alması gerektiğini ve bu yapıların da Yahudi olamayanlara onay vermediğini kaydetti.

"TOPRAKLARIMIZDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ"

Knesset'teki bir diğer Arap milletvekili Talib Ebu Arar da İsrail'in 42 yıldır Filistinlileri ve onlara ait arazileri hedef almayı sürdürdüğünü dile getirdi.

İsrail'in özellikle Negev'deki Araplara karşı uyguladığı politikayı eleştiren Ebu Arar, Arap köyleri tanınmayarak buralarda Yahudi yerleşim yerleri ve belediyeleri kurmak için Filistinlilere ait yapıların yıkıldığını, toprakların müsadere edildiğini belirtti.

Her gün Filistinlilerin topraklarının ele geçirildiğini, evlerinin yıkıldığını ifade eden Ebu Arar, tüm bu zorluklara rağmen topraklarına bağlı olduklarını ve vazgeçmeyeceklerini vurguladı.

Ebu Arar, şöyle devam etti:

"İsrail, kendine demokratik ülke diyor ancak Negev'de yıllardır Filistinlilerin yaşadığı onlarca Arap köyünü tanımayı reddediyor. Bu bölgelere elektrik ve su bağlanmasına, altyapı çalışmalarına, okul ve hastane kurulmasına, halkın en basit ihtiyaçlarını karşılamasına izin vermiyor."

İsrail makamlarının Negev'de yılda bin ev yıktığını aktaran Ebu Arar, şu an için 30 bin yapının da "yıkım tehdidi" altında olduğunu sözlerine ekledi.

İsrail'deki Arap Vatandaşları İzleme Yüksek Komitesi Başkanı Muhammed Bereke, İsrail'e karşı toprak mücadelesinin 1976'da başlamadığı gibi bugün de sona ermediğini belirtti.

Filistinlilerin her yıl Toprak Günü'nde yeni zorluklarla karşılaştığını ifade eden Bereke, bu yıl da Negev bölgesindeki bazı köylerde binlerce dönüm arazinin İsrail tarafından el konulma tehdidi altında olduğunu, İsrail makamlarının köylülere bölgeyi boşaltma tebligatı ilettiğini aktardı.

Ayrıca bu yıl Toprak Günü'ne Knesset'ten çıkan ırkçı tasarılarla girildiğine işaret eden Bereke, "Her şeye rağmen, topraklarımızda kalacağız. Topraklarımızdan vazgeçmeyeceğiz." ifadelerini kullandı.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.