Arama

Zekeriya Erdim
Haziran 6, 2018

Bir öğretim yılının daha sonuna geldik. Anneler, babalar, öğretmenler, öğrenciler; erkenden vitesi boşa alıp, "tatil" psikolojisi içine girdik.

Oysa hayat; bütün alanlarda ve konularda devam ediyor. Var oluş sürecinin gerektirdiği tüm alışverişler; kesintisiz sürüp gidiyor.

Sadece format değiştirip; biraz farklı bir hal ve gidiş içine giriyoruz. Zaman ve mekan bağımlılığını bir kenara bırakıp; daha esnek yaşıyor, daha özgür yürüyoruz.

Yaz günleri, çocuklar ve gençler için; yaz okullarını ve tatil programlarını gündeme getiriyor. Bu durum; örgün eğitime ara verilmiş olsa bile, yaygın eğitimin devam ettiği anlamına geliyor.

Yılların tecrübesiyle, yakından görüyor ve biliyoruz ki; her yaş ve seviyedeki insan için, içinde bulunulan tüm çevre ve ortamların, eğitici değeri var. Farkında olarak veya olmayarak yaşadığımız tüm olaylar ve durumlar; ya bize yeni bir şeyler katıyor ya da bizde olan bir şeyleri alıp götürüyorlar.

Bu alışverişte kârlı çıkmanın yolu; doğru tercihler yapabilmek. Tatil programlarıyla ilgili planlamalara; bilginin ve bilincin avantajlarını katabilmek.

Ancak, bu programlar; yeni bir ders ya da ödev süreci gibi olmamalı. Oyun ve eğlence cazibesi oluşturmalı; çocuklar ve gençler isteyerek katılmalı, sosyal ve psikolojik yönlerden haz almalı.

Bir yandan, zararı engelleme; öte yandan, faydayı temin etme hassasiyeti göstermeliyiz. Eğer bir mesajı ya da muhtevayı murat ediyorsak; çaya, çorbaya katılmış ilaç gibi vermeliyiz.

KAMP KÜLTÜRÜ

Eskiden beri vardı ama; son yıllarda daha yaygın ve yoğun bir kamp kültürü oluştu. Kamu, özel sektör ve sivil toplum aracılığıyla; cazip yaygın eğitim planları ve imkanları gelişti.

Hem yaşlara ve seviyelere göre ayarlanan; hem de ilgi ve yetenek alanlarına göre planlanan uygulamalar var. Çocuklar ve gençler, ehil ve güvenilir eğiticilerin, yöneticilerin gözetiminde; az zamanda çok şeyler öğreniyorlar.

Örgün eğitimin bir öğretim yılı içinde kazandıramadığı bilgiyi ve beceriyi, duyguyu ve düşünceyi, anlayışı ve yaşayışı; yaz okulları ve kamplar, bir hafta içinde verebiliyor. Yeni bir çevre ve ortamda, kendi akran grubu içinde; yeni bir donanım kazanmış olarak dönebiliyor.

Özellikle Büyükşehir Belediyeleri ile Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın; çok sayıda yaz okulu-kamp merkezinin bulunduğunu biliyoruz. Bu alanda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarına; bu tesislerin tahsis edildiğini görüyoruz, duyuyoruz.

Bazı kişiler ve kurumlar, bu sürece; din, tarih, kültür, sanat, spor içerikli geziler de katıyorlar. Bazıları ise, ülkemizin doğal kaynak ve imkanlarını kullanarak; cazip doğa yürüyüşleri yapıyorlar.

Güvenlik riski taşımayan etkinliklerin tamamı; birer fırsat olarak görülüp değerlendirilebilir. Hatta, imkan dahilinde; birden fazla etkinliğe katılmaları temin edilebilir.

Ancak, kesinlikle; zorlama yahut dayatma olmamalıdır. İmkanlar ve ihtimaller açık büfe yemek menüsü gibi sunulup; isteyenin istediği çeşidi alması sağlanmalıdır.

HAYAT OKULU

Yaz döneminde yapılabilecek iyi uygulamalardan biri de; çocukları ve gençleri, bir işte veya işletmede çalıştırmak olabilir. Hayatın içinde hayatı tanımaları; hayata hazırlanmanın gereğini ve önemini anlamaları sağlanabilir.

Çünkü, saksılarda ve seralarda, turfanda sebze-meyve gibi yetişen insanlar; hayata uyumda zorlanıyorlar. Koruyucu kalkan gibi duran anneler ve babalar devre dışı kaldığında; boşluğa düşmüş gibi oluyorlar.

Denize yahut havuza girmeden; yüzme öğrenmek mümkün olmuyor. Hayat gemisi alabora olup, yolcularını suya bıraktığında; nefes alabilenler, kulaç atabilenler, yüzeyde kalabilenler daha kolay kurtuluyor.

Her zaman söylediğimiz gibi; mevcut eğitim sistemimizin, bir temel zaafı var. Çocuklar ve gençler, hayatın içinde hayata değil; sınıfların içinde, sınavlara hazırlanıyorlar.

Yaz dönemlerinde; bunu kısmen de olsa telafi edebilecek tedbirler alabiliriz. Onları, gerekirse hiçbir karşılık beklemeden; kendi yapılarına uygun işlere ve işletmelere, çırak yahut stajyer olarak verebiliriz.

Bunun yanında; sivil toplum kuruluşlarının gönüllü hizmetlerine katılmak ve katkıda bulunmak da düşünülebilir. Her faaliyet bir tecrübe kazandırır; bir bakış açısı verir.

Böylece; hayat okulunun da öğrencileri olurlar. Yaparak, yaşayarak öğrenir; daha olgun ve yetişkin hale gelirler.

Zekeriya Erdim

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN