Arama

Prof. Dr. Sefa Saygılı
Ağustos 25, 2018

Zamanımızda maalesef evliliklerin ömrü eskisi kadar olmadığı gibi sanki daha sağlam da değil. Erkekler kadınlardan, hanımlar kocalarından dertliler ve memnun olmadıkları hususlar da fazla. Eşler birbirlerinden daha çok şeyler istiyorlar.

Günümüz kadınları arasında yapılan anketlere göre hanımlar kocalarında genel olarak yedi meziyet arıyorlar. Bunları önemlerine göre şöyle sıralayabiliriz:

Şefkat: Kadınların sevecekleri erkekte aradıkları en önemli unsur olarak şefkatli olmalarını arzu ettikleri dikkati çekmektedir. Fakat ne yazık ki; günümüz erkeklerde -belki de bütün dünyadaki erkeklerde - yumuşama alameti olan sevgi ve şefkat sözcüklerine rastlamak zordur. Bunun sebebi erkekleri sert olmaya, hislerini daima kontrol altında tutmaya teşvik eden toplum baskısıdır. Kadınlar hem erkeklerin güçlü ve kendinden emin olmasını isterler, hem de sevdiği kadına karşı yumuşak ve şefkatli davranmasını...

Centilmenlik: Kadınların erkeklerden ortak bir şikâyeti, flört devresi bitince erkeklerin duygusuzlaştığı yönündedir. "Ah keşke bir yabancıya gösterdiği ilgiyi bana gösterebilse" diye yakınıyor çoğu. Bugün kadın, özgürlüğünü ilan etmiş ve erkeklere eşit haklara sahip olduğunu kabul ettirmiştir. Ancak burada bir sosyal çelişki göze çarpıyor. Hem eski geleneklere göre erkeğinden yiğitlik, centilmenlik beklemektedir hem de günümüzün yaşantısına göre erkeğinden zayıf olmadığını ispata kalkmaktadır. Bu bakış ne dereceye kadar doğrudur?

Hoşsohbet olma: Ev hanımları, eşlerinin iş arkadaşı gibi olamadığından yakınıyorlar. İşinden dönen erkek yemeğini yiyor, bir şey konuşmaya gerek hissetmeden televizyonun veya bilgisayarın karşısına tezgâhını kuruyor veyahut erkek arkadaşlarıyla beraber olmayı tercih ediyor. Bazı hanımlar eşlerinin başkalarıyla birlikte gayet konuşkan olduğunu; fakat evde yalnızken suskunlaştığından dertliler.

Anlayış: Kocasının doğum gününü hatırladığı, önemli günlerini kutladığı kadın kendini çok mutlu hisseder. Burada kadınların esas bekledikleri kadınlıklarının fark edilmesidir. Onların hislerini, istediklerini bulup ortaya çıkaran erkeği anlayışlı görmektedirler.

Hakkaniyet: Birçok ev hanımı kocalarının yeteri kadar harçlık bırakmadığını, oysa dışarıda savurganlık sayılacak kadar çok para harcadığını söylemektedir. 'Bununla kalsalar iyi' diyor; bu hanımlar. Verdikleri para ile aldığınız eşyanın, hazırladıkları yemeğin kalitesini de beğenmezler. Kadınların böyle bir hisse kapılmalarının sebebi, kocalarının kendilerini aşağı gördüklerini sanmalarından ileri geliyor.

Sadakat: Bir kadın şöyle dertleniyor: "Başkalarıyla beraberken kocam beni küçük düşürüyor, beni utandırıyor. İyi bir evlilik böyle olmaz." Diğer bir kadın, çocuklarının önünde kocasının kendisini aşağıladığından, alaycı ifadeler kullandığından yakınıyor. Eski geleneklere göre kadın; fiziksel, sosyal ve ekonomik yönü daha üstün olan erkekten sonra gelirdi. Bu bakımdan kocasına kendisini ezdirmemek, bugünün kadını için çok önemli görülmektedir.

Dürüstlük: Eğer bir kadın, kocasının kendisinden bir şey sakladığını, hele sırlarının olduğunu öğrenirse artık ona güveni kalmaz. Özellikle bir defa bile yalan söylediğini yakaladığında nereye gittiğini, ne yaptığını merak etmeye başlar. Bu abartılı ilginin esas altında yatan korku ise, işin içinde başka kadın olma ihtimalidir. Doğruluk ve güven üzerine kurulmayan evlilikler iyi yürümez.

Kadınlar kocalarından bu saydığımız meziyetleri bekliyor. Aslında bunların hepsi birbirine bağlı ve birbiriyle yakından ilgilidir. Dürüst olmayan insandan anlayışlı ve nazik olması beklenemez. Dürüst insan zaten bu meziyetlerin çoğuna sahiptir.

Kısaca, hanımlar mükemmel kocayı, "sevgisini ifade etmeyi bilen iyi insan" olarak tarif ediyor. "Eğer bütün erkekler böyle olsaydı evlilik problemlerinin hepsi ortadan kalkardı" diyorlar.

Şimdi sorabiliriz: Aslında bütün insanlar böyle olsaydı ve birbirlerine böyle davransaydı insanlık sorunlarının çoğu kendiliğinden ortadan kalkmaz mıydı?

Prof. Dr. Sefa Saygılı

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN