Arama

Yusuf Özkır
Mart 15, 2019
CHP neden kaybediyor?

31 Mart'a doğru CHP ikili bir strateji izliyor. Sol ve kemalist kesimlerden gelecek oylarla sandıktan istediği sonucu alamayacağını bilen CHP yönetimi muhafazakâr seçmen ve Kürt seçmenin oylarını da alabilmek için bu yöntemi benimsemiş durumda. Buna göre bir tarafta partinin üst yönetimi ve televizyonlara çıkan temsilcileri muhafazakâr ve Kürt seçmen bağlamında olabildiğince ılımlı bir söylemi ön planda tutmaya çalışıyor. Yasaklar, dayatmalar ve zorbalıkları görmezden gelmeye ve sadece geçmişin bir meselesiymiş gibi sunmaya gayret ediyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu'nun terör örgütü YPG konusunda kurduğu "YPG mi bize saldıracak?" cümlesi de bu stratejinin parçası ve esasında HDP tabanındaki seçmeni hedefliyor. Aynı şekilde ittifakın diğer ortağı İyi Parti yöneticilerinin bu açıklamayı sineye çekerek "gık" bile diyememiş olmasının arkasında da aynı beklenti yer alıyor.

Stratejinin ikinci ayağını ise CHP yönetiminin parti tabanı için tercih ettiği yöntem oluşturuyor. Burada tam tersine radikal ve sert bir söylem görülüyor. Tabanı konsolide edebilmek ve DSP'ye doğru kopmaları engelleyebilmek için Erdoğan karşıtlığı her daim pompalanıyor. Kuşkusuz CHP tabanını bir arada tutabilmek için üretilen Erdoğan karşıtlığını besleyen ve CHP aklının derinlerinde yer edinen muhafazakâr-dindar kesimler karşıtlığının da bu propagandadan nasibini aldığını söylemek gerekir. CHP yönetimi her ne kadar açık vermemeye çalışsa da CHP'li yöneticilerden ezan ve Fatiha Suresi konusunda milli vicdanı yaralayan yaklaşımların kamuoyuna yansıması bunun en belirgin göstergesidir. Dolayısıyla ikircikli bir dilin benimsenmesinin her daim riskleri bulunur. CHP bunu yaşıyor ve stratejinin bir ayağı büyük ölçüde çökmüş durumda. Diğer ayağının çökmesi ise an meselesidir.

KAYBETMENİN 6 GEREKÇESİ

Peki, genel anlamda bakıldığında CHP neden kaybediyor? Bunun altı temel gerekçesi var:

-CHP bu ülkenin dini değerleriyle kavgalı, bir türlü barışamıyor. Ezan ve Fatiha Suresi konusunda CHP'lilerden yansıyan söylem geniş kesimlerde büyük tepkiyle karşılandı. 28 Şubat darbesi ve 27 Nisan e-muhtırası sürecinde başörtüsü karşıtlığını ve zorbalıkları savunmaları konusunda kayda geçmiş tek bir özürleri dahi yok. Özeleştiri yapmadan ve millete hesap vermeden durumu kotarmaya çalışıyorlar.

-CHP gelirse şu sorunları çözer şeklinde bir inancı toplumda oluşturamıyor. Geçmişinde örnek verebileceği ve seçmende güven duygusu inşa edebileceği bir başarı hikâyesi yok. Aksine mazisi yönetim ve ekonomi alanındaki pek çok başarısızlıkla doludur.

-CHP kendisi olarak değil bir başka kimlikle sahada. Sağ kökenli olduğunu iddia ettiği adayları ön plana çıkartmış. Onlar da biz rozetsiz siyaset yapıyoruz diyerek CHP'li olarak görünmekten kaçınıyor. Aslında CHP'nin mirasından kaçıyorlar. Böylece karmakarışık tuhaf bir durum ortaya çıkıyor.

-CHP şeffaf değil. CHP ile HDP arasında bir ittifak olduğu konusunda toplumun büyük bir kesimi hemfikir. HDP ise zaten bunu saklamıyor. Fakat CHP yönetimi tüm bu gerçeklere rağmen ittifak yokmuş gibi davranmaya ve toplumu da buna ikna etmeye çalışıyor. Halbuki şeffaf olsa ve ittifakın yapıldığını topluma açıklama cesaretini gösterse belki istediğine daha fazla kavuşacak.

-İsmet Berkan'ın Kriter Dergisinin 33. sayısındaki yazısında vurguladığı üzere CHP'de siyaset Türkiye'yi yönetmek için değil CHP'yi yönetmek için yapılıyor. Bu yüzden de herkesin zihninde 1 Nisan sabahı var. Zihinler Kurultay çağrısına hazırlanmış durumda.

-Türkiye'nin beka meselesi CHP tarafından hafife alınıyor. Basitleştirilmeye çalışılıyor. Türkiye düşmanı olarak bilinen FETÖ, PKK ve YPG gibi örgütleri doğrudan hedef alan üst düzey açıklamalardan kaçınılıyor. Ayrıca küresel güçlerin Türkiye karşıtı açıklamaları konusunda pek topa girilmiyor.

Dolayısıyla CHP Türkiye'nin demokrasiye (gerçekten) geçtiği 14 Mayıs 1950 seçimlerinden bu yana bu yüzden kaybediyor. Sahip olduğu muhkem kaleler dışında toplum pek yüz vermiyor CHP'ye. Ali Cengiz oyunlarını yutmuyor. Bu seçimde de aynısı olacak.

Yusuf Özkır

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN