Arama

İsmail Güleç
Eylül 18, 2023
Beynamaz ile bey’-i namaz kimdir?

Beynamazın kim olduğunu bilmeyenimiz yok. Farsça olumsuzluk eki bî- ile namazdan oluşan bu kelime zamanla dilimizde beynamaza dönüşmüş. Anlamı bildiğiniz gibi "namazsız" yani "namaz kılmayan" demek. Üzerinde durmaya ve açıklamaya çalışmaya gerek yok, çünkü anlamını çok iyi bildiğiniz bir kelime.

Bey'-i namaz ise Arapça satmak fiilinin kökü bey' ile namaz kelimesinden oluşan bir tamlama ve "namazı satma" anlamına gelmekte. Bu kelime pek bilinmez çünkü ancak çok özel mahfillerde dile getirilir.

Peki namaz satmak ne demek? Kimler namazını satar? Kime satar? Nasıl satar? Bu yazıyı bu sorulara cevap verebilmek için yazdığım için yazının sonunda cevabı vermiş olacağımı ümit ediyorum.

Bey'-i namazı ben kısaca "namaz kılan beynamaz" olarak tanımlıyorum. Neden böyle tanımladığımı da müsaadenizle kısaca açıklama çalışayım.

Üç grup bey'-i namaz vardır. Bunlar sırasıyla şöyledir:

  1. Para için namaz kılanlar

Bu gruba girenleri bir menkıbe ile anlatmaya çalışayım. Âriflerden biri seyahate çıkmış. Adeti sabah namazlarını gittiği beldenin en büyük camiinde kılmakmış. Böylece o memleketin insanlarının durumu hakkında kanaat sahibi olurmuş. Yolu bir memlekete düşmüş. Adeti veçhile camiye gitmiş. Gittiğinde caminin daha önce hiçbir yerde görmediği kadar kalabalık olduğunu görünce şaşırmış. İçinden "Bu beldenin insanları ne de güzel insanlarmış. Sabah namazında cami bu kadar doluyorsa öğle namazında kim bilir nasıldır?" diye de sevinmiş.

Derken öğle olmuş, bizimki yine camiye gitmiş. Bir de ne görsün! Sabahki kalabalıktan eser yok. Şaşırmış ve cemaatten birine sormuş:

  • Efendi! Sabah camide namaz kılacak yer yoktu neredeyse. Şimdi ise bomboş. Bu işin sırrı nedir?
  • Bu beldede zengin bir bey var. Sabah camiye gelenlere dinar dağıtır. O yüzden sabah namazları dinar almak için gelenlerden dolayı kalabalık olur.

Bey-i namazların ilki bu gruba girenlerdir. Para veya bir menfaat için namaz kılanlar bey'-i namazdır. Ariflerin gözünde cennet için namaz kılmak da bey'-i namazdır. Çünkü onlara göre namaz sadece Allah için kılınır. Bizim aklımız âriflerin işine yetmeyeceği için biz yine sıradan insanlar için olan kurallara uyalım.

Bey'-i namazların en masumları bu gruptakilerdir. Umulur ve istenir ki para için kılınan namaz zamanla Allah için kılınan namaza dönüşsün. Bu zayıf da olsa imkân ve ihtimal dahilindedir.

  1. Riya için namaz kılanlar

İkinci gruba girenler Maun suresinde "Veyl olsun o namaz kılanlara" denilen kitledir. Bunlar riya yani gösteriş için namaz kılan münafık kimselerdir. Bunların özellikleri sure-i celilede şöyle sıralanır:

  1. Namazlarını ciddiye almazlar.
  2. Namazlarıyla gösteriş yaparlar.
  3. Ufacık bir yardıma bile engel olurlar.

Namazda şekil şartları vazgeçilmez olmakla birlikte, en az şekil kadar özen gösterilmesi gereken husus, Mevlana'nın ifadesiyle buğday ambarına fare dadandırmamak yani imanla birlikte niyet ve takva sahibi olup ihlâs ve huşû içinde olmaktır ve bu durum daha önemlidir. Çünkü niyet ve ihlâs ibadetin ve tevhit ilkesinin temel şartıdır. Bu durumun en aşağısı gösteriş için namaz kılmaktan uzak durmak en üst seviyesi ise Hz. Peygamber'in ifade buyurduğu gibi "Allah'ı görüyormuşçasına ibadet etmek"tir.

Gösteriş için namaz kılanlar bey'-i namazların ikinci grubudur. Bu grup da kendi içinde ikiye ayrılır. İlki kendilerini dindar göstermek isteyenlerdir. Bunlar inanırlar ancak inandıklarını başkalarına da tantanalı bir şekilde göstermek isterler. Allah inançlarından dolayı bunları affedebilir. Allah onları gösteriş hastalığından kurtarsın.

İkinci grup ise inanmadıkları halde inanıyormuş gibi yapıp namaz kılan münafıklardır. Bunlar çok tehlikeli olup Allah'ın gazabı kaçınılmaz sonlarıdır. Allah şerlerinden bizleri emin buyursun.

  1. Namaz kıldığı halde zalimleri destekleyenler

Üçüncü grup bey-i namazları tarif için Kâdiriyye yolunun büyüklerinden Osman Şems Efendi'nin (ö. 1893):

Teşne lebler o gece kan ile galtân oldu,
O gece arsa-geh-i Kerb ü belâ kan oldu,
O gece ruh-ı Nebi hâzin ü giryân oldu,
Ki Hüseyn İbn-i Ali o gece kurban oldu.

Dörtlüğüyle başlayan Hz. Hüseyin Mersiyesinde Yezid ve hempalarına hitaben söylediği şu dizeleri hatırlatmak isterim:

Yüz tutup leşker-i â'daya o şâh-ı mazlûm,
Dedi ey dinini dünyaya veren kavm-i zalûm,

Osman Şems Efendi bu beyitte Hz. Hüseyin'i şehit edenleri tarif ederken onların dinlerini dünyaya verdiklerini, yani kıldıkları namazı, tuttukları orucu dünya menfaati ile değiştiklerini söyler. Yani namaz kıldıkları halde ikbal ve istikbal düşüncesiyle yöneticilerin gözüne girmek için zalimlerle birlikte olmuşlar, zalim güç sahiplerini ve sultanları desteklemişlerdir. Bunlar sadece namazlarını değil dinlerini de satmışlardır.

Osman Şems Efendi, namaz kılan birinin bir zalimi desteklemesini kabul etmez ve namaz kılan birine zalim yöneticilerin yanında durmayı yakıştıramaz. Bunlar da üçüncü grup bey'-i namazlardır. Zalim kimse sultan olabileceği gibi patron veya müdür de olabilir. Namaz kılanlar haksızlık yapanların yanında durmazlar.

Bey'-i namazların kıldıkları namazı kime kaç paraya ve nasıl sattıklarını ifade edebildiysem ne mutlu bana. Allah bizleri bey-i namazdan muhafaza buyursun.

İsmail Güleç

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN