Arama

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay
Ocak 18, 2018
Telbiye: Davetine icabet ettim, emrine boyun eğdim. Buyur Allah’ım buyur!

Hac ve Umre ibadetlerini ifa ederken, ihrama girdikten sonra her müminin dilinden dökülen zikrin adıdır, Telbiye… Elbette ki, üzerinde önemle ve dikkatle durulması gereken bu zikrin başlangıcı ihram ile başladığı için önce ihram üzerine birtakım bilgileri vermek icab eder. Bu sebeple, ihram nedir ve ihram konusunda nelere dikkat edilmelidir? Hususlarında özet bilgileri vermeğe çalışacağız.

İHRAM NEDİR VE İHRAMLI İKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?

Değerli okuyucum.

Herhangi bir Hac ve Umre Rehberi adlı kitapçıklarda da rahatlıkla ulaşılabilecek birtakım bilgiler var iken konuya dair bilgi aktarmamızın tek sebebi, Umre ibadetinin önemli rükünlerini (temel gerekleri/ana unsurları) hem fıkhî hem de terbiyevî açıdan ele almak ve sizlerle paylaşmak arzumuzdur. Çünkü konulara sadece fıkhî olarak bakmak ve aktarmak, günümüz nesli için ve konunun uzmanı olmayanlar için yeterli bir bilgilenme imkanı sağlamayabilir. Bu nedenle, ibadetleri yanımlamak kadar hayatımıza yansıyan yönlerine de değinmek gerektiği kanaatindeyiz.

Bu ön bilgilendirme safhasından sonra tekrar soralım: İhram nedir?.. Bir fıkıh terimi olarak İhram: "Hac veya umre yapan kimseye normal durumlarda helâl olan bazı davranışların haram kılınması"dır. O halde ihram, hac veya umreye niyet eden bir kimsenin diğer zamanlarda yapması helâl olan bazı davranışları, hac ve umrenin bütün erkânını ve âdâbını tamamlayıncaya kadar kendine haram kılması demektir.

İhrama giren kişiye "muhrim" denilir. İhram işlemiyle birlikte erkeklerin dikişli elbise giymeleri yasak olduğundan ülkemizde "ihrama girmek" tabiriyle, hac ve umre süresince giyilmek üzere hazırlanmış beyaz renkli dikişsiz dokumaya/kalın havlulara bürünmek anlaşılmıştır. Belki bu sebepten dolayıdır ki, bu kumaşlara dilimizde "ihram" veya "ihramlık" denilmektedir.

Hac ve umre amacıyla dışarıdan Mekke haremine girmek isteyen Müslümanların mîkāt sınırlarını ihramsız geçmesi yasaktır. Aynı şekilde hac veya umreyi tamamlamadan ihramdan çıkılmaması ve ihramlı olduğu süre içinde bazı kısıtlamalara uyması gerekmektedir.

İhramın rüknü diğer mezheplerde sadece niyettir. Hanefî mezhebinde ise niyet ve telbiyedir. O halde diyebiliriz ki, hac veya umre ibadeti maksadıyla yola çıkan bir kimsenin, havayoluyla seyahat edecekse gerek havaalanında gerekse yolculuk esnasında havada -mikat mahalline gelmeden önce- ihram örtülerine bürünmesi ve niyet ederek Telbiye Duasını okumaya başlaması mümkündür.

İHRAM'IN NİYETİ NASIL OLMALIDIR?

Tüm mezheplerin ortak kanaatine göre ihram'ın en temel esası niyet'tir. Bu ise kulun, neyi niçin yaptığının bilincinde olması ve bunu diliyle ikrar edip söylemesi anlamına gelmektedir. Umre için ihramlanan bir kimsenin niyeti şu ifadelerle olmalıdır: "Allah'ım! Ben Umre'ye niyet ettim. Bu ibadetimi bana kolaylaştır ve benden kabul buyur!"

Niyet işleminden sonra ihramlı olduğu sürece, kaçınması gereken birtakım hususlar vardır. Bunları kısaca şu ifadelerle aktarabiliriz.

  • Saç, sakal, bıyık tıraşı olmak, kasık veya koltuk altı temizliği yapmak, bedenin herhangi bir yerinden kıl koparmak, tırnak kesmek.
  • İhramda iken süslenme amacıyla saçı, sakalı, bıyıkları yağlamak, boyatmak, kınalamak, makyaj malzemesi kullanmak, yıkanırken kokulu sabun kullanmak, vücuda veya elbiseye güzel koku sürmek.
  • Erkeklerin dikişli elbise ve iç çamaşırı türü giyim eşyası giymesi, başı kısmen veya tamamen örtmek, çorap ya da topukları ve üstü kapalı ayakkabı giymek.
  • İster Harem bölgesi içinde isterse dışında olsun, ister eti yensin isterse yenmesin her çeşit kara avı avlamak, avcıya göstermek ve yardımcı olmak, av hayvanlarına zarar vermek (yuvasını bozmak, yumurtalarını kırmak vb.)
  • Şehevi arzuları tahrik edici konuşmalarda, dokunma ve cinsî münasebette bulunmak.
  • Dinen mâsiyet (günah) sayılan işleri yapmak ve başkalarıyla cebelleşmek, kavga etmek, çirkin ve hakaret içerikli söz söylemek.
  • Harem bölgesi olarak sınırları belirlenen Mekke şehri ve etrafında avlanmak, çevreyi tahrip etmek, tabii çevreyi oluşturan ağaç ve bitkileri kesip koparmak.

İhram yasaklarına bakıldığında Allah Teâlâ'nın, Harem-i Şerif'i olarak tayin ettiği bölgeye giren her bir kulundan bazı hususlarda fedakarlıkta bulunmasını istediği açıkça görülmektedir. İhrama girme işlemi hac ve umre ibadetinin önemli bir parçası olmakla birlikte, anılan kutsal bölgeye ve bu ibadetin ifa edileceği zamana saygıyı ifade etmektedir. Öte yandan ihram, dünyevî/nefsâni her türlü hazlardan uzak durmayı ve Allah'a yakın olma şuurunun bütün mahlûkatla ilişkilere yansıtılmasını sembolize etmektedir. Dahası, adeta bir mevtâ gibi, kefen misali iki parçadan müteşekkil örtüsüyle hiçliğini tüm benliğinde hissetmesine, güçsüzlüğünü tüm varlığıyla duymasına vesile olmaktadır, ihram…

Eğer ihrama girilirken tam bir şuur hali söz konusu olabilirse, ihramlı olduğu sürece kulun tam bir teslimiyet, mahviyyet ve huzur halini yaşaması çoğunlukla mümkün olmaktadır. Böyle olunca bencilliği bırakıp, gelip geçici hazları terk eden bir oruçlu gibidir o… Kendisi gibi milyonlarca mümin kardeşiyle âdetâ Mahşer meydanındaki bir ferttir, ummandaki bir damla misalidir, o…

Bütün bu yazılanlara son bir ilave de şu cümlemiz olmalıdır: Erkeklerin, tüm makam, mevki, mertebe, unvan, varlık ve servetini iki parça örtü ile sıfırlayan ve diğer müminlerle eşitleyen ihram, kadınlar için de elbette söz konusudur ve olmalıdır. Bu sebeple, bir mümin hanımefendi, umre veya hacca niyetlendiği zaman, üzerine giyeceği dış elbisenin, başörtüsünün, dikkat çekmeyen, onu fark ettirmeyen özellikte olmasına özen göstermelidir. Tekrar vurgulamak isteriz ki, ihram, aynı zamanda her türlü zevk ve safâ'nın, övünç ve iftihar vesilesi olabilecek her şeyin terkidir...

TELBİYE NE DEMEK?

Sözlüklerdeki karşılığı, "çağrıda bulunana cevap vermek, bir davete icabet etmek" olan Telbiye fıkhî bir terim olarak hac veya umre niyetiyle ihrama giren kimsenin şu sözleri söylemesidir:

"Lebbeyk Allâhümme lebbeyk. Lebbeyk lâ şerîke leke lebbeyk. İnne'l-hamde ve'n-ni'mete leke ve'l-mülk. Lâ şerîke lek."

Hadis kaynaklarında Resûl-i Ekrem (sav) Efendimizin bu şekilde telbiye duasını okuduğu zikredilmektedir. (Buhârî, Hac, 26; Ebû Dâvûd, Menâsik, 26).

İhramlarını giyerek umre ibadetine niyetlenen her bir müminin dilinde bu ikrar, bu zikir ve bu tesbih cümleleri mütemadiyen dönüp durmalıdır, tâ ki, Harem-i Şerif'e girinceye ve Kabe-i Muazzama'yı müşahede edinceye dek… Yazımızı, Telbiye'nin dilimizdeki karşılığı olan cümlelerle bitirmenin uygun olacağını düşünüyoruz.

"Allah'ım! Çağrına uydum işte geldim. Buyur Allah'ım, emrine boyun eğdim. Senin davetine icabet boynumun borcudur. Senin eşin ve ortağın yoktur. Rabbim! Bütün varlığımla sana yöneldim; Hamd senindir, nimet senin, mülk senindir. Eşin ve ortağın da yoktur Senin…"

Umre konusuna devam edeceğimiz yazımızda tekrar buluşmak üzere, sağlık ve esenlikler diliyorum…

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN