Arama

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay
Mayıs 2, 2024
Melekler ve görevleri

Hz. Aişe'nin (r.anha) aktardığı bir hadis-i şerifte Peygamberimiz (sav) tarafından ifade edildiği üzere "melekler "nur"dan yaratılmışlardır…" Meleklerin bu durumu, fıtratlarında var olan bu "nur" özelliğiyle onların, aydınlatan/ışıtan/huzur ve mutluluk veren/müjdeleyen varlıklar olduğunu ifade ederken; aynı zamanda, tabiatı ve yaratıldığı madde "nâr", yani "ateş" olan şeytan'ın zıddı olduklarını da ortaya koymaktadır. Sayıları ancak Allah Teâlâ tarafından bilinen bu nurani varlıklar, onları yaratan Yüce Yaratıcı tarafından kendilerine verilen vazifeleri büyük bir özenle ve titizlikle yerine getirmektedirler. (bkz. Bakara, 30-39; Tahrim, 6).

Melekler içinde bazı ulvi görevleri sebebiyle yüceltilmiş olanlar yanında, "Mukarrebûn" denilen böylece Allah Teâlâ'ya yakın olma derecesine sahip olanlar yanında muhtelif vazifelerle özel olarak görevlendirilenler de vardır. Ayetler ve hadisler, müminlere dost, veli ve yoldaş olan; dünya ve ahirette müminin hayrını ve iyiliğini isteyen bu nurani varlıkları tanıyabilmemize imkan veren bilgiler ihtiva etmektedir. Şimdi bu minval üzere, melekler ve görevlerinden bahsedelim…

Dört büyük melek ve görevleri…

Allah Teâlâ, yarattığı meleklerin içinde "dört büyük melek" olarak bilinen Hz. Cebrail, Hz. Mikâil, Hz. İsrafil ve Hz. Azrail'i, diğer meleklerden daha üstün kıldığı gibi, yeryüzündeki halifesi insan ile iletişimi sağlayan Vahiy Meleği Hz. Cebrail'e ayrıca farklı bir mertebe lütfetmiştir… Bu meleklerin hadis-i şeriflerde bildirildiği üzere özel görevleri söz konusudur. Sözgelimi Hz. Cebrail'e, melekler ordusuna komutanlık ve rüzgâra hükmetme vasfı verilmiş; Hz. Mikâil'e, gökten yağan yağmur vs. ile yerden biten bitkiler emanet edilmiştir. Yine mahiyeti ve detayları hakkında fazla bir bilgiye sahip olmadığımız Arş-ı Âlâ'nın taşınması ve yüklenilmesi işleminde sorumluluk Hz. İsrâfil'e aittir. O, aynı zamanda kıyameti ve yeniden dirilişi bildirecek melektir. Nihayet Kur'an-ı Kerim'de "Melekü'l-Mevt" (Ölüm Meleği) olarak zikredilen (bkz. Secde, 11) Hz. Azrâil ise, canlıların ruhunu almakla görevlidir.

Kişinin amellerini yazan melekler

Sözlük anlamı, "yazan, kayda geçiren" anlamındaki kâtib ile "iyi, dürüst ve değerli" anlamındaki kerîm kelimesinin çoğulu olan kirâmen kelimelerinin birleşmesinden oluşan "Kirâmen Kâtibîn, "değerli yazıcılar" mânasına gelmektedir.

Kıyametin kopmasıyla yaşanacakların anlatıldığı ayetlerin yer aldığı İnfitar suresi, 9-12.ayetlerde, kıyameti ve ahireti inkar edenlere hitaben şöyle denilmektedir:

"Hayır! İnanacak yerde siz hâlâ dini yalan sayıyorsunuz. Oysa sizi gözetleyen muhafızlar, değerli yazıcılar var. Onlar yaptığınız her şeyi biliyorlar."

İslam'da melek inancının varlığını ve hikmetini anlayabilmek adına meşhur müfessir Râzî şu bilgileri vermektedir: "Kuşkusuz Allah Teâlâ, kullarının neler yaptığını bütün ayrıntılarıyla bilir; bunun için yapılanların yazılmasına, yazıcılara, şahitlere, belgelere ihtiyacı yoktur. Ancak O, kendisiyle insanlar arasındaki ilişkileri onların kendi aralarında uygulayacakları usullere göre düzenler. İnsanlar arasındaki hak ve sorumlulukları düzenlemenin en sağlıklı yolu, her şeyi kayda geçirmek; hesaplaşma aşamasında ise belge ve tutanakları ortaya koyarak hakkın yerini bulmasını, adaletli bir sonucun alınmasını sağlamaktır. İşte kıyamet günündeki hesaplaşma da böyle olacaktır." (Kur'an Yolu Tefsiri, ilgili ayetler)

İnsanların yapıp ettiklerinin, yazıp söylediklerinin kaydıyla görevli bu yazıcı meleklerden bahseden muhtelif âyetler vardır. Özellikle Kaf suresinin 16-18.ayetleri dikkat çekici bilgiler ihtiva eder: "İnsanı biz yarattık ve elbette içinden geçenleri de biliriz; sağında solunda oturmuş iki alıcı (yaptıklarını) alıp kaydederken biz ona şah damarından daha yakınız.

O hiçbir söz söylemez ki, yanında çok dikkatli bir gözetleyici olmasın!" Bu ayette, Kişinin sağında ve solunda karşılıklı oturan iki melek "mütelakki", yani "kaydedici/alıcı" kelimesiyle vasıflandırılmıştır. Hiçbir sözü, kelimeyi, görüntüyü ve fiili kaçırmadan kaydeden iki melek!..

Bu iki melekten bahseden bir başka ayet de şöyledir: "Yoksa onlar (müşrikler), içlerinde gizlediklerini ve aralarında fısıldaştıklarını bizim duymadığımızı mı sanıyorlar? Elbette duyuyoruz! Ayrıca yanlarında bulunan elçilerimiz (melekler), onların gizli açık tüm konuştuklarını yazıyorlar." (Zuhruf, 80)…

İnsanların yapıp ettiklerinin ve yazıp söylediklerinin yazılı bir belge haline getirileceği ve mahşer gününde, hesabının bu belgedeki bilgiler üzerinden görüleceğini bildiren ayet-i kerimeler, aynı zamanda bu belgeyi düzenleyen meleklerin de varlığına işaret etmektedir (bkz. İsrâ, 13-14; Hâkka, 19-26; İnşikak, 12). Bu ayetler, yazıcı olarak görevlendirilen meleklerin sayısının iki olduğunu ortaya koyarken, hadis-i şeriflerdeki bilgilerden, bu yazıcı meleklerin kayıtlarının asla zulüm niteliği taşımayacağını; dolayısıyla, kul kötü bir fiil yapmaya niyet ettiğinde onu işlemedikçe Allah'ın meleklere bunu yazmamalarını, işlediği takdirde ise sadece "bir günah" olarak kaydetmelerini, iyi bir fiile niyet etmesiyle "bir sevap", o fiili gerçekleştirmesiyle ondan yedi yüze kadar sevap yazmalarını emrettiğini öğrenmekteyiz. Yine bu meleklerin, cuma günleri camilere gelerek müminlerin giriş sırasına göre alacakları sevapları kaydettikleri de hadislerde ifade edilmektedir.

Kirâmen Katibîn denilen bu değerli meleklerin varlığına iman, kişiyi yapıp ettikleri, yazıp söyledikleri hususlarda sorumluluk bilinciyle hareket etmesi konusunda son derece belirleyici bir rol oynamaktadır. Her şeyin hesabının görüleceği mahşer gününde karşısına çıkarılacak ve dinî kültürümüzde adına "Amel Defteri" denilen bir sağlam belgenin getirilip önüne konulacağına; bu belgeyi son derece dikkatle ve adaletle düzenleyen görevli meleklerin varlığına inanan bir mümin için, dünyadaki hayatı, asla sorumsuzca harcayacağı günler olmayacaktır. Zira mümin, kendisini gören, söylediklerini işiten ve yaptıklarını bilen bir Yüce Yaratıcı'ya; ve bu konularda görevlendirdiği meleklerinin de varlığına inanan kişidir…

Konuya devam edeceğiz… Selamet ve afiyet dileğiyle.

Mehmet Emin Ay

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN