Arama

Tatilde ne okumalı?

Tatil döneminin başlamasıyla eğlenmenin, keyiflenmenin, hayallerin peşinden gitmenin zamanı da başladı. Bizde sizler için hayal dünyanızı genişletip çeşitlendirebileceğiniz, yeni dünyalara seyahat edebileceğiniz kitapları derledik.

  • 3
  • 29
Simyacı
Simyacı

Simyacı, dünyaca ünlü Brezilyalı yazar Paulo Coelho'nun üçüncü romanı. 1996 yılından bu yana Türkiye'de de çok okundu, çok sevildi, çok övüldü bu kitap. Bir büyük Doğu klasiği olan Mevlâna'nın ünlü Mesnevî'sinde yer alan bir küçük öyküden yola çıkarak yazılan bu roman, yüreğinde çocukluğunun çırpınışlarını taşıyan okurlar için bir klasik yapıt haline geldi.

Simyacı, İspanya'dan kalkıp Mısır piramitlerinin eteklerinde hazinesini aramaya giden Endülüslü çoban Santiago'nun masalsı yaşamının öyküsü. Ama aynı zamanda bir nasihatnâme; Yazgına nasıl egemen olacaksın? Mutluluğunu nasıl kuracaksın? gibi sorulara yanıt arayan bir yaşam ve ahlak kılavuzu. Mistik bir peri masalına benzeyen bu romanın, dünyanın dört bir yanında bunca sevilmesinin gizi, kuşkusuz bu kılavuzluk niteliğinden kaynaklanıyor.

Simyacı'yı okumak, herkes daha uykudayken şafak vakti uyanıp, güneşin doğuşunu izlemeye benziyor.

TveK'dan satın almak için tıklayın...

  • 4
  • 29
Vatan yahut İnternet
Vatan yahut İnternet

İnsanoğlu toprağı terk ederek etrafını aletlerle çevirip bir "sanal dünya" kurdu. Burada sıkılıp duruyor. İki serap görüyor: Hız ve haz. Bunlar nefsin oyunlarıdır. Ele geçtiklerinde yok olurlar. Sıkıntı devam eder. İnsanlar kendilerini elli bin çeşit ürün bulunduran AVM'lere teslim etmeseler, tüketim kültürünün kelepçelerinden kurtulabilseler, çiçekleri ve böcekleri yeniden görebilseler; bir keçi yavrusunun bakışlarını, süt kokusunu, böğürtlen reçelini hiçbir şeye değişmeyecekler ama sarhoşluktan ayılamıyorlar.

Bu kitapta Mustafa Kutlu'nun yirmi yıllık bir sürede yayınlanan gazete yazılarından bir seçkiyi bulacaksınız.

TveK'dan satın almak için tıklayın...

  • 5
  • 29
1984
1984

Roman, II. Dünya Savaşı'ndan sonra oluşan totaliter rejimlere ağır bir eleştiri niteliğindedir ve romandaki alegoriler ve semboller bu totaliter devletleri işaret etmektedir.

George Orwell 1984 kitap özeti kısaca belirtilmek gerekirse romanın dünyası üç ayrı rejimle yönetilmektedir: Okyanusya, Avrasya ve Doğu Asya...

Sovyetler Birliği'ni andıran Okyanusya, düşünmeden itaat eden ve Büyük Birader adında birine bağlılıkları olan halkın yaşadığı devlettir. Toplumdaki tüm insanların hareketleri, düşünceleri ve davranışları izlenmektedir. Bir yeraltı örgütü olan muhalif özellikteki Kardeşlik ve bu örgütün lideri Goldstein, bu toplumun düşmanı olarak görülür. Romanın baş karakteri Winston'ın çeşitli olaylara dahil olmasıyla roman, okuyucuların akıllarında birtakım soru işareti bırakacaktır: Büyük Birader ve Goldstein gerçekten yaşıyorlar mıdır?

TveK'dan satın almak için tıklayın...

  • 6
  • 29
Bozkırkurdu
Bozkırkurdu

Harry kendi içinde bir 'insan' bulur, düşüncelerden, duygulardan, uygarlıktan, dizginlenmiş ve yüceltilmiş doğadan kurulup çatılmış bir dünyadır bu; ayrıca, bir 'kurt' bulur içinde, içgüdülerden, vahşilikten, acımasızlıktan, yüceltilmemiş, yontulmamış doğadan bir dünya bulur. Varlığının böyle açık seçik ikiye ayrılmasına, birbirine düşman iki yarıma bölünmesine karşın, yine de kurt ile insanın bazı mutlu anlarda birbiriyle kardeş kardeş geçindiğini görür.

Uçarı bir yaşam insanı olmaya kalkışan katıksız bir düşün insanının, bu ikilemin gelgitleriyle oradan oraya savrulan yalnız bir ruhun, Bozkırkurdu'nun hikayesi.

Aydın geçinenlerin, bildikleriyle büyüklenenlerin, bilmediklerini küçümseyenlerin, bunu yaparken bilinçli ya da bilinçsiz yaşamı kaçıranların yüzüne inen bir tokat.

TveK'dan satın almak için tıklayın...

  • 7
  • 29
Emanet Hikayeler
Emanet Hikayeler

Emanet Hikâyeler, her biri öykücülüğümüzün önemli durakları olan öykücülerin sembolik olarak emanet ettiği hikâyelerin, Necip Tosun'un yorumu, üslubu ve bakış açısıyla yazdığı öykülerden oluşuyor. Öyküler bu yanıyla hikâyelerin, konuların, durumların her anlatıcıyla birlikte değişeceğini, bir nakşa şeye dönüşebileceğini örnekler. Yazmanın başlı başına büyülü bir yolculuk, yaratma coşkusu ve şaşırtıcı keşifler olduğuna işaret eden öyküler her karakterin, yeni ve biricik olacağını ortaya koyuyor. Necip Tosun'un öykülerinde, her şeye bir "hikâye" olarak bakan durmaksızın hikayeler devşirip kurgulamaya çalışan bir anlatıcı etrafında oluşturulan, yazıyı hayatla yüzleşmenin bir aracı yapan güç var. Edebiyatı hayatın içine sokup kurgu ve gerçeği karşılaştırarak, hayatı yazınsal düzlemle, edebiyatı yaşamsal alanlarla test ediyor ve gerçeğin yazıya aktarılırken nasıl doğal halinden kopup başka bir biçime dönüştüğünü gündeme getiriyor. Bu öyküler, insanın asıl anlatıcısını bulmadan hikâyesinin de bir anlamı olmayacağı gerçeğinden hareketle, hikâyelerini akışkanlık, şiirsellik ve yoğunlukla dile getirirken, gerçek anlatıcısının kendisinin olduğunun da bir ispatı.

TveK'dan satın almak için tıklayın...

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN