Arama

Gökkuşağına ulaştıracak yağmur şiirleri

İnsan bazen yorulur, şehirden, kalabalıktan. Hatta kalbi kararır. İşte tam da bu yüzden yağar yağmur. Kuruyan kalplerimizi rahmet olup dirilmek için... Aramızdaki kirleri temizleyip bizi bize anlatmak için...

Bazı şiirler de vardır, karanlıkta su ışıltısı gibi parlar. Yağmur gibi kalplerimizi temizleyip dağ havasını burnumuza taşır... İşte biz de sizler için, içimize damla damla bereket olacak on yağmur şiirini derledik.

  • 4
  • 10
YAĞMUR
YAĞMUR

Uyu! Gözlerinde renksiz bir perde,

Bir parça uzaklaş kederlerinden.

Bir ruh gülümsüyor gibi derinden,

Mehtabın ördüğü saatler nerde?

Varsın bahçelerde rüzgar gezinsin,

Yağmur ince ince toprağa sinsin,

Bir başka alemden gelmiş gibisin,

Dalmış gözlerinle pencerelerde.

Ahmet Hamdi TANPINAR

  • 5
  • 10
BİR YAĞMUR BEKLİYORUM
BİR YAĞMUR BEKLİYORUM

Bir yağmur bekliyorum kuruyanı ıslatsın

Bir yağmur bekliyorum tohumlara can katsın

Bir yağmur bekliyorum silsin kirlerimizi

Bir yağmur bekliyorum bizi bize anlatsın

Abdurrahim KARAKOÇ

  • 6
  • 10
YAĞMUR KAÇAĞI
YAĞMUR KAÇAĞI

elimden tut yoksa düşeceğim

yoksa bir bir yıldızlar düşecek

eğer şairsem beni tanırsan

yağmurdan korktuğumu bilirsen

gözlerim aklına gelirse

elimden tut yoksa düşeceğim

yağmur beni götürecek yoksa beni

geceleri bir çarpıntı duyarsan

telâş telâş yağmurdan kaçıyorum

sarayburnu'ndan geçiyorum

akşamsa eylül'se ıslanmışsam

beni görsen belki anlayamazsın

içlenir gizli gizli ağlarsın

eğer ben yalnızsam yanılmışsam

elimden tut yoksa düşeceğim

yağmur beni götürecek yoksa beni

Atilla İLHAN

  • 7
  • 10
DİRİLİŞ SAATİ
DİRİLİŞ SAATİ

Ey bir emre hazirlanan simsiyah gecede

Karanligi emip emip de gebe kalan

Ey her depremden sonra biraz daha dogrulan

Herkesin

Veba girmis bir sehrin hem halki

Hem seyircisi oldugu bir günde

Ey düstügü yerden kalkmaya hazirlanan ülke.

Her damlasi bir zafer müjdecisi

Bir posta eri gibi

Yagmur yüzümüze degince

Cikacagiz yola.

Cikacagiz yola

Hesap günü gelince

Yagmur yüzümüze degince

Günes bir mizrak boyu yükselince.

Erdem BEYAZIT

  • 8
  • 10
MÜNACAAT
MÜNACAAT

Ağzının bir kıvrımından cesaret bularak

ter yürekte susayışlar yaratan yağmurlara açıldım

kalmışsa tomurcuklar önünde sendeleyen çocuklar

kalmışsa bir kaç ısrar ölümle yarışacak

onların yardımıyla dünyamıza acıdım.

Dünya. Çıplak omuzlar üzerinde duran.

Herkes alışkın dölyatağı bersalarla ağulanmış bir dünyaya

Benimse dar

çünkü dargın havsalamın

gücü yok bazı şeyleri taşımaya.

Önce kalbim lanete çarpa çarpa gümrah

sonra kalbim gümrah ırmakları tanımaktan kaygulu

sakın Styks sularının heyulası sanmayın

er gövdesinde dolaşan bulutun simyası bu,

biraz üzgün ve Ömer öfkesinde biraz

öyle hisab katındayım ki katlim savcılardan sorulmaz

ne kireç badanalı evlerde doğmuş olmak

ne ellerin hırsla yaban tutuşu

ne fabrikalarda biteviye üretilmekte olan kahır

dev iştihasıyla bende kabaran aşkı

yetmez karşılamaya.

İnsanlar

hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır

o ferah ve delişmen birçok alınlarda

betondan tanrılara kulluğun zırhı vardır

çelik teller ve baruttan çatılınca iskeletim

şakaklarıma dayanınca güneş

can çekişen bir sansar edasıyla

uğultudan farkedilmez olunca konuştuğum

kadınların sahiden doğurduğuna

toprağın da sürüldüğüne inanmıyorum

nicedir kavrayamam haller içinde halim

demiri bir hecenin sıcağında eriyor iken gördüm

bir somunu bölünce silkinen gökyüzünü

su içtiğim tas bana merhaba dedi, duydum

duydum yağmurların gövdemden ağdığını.

Sen ol küçük bir kıvrımdan, bir heceden

aşk için bir vaha değil aşka otağ yaratan

sen ol zihnimde yüzen dağınık şarkıları

bir harfin başlattığı yangın ile söndür

beni bir ses sahibi kıl, kefarete hazırım

öyle mahzun

ki hüzün ciltlerinde adına rastlanmasın.

İsmet ÖZEL

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN