Arama

Mustafa Özcan
Mart 23, 2019
'Tanrı'nın sahte peygamberleri

Son sıralarda bazı Amerikalı Evanjelik yani İncilci devlet adamları kendilerinin tanrı tarafından gönderildiklerine inanıyorlar, dile getiriyorlar. Özellikle de George Walker Bush'dan itibaren bu iddialar ayyuka çıkmış bulunuyor. Amerikan başkanlarından Harry Truman'dan bu yana İsrail'e en yakın duran Amerikan Başkanı Donald Trump olarak görünüyor. Amerikan Elçiliğini Kudüs'e taşıma kararını fiiliyata geçirdi. Bunun dışında geçmiş idarelerin yasadışı saydığı Doğu Kudüs ve Batı Şeria'daki yeni yerleşim birimlerini onaylamaktan çekinmiyor. Yüzyılın Pazarlığı muhtemelen İsrail'in bu yayılmacılığını da kapsayacaktır. Trump en son olarak Golan Tepeleri'nin İsrail'e ait olduğunun onaylanmasının vaktinin geldiğini ilan etti. Böyle buyurdu Trump! Bununla birlikte yakın dairede yer alan ve Beyaz Saray'daki Evanjelik toplantılarını kaçırmayan Dışişleri Bakanı Pompeo ağzından bir sır kaçırdı ve Trump'ın İran'a karşı İsrail'i korumak için Tanrı tarafından gönderildiğini ilan etti. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Başkan Donald Trump'ın "Tanrı tarafından İsrail'i İran'a karşı korumak için dünyaya gönderilmiş olabileceğini" öne sürdü. Pompeo, Yahudilerin Purim Bayramı için gittiği İsrail'de Hristiyan televizyon kuruluşu CBN'e mülakat verdi. Programın sunucusu, Antik Pers İmparatorluğu döneminde Kral Ahasuerus'u Yahudilerin öldürülmesine ilişkin bir plandan vazgeçirdiğine inanılan Kraliçe Ester'e gönderme yaparak "Yahudiler bugün Purim Bayramı'nda Kraliçe Ester'in Tanrı'nın yardımıyla Yahudileri yok olmaktan kurtarmasını kutluyor. Trump da, Ester gibi Tanrı tarafından Yahudileri kurtarmak için gönderilmiş olabilir mi?" diye sordu. Pompeo bu soruya "Bir Hristiyan olarak bunun kesinlikle mümkün olduğuna inanıyorum" cevabını verdi. Amerikan Başkanı Johnson'dan Bill Clinton dönemine kadar Beyaz Saray'a tüneyen birçok dilber Ester numunesi olarak görüldü. Monica Lewinsky bunlardan birisiydi. Uymasa da şimdi dişi Ester yerine bir erkeği yani Trump'ı diktiler, koydular.

Daha önce de Bush bu tarz hezeyanlar kusmuştu. Filistin Hükümeti'nin tanıtma bakanlarından olan Nebil Şaas dışişleri bakanı olduğu bir dönemde Bush'un bu yönde yaptığı bir konuşmanın tankları arasında yer alır. BBC'nin konuyla ilgili ilgili programına konuşan Nebil Şaas, 2003 yılında Mahmut Abbas'ın Başbakan olduğu sırada Bush'un ona hitaben aynen şu ifadeleri kullandığını hatırlıyor: "Rab tarafından Irak ve Afganistan'da azgınlığı terbiye için görevlendirildim. Allah benden Afganistan'daki teröristlerle savaşmamı istedi. Allah bana 'ey George: Git Irak'taki azgınlığı dizginle, hakla' dedi ve bende bunu yerine getirdim. Şimdi Rabden yeni sözler duyuyorum bana şunu fısıldıyor: "Git, Filistin devletini kur ve İsrail'in güvenliğini sağla. Ortadoğu'ya barış ve esenlik getir. Rabbe yemin olsun ki bunu da yapacağım…" Anlaşıldığı kadarıyla Bush vahiy aldığını iddia ya da ima ediyor ve bunlardan kendisine görevler çıkartıyor. Bununla birlikte yalancı bir peygamber olduğu kesin. Zira 2005 ve 2008 yıllarına dair tarihler vererek bu zaman zarfında Filistin devletini kuracağını ilan etmiş ve duyurmuştu. Kendisi emekli oldu ama tarihler tutmadı. Karavana attığı belli. Yalancı peygamber değilse bile yalancı pehlivan olduğu kesin!

Bush peygamberlik iddiasında Cengiz Han'ın izlerini sürdü. İşgal coğrafyasında da izinden gitti. Cengiz Han İslam yurtlarını Otrar ile başlattığı akınlarla yerle bir etti ve çökertti. Cengiz Otrar'dan girdi torunu Hülagu ise Bağdat'tan çıktı! O da Müslümanları terbiye etmek için Tanrı tarafından görevlendirildiğine inanmakta idi. Bu uğurda akınlarda 40 milyon kişi öldürülmüştür. 20'inci yüzyıl ve takiben 21'inci yüzyılda Cengiz Han'a en fazla benzeyen liderler Stalin ile Bush ailesidir. 11 Eylül sonrasında Bush da Cengiz Han coğrafyasında salınmış ve dolanmıştır. Afganistan'dan Irak'a uzanmıştır. Hülagu'nun adımlarından geriye sadece Haşhaşi coğrafyası yani İran kalmıştır. Bununla birlikte Hülagu Nasirüddin Tusi ile Alkemi gergefi üzerinden Şii dünya ile köprü kurmuştur. Günümüzde de Bush ailesi de Veli Nasr gibiler üzerinden benzeri bir çağdaş köprü kurmuştur. İlaveten mollalar müteakip Amerikan idareleriyle gizli kapaklı ilişkiler kurmuşlardır. Amerikalılara ve hatta İsrail'e göre İran coğrafyası Yahudileri ilk sürgünden kurtaran Büyük Cyrus (II. Kiros) coğrafyasıdır.

Maalesef İslam dünyasında da böyle peygamber taslakları zuhur etmiştir. Bunlar sahte olduklarından dolayı deccal vasfı taşımaktadırlar. Bunlardan birisi yeni bir El Hakim Biemrillah taslağı Abdulfettah Sisi'dir. Ezher Üniversitesi Karşılaştırmalı Fıkıh Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Saadettin Hilali, Polis Akademisinde bir konuşma yapmıştı. Mısır Polisini 'Allah'ın ordusu' olarak tanımlayan Hilali, Cumhurbaşkanı Sisi'yi de Allah'ın gönderdiği elçi olarak sundu. Dr. Hilali, Allah'ın alışılageldik uygulaması-Sünnetinin devam ettiğini daha önce de Musa ve Harun'u gönderdiği gibi 2013 yılında da Abdulfettah Sisi ve İçişleri Bakanı Muhammed İbrahim'i gönderdiğini savundu. Ezher Üniversitesinin önemli öğretim görevlilerinden Prof. Dr. Saadettin Hilali, dinin ancak kendileriyle bilinebileceği iki resul Sisi ve İçişleri Bakanı İbrahim'in gönderileceğini Mısırlıların hayal bile edemediğini iddia etti.

Son devirde böyle bir edebiyat Cezayir semalarında da yükselmektedir. Cezayirli iktidar partisi üyelerinden Muaz Bu Şarip Allah'ın 1999 yılında Cezayir'i kurtarması için müceddit olarak Abdulaziz Buteflika'yı gönderdiğini iddia etmiştir. Bu iddianın sağlaması gelinen noktadır. İbret akıbetle ölçülür. Cezayir'i Buteflika'nın kurtardığı varsayılıyor şimdi ise aktüel soru ve sorun şu: Cezayir'i Buteflika enkazından kim kurtaracak?

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN