Arama

Şiiri zihnileştiren bir ifade tarzı

Divan Edebiyatı'nda 17. ve 18. yüzyıllarda tesirini gösteren, hayal ve kelime oyunlarına, edebî sanatları alışılmışın dışında kullanmaya, mazmunları uzak manâları ile şiire dâhil etmeye dayanan ve böylece şiiri zihnileştiren bir ifade tarzı.

Şiiri zihnileştiren bir ifade tarzı

Üslubun ortaya çıkışı hususunda birçok sebep sıralansa da "Safeviler devrindeki ağır taassup havasından bunalan ve daha serbest yazabilmek için Hindistan'a giden şairler tarafından Hint edebiyatından da etkilenerek ya da Hindistan'daki Müslüman-Türk idarecilerin dışarıdan gelen sanatkârlara gösterdikleri ilgi ve iltifatın sonucu olarak Hint'e gelen şairlerin ülkelerine karşı duydukları hasretin neticesinde meydana gelmiştir."

Şiiri zihnileştiren bir ifade tarzı

Türlü nedenlerle Orta Asya ile Đran'dan ayrılarak Hint saraylarına gelen şairler, bu yabancı çevrede kendi içlerine gömüldüler ve şiiri büsbütün zihni, duygusal bir matematik haline getirerek, hayalleri, mazmunları, benzetmeleri kılı kırk yararcasına matematik rakamlar gibi işlediler.

Şiiri zihnileştiren bir ifade tarzı

ŞİİRİN SÖZ VE ANLAM OLMAK ÜZERE İKİ ANA UNSURU VARDIR

Sebk-i Hindî şairleri bu hususta tercihlerini daha çok anlamdan yana kullanmışlar, anlamı söze tercih etmişlerdir. Bununla birlikte her ne kadar anlam söze nazaran daha üstün tutulmuşsa da, Sebk-i Hindî şairleri söze de birtakım anlamlar yüklemişler ve sözde bulunması gereken bazı özelliklerin altını çizmişlerdir.

Şiiri zihnileştiren bir ifade tarzı

Bu çerçevede Mine Mengi'nin XVII. ve XVIII. yüzyılların divan şiirine damgasını vurmuş olan Sebk-i Hindî akımının edebiyatımızdaki temsilcileri yenilik arayışı içerisinde "mâni-i nâzik" yani ince zarif anlam bulabilme arayışı içerisindedirler.

Hayal gücünü ön plana çıkarmak amacıyla çağrışım zenginliklerine yer verildiği, kavramların anlatımında yeni benzetme arayışlarına gidildiği bu şiirde de mâni-i nâzik, bikr-i mazmun anlamını çağrıştırmaktadır.

Şiiri zihnileştiren bir ifade tarzı

HASIRIN TELLERİ GİBİ ÖRÜLMÜŞ, İÇ İÇE GEÇMİŞ, GİRİFT BİR ANLAM

Bu özelliğe göre anlam sözden üstün tutulmaktadır. Burada anlam, derin ve girifttir. Hem de ince ve zarif olmalıdır. Bunu ispat etmek için Sebk-i Hindî temsilcilerinden Sâib-i Tebrizî'nin "ince anlamlar bulabilmek için kıl gibi inceldim" ve Şevket'in şiirde anlamın bir hasırın telleri gibi örülmüş, iç içe geçmiş, girift olması gerektiğini söylemesini hatırlatabiliriz. Arap edebiyatında sözün güzelliği her zaman esas alınmışsa da, Đran edebiyatında bazen söze, bazen de anlama önem verilmiştir. Daha önce de belirtildiği gibi, Sebk-i Hindî temsilcileri anlamı sözden üstün tutmuş ve derin anlamlar ifade edebilmek için çaba göstermişlerdir. Söz konusu bu özellik, bu üslubun neredeyse bütün şairlerinde görülmektedir.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN