Arama

Uludağ'ın incisi Kocayayla

Bursa'nın dağ ilçelerinden Keles'in sınırları içinde bulunan, Osmanlı'nın savaşa hazırlandığı bin 200 metre rakımlı Kocayayla, Kırgızistan'dan getirilen 16 otağın yanı sıra yapımı devam eden bungalovlarla kısa süre sonra turizme açılacak.

Uludağ’ın incisi Kocayayla

Bu bölge Bursa, İnegöl ve Atranos (Orhaneli)'tan önce Osmanlıların hakimiyetine girmiş, Bizans'a ait bu üç tekfurluğun ortasında ve oldukça stratejik bir konumda bulunduğu için buraların fethi sırasında üs olarak kullanılmış.

Uludağ’ın incisi Kocayayla

Bursa kent merkezine 50 kilometre uzaklıkta ve Uludağ'ın güney eteklerinde bulunan yaklaşık 500 dönümlük çayırlara sahip Kocayayla, özellikle yaz aylarında sıcaktan bunalan binlerce kişiyi ağırlıyor. Etrafı karaçam ağaçlarıyla örtülü, bol oksijenli temiz havaya sahip yaylanın 12 ay turizme açılmasını hedefleyen Keles Belediyesi ve Bursa Büyükşehir Belediyesi, bölgeye yaklaşık 10 milyon liralık yatırım yaptı.

Uludağ’ın incisi Kocayayla

Kocayayla, Kırgızistan'dan getirilen 16 orijinal "Boz-Üy" adı verilen otağın yanı sıra 25 bungalov ev ile Türkiye'nin en önemli yayla turizm merkezlerinden biri haline gelecek.

Uludağ’ın incisi Kocayayla

KOCAYAYLA'NIN TARİHİ

Osmanlıların kuruluş dönemlerinde civardaki yörük aşiretleri tarafından Domaniç yaylarıyla birlikte yaylak olarak istifade edilmiş, ayrıca saray atları için nitelikli bir otlakiye vazifesi görmüştür. Bir rivayete göre Orhan Gazi ile Nilüfer Hatun'un düğünleri de bu yaylada yapılmıştır. Konar-göçer yörük aşiretleri her yıl yaz başlangıcında hayvanlarını otlatmak üzere yaylalara çıkmadan önce yazı karşılamak ve yaz mevsiminin gelişini kutlamak amacıyla burada toplanır ve şenlikler düzenler, çevredeki dede yatırırlarının başında "hayır" yaparlarmış.

Uludağ’ın incisi Kocayayla

Zira; yörükler için yaz, bir yayla mevsimi ve yörüğü yörük yapan unsurları icra edebilme mevsimidir. Yazın gelişi yörük için en önemli bayramdır. Bu nedenle Orta Asya'dan beri yazın müjdecisi olan hıdrellezde tüm yörükler biraraya gelip kurbanlar keser, dualar eder, yemekler yer, oyunlar sergiler, at koşturur, cirit oynar, gençler güreş tutar, ozanlar atışır hülasa topluca bayram yaparlarmış. Aynı zamanda bilge ve ulu kişilerin mezarlarının ziyaret edildiği, "toy" adı da verilen bu şölenler şamanist gelenekleri içeren umumi bir kurban ziyafeti şeklinde gerçekleşir, katılan tüm Türk boylarına kurbandan birer parça verilirmiş. Ayrıca; artık yaylalara çıkılacağı için insanlar 5-6 ay gibi uzun bir süre birbirini göremeyeceklerinden bu şölenler bir nevi "helalleşme" işlevi de görürmüş.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN