Arama

Türkiye'nin en kara gecesinin tanıkları anlatıyor

15 Temmuz darbe girişimi sadece Türkiye ve Türk halkı için değil, bütün bölge, hatta dünya için tarihi bir olaydır. Türk milletinin gücünü kestiremeyen hain darbe girişimcileri, kanlı gecede büyük bir bozguna uğratıldı. Bu bozgunun kahramanları, Türkiye'nin birçok kentinde vatan hainlerine karşı direnmek için sokağa çıkan, gözü pek yiğitlerdi… Türk milletinin, Türkiye'nin unutulmaz kahramanları o gece yaşadıklarını anlattı…

Türkiye’nin en kara gecesinin tanıkları anlatıyor

"YÜCE ALLAH BENİ SEBEP KILMIŞTI ORADA"

Maltepe'deki AK Parti binası önünde büyük bir kalabalığın toplandığını, orada bulunanlara Twitter'dan, Instagram'dan, Facebook'tan ve bütün sosyal medya ağlarından çağrı yapmalarını söylediğini ifade eden Özgün, "Allah benim kalbimden korkuyu aldı. Benim orada yaptığım konuşmalarım, insanları sokağa dökmek ve toplamak benim bilinçli bir şekilde yaptığım bir şey değildi. Yüce Allah beni sebep kılmıştı orada." dedi.

Bir taraftan F-16'ların üzerlerinde uçtuğunu ancak kimsenin bunu umursamadığını aktaran Özgün, o gece için "Bir beden başsız olduğu zaman, bir işe yaramaz. Biz başımızı, Cumhurbaşkanımızı merak ediyorduk. O anda Cumhurbaşkanımızın 'Sokağa çıkın' açıklamasını duyduk. O zaman korkumuz umuda, umutsuzluğumuz aydınlık yarınlara dönüştü. Her gün evden çıkarken gömleğini, milletinin istiklali ve istikbali için ezanımız için bayrağımız için vatanımız için geleceğimiz için kefen olarak giyen Recep Tayyip Erdoğan ile beraber kefen giymeye ant içiyoruz dedik. Binlerce kişi ant içti. Çünkü ölüm, imansız olan içindir. İmanlı olan ölümü öldürmüştür. Biz o gece ölümü öldürmüştük." ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin en kara gecesinin tanıkları anlatıyor

"POLİS KARDEŞLERİMİZİ KATLETMEYE GİTTİKLERİNİ ÖĞRENDİK"

Maltepe'den sonra Boğaziçi Köprüsü'ne yöneldiklerini aktaran Özgün, "Ben, o gece bu toprakların işgal edilmesi, ezanın dinmesi, bayrağın indirilmesi için FETÖ ve havarilerinin yaptığı işgal girişiminde şehadet şerbetini içememenin acısını yaşıyorum binlerce arkadaşımla beraber." dedi.

Boğaziçi Köprüsü'ne giderken gördükleri iki tankı müdahale etmek için takip ettiklerini anlatan Özgün, sözlerine şöyle devam etti:

"Biz tankları köprüye doğru destek için gidiyor diye düşünmüştük. Sonradan Çevik Kuvvet'teki polis kardeşlerimizin köprüye gitmelerini önlemek için onları katletmeye gittiklerini öğrendik. Köprüye girmeden önce Cumhurbaşkanımızın evinin yakınında 3 tane polis memuru gördüm. 'Biz ne yapabiliriz halk olarak, darbe oluyormuş' dedim. 'Siz buraya gelmeyin, Cumhurbaşkanımızın evine de gitmeyin. Orada tanklar etrafı sardı ama emniyet olarak oranın güvencesi alındı. Buradan ayrılın' dediler. Biz o arada Cumhurbaşkanımızın nerede olduğunu bilmiyorduk. Cumhurbaşkanımız başımızda olmadığı zaman yok olmaya mahkum olacaktık. Emperyalist güçler istediklerini elde etmiş olacaklardı."

Türkiye’nin en kara gecesinin tanıkları anlatıyor

"İNSANIMIZA ATEŞ EDENLER, KESİNLİKLE TÜRK ASKERİ DEĞİLDİ"

İnsanlara ateş edenlerin kesinlikle Türk askeri olmadığını ifade eden Özgün, "Bizim insanımıza köprüde veya diğer yerlerde ateş edenler, kesinlikle Türk askeri değildi. Çünkü Türk askeri merhametlidir, şereflidir, yaşatmak için vardır. Türk askeri, öldürmek için yoktur. Onlar, o şerefli üniformayı çalan, bu milletin askeri olmayan, siyonistlere, emperyalistlere ruhunu satmış FETÖ mensuplarıydı. Bu milletin gerçek askeri Ömer Halisdemir'dir. El Bab'ta, Fırat Kalkanı'nda tarih yazandır. Bizim askerimiz onlardır. Eren Bülbül'dür, Yasin Börü'dür bu milletin evladı." diye konuştu.

Boğaziçi Köprüsü'ndeki silah seslerinin hala kulağında olduğunu dile getiren Özgün, şöyle devam etti:

"O makineli tüfeğin kırma kolunun çekildiğini anda ilk aklıma gelen oğlum oldu. Ama kendime şunu dedim; 'Evladım babasız yaşar ama her zaman babasıyla gurur duyacak'. Çünkü emperyalist güçlerin, siyonistlerin işgal etmeye kalkıştıkları vatan için susturmak istedikleri ezanımız, indirmek istedikleri bayrağımız için babası şehit olacaktı. O gün bizde geri dönüş düşüncesi yoktu. Arkadaşlarımızla birlikte ölmeyi bekliyorduk. Düşünsenize ateş ediyorlar ve insanlar kurşuna yürüyor. Şehadete, Rabb'ine yürüyor. Böyle bir şey olabilir mi?"

Türkiye’nin en kara gecesinin tanıkları anlatıyor

"EMPERYALİST HÂKİMİYETİNİN SONA ERDİĞİ GÜN"

Sabaha karşı Nurettin Baransel Kışlası'na gittiklerini, emniyet müdürünün kışlanın önünün kapatılması gerektiğini söylediğini ifade eden Özgün, "Millet o gün kışlanın önüne gitmeseydi ölü sayısı artardı. Çünkü köprüdeki ve kışladaki askerler birbirleriyle iletişim halindeydi." dedi.

Kışladaki komutanlardan birinin agresif tavırlar sergilediğini, "Bu mücadele kolay kolay bitmeyecek. Köprüdeki komutanımız şehit edildi." dediğini aktaran Özgün, "O anda ben onun yakasına saldırdım ve 'Ne şehidinden bahsediyorsun? İmansızlara ruhunu satmış, bu millete, bu vatana, bu bayrağa saldıran, savaş açan nasıl şehit olur?' dedim. Meğer o da onlardanmış. O arada emniyet müdürümüzün talimatıyla beni uzaklaştırdılar." diyerek o anı anlattı.

Yusuf Özgün, "15 Temmuz'u, bu topraklarda emperyalist hakimiyetinin sona erdiği gün, bir milletin yeniden dirilişi, küfrün yıkılışı, hakkın galip geldiği gün olarak görüyorum. O gece bir kesimin destanı değildi. O gece, 81 milyon aziz Türk milletinin destanıydı." diyerek sözlerini tamamladı.

Türkiye’nin en kara gecesinin tanıkları anlatıyor

DARBE GECESİ TANKIN ÖNÜNE YATAN METİN DOĞAN

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine tepki göstererek, Atatürk Havalimanı'nda bir tankın önüne yatan Metin Doğan, "15 Temmuz benim için çok sevdiğiniz bir şey uğruna gözünüzü kırpmadan canınızı vermeyi ifade ediyor." dedi.

Metin Doğan'ın Atatürk Havalimanı'nda bir tankın önüne yattığı kareler, 15 Temmuz'un en çok akıllarda kalan o anlarından biri oldu.

Matematik öğretmeni olan Metin Doğan, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi 5. sınıf öğrencisi. Aynı zamanda 3 ayrı üniversitede açık öğretim fakültesine de devam eden Doğan, aikido, boks ve kungfu sporlarıyla yakından ilgileniyor.

15 Temmuz gecesi yaşadıklarını 64 şehirde düzenlenen 459 seminerde aktaran Doğan, 5-8 yaş arasındaki çocuklara da "kahraman olmanın yolları"nı anlatıyor.

Darbe girişimi sonrası fotoğraf ve görüntüleri sosyal medyada, televizyon ve gazetelerde çokça yayınlanan Doğan, "tankın önüne yatan adam" olarak tanınır hale geldi.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN