Arama

Prof. Dr. Sefa Saygılı
Haziran 24, 2017
Bayramlar ve Ruh Sağlığımıza Katkıları

Yazıyı arife günü yazıyorum. Bugün mübarek Ramazan ayının son günü. Başladı derken sonuna geldik. Rabbim bir serinlik verdi ki tutmak zor olmadı.

Şu da var: Oruçta zorlandıkça tutan için daha bir değerli olduğunu ve sevap verdiğini biliyoruz. Geçen bir dost anlattı; Ramazanda Diyarbakır'a çok sayıda mümin gelir ve oruçlarını bu dayanılmaz sıcakları olan şehrimizde tutarlarmış. İlk defa duyduğum için şaşırdım. "Niçin?" diye sorduğumda dostumuz, "sevapları fazla olsun diye" cevabını verdi. Tabi o yıllarda şimdiki gibi klimanın olmadığını da düşünürsek durum daha iyi anlaşılır.

Evet, yarın bayram. Geçmiş yıllarda bayramlarda aile yakınları, akraba ve komşular bir araya gelirlerdi. Özellikle memleketlere gidilir, aile büyüğünde toplanılırdı. Muhabbet içinde bayramlaşmalar olurdu. Çocuklara yeni giysiler giydirilir ve harçlıklar verilirdi. Çocukluğumdaki bayramları bu yüzden hep hasretle hatırlarım.

Son yıllarda çok şeyin konsepti değiştiği gibi bayramların da fonksiyonları büyük ölçüde başkalaştı. Artık bayram genelde tatil günleri olarak algılanıyor ve insanlar tatile çıkıyorlar.

Böyle olsalar da telefon ve mesajlarla bayramlaşmalar, hal hatır sormalar olarak bayramlar yine toplumu bir arada tutan çimento olarak işlevlerini bir ölçüde de olsa sürdürüyorlar.

Aslında bayramların ruh sağlığımız üzerine ve toplumsal yaşamımıza çok büyük katkıları var. Bazılarını sayalım:

Monoton, hareketsiz ve sıradan geçen günlerimizi renklendirir; topluma ve çevremize huzur, neşe, mutluluk ve sevinç getirir. İnsanlar geçici de olsa sıkıntılarını unutur, dertlerini ve problemlerini değil hoş duygularını ve coşkularını öne çıkarırlar.

Bayramlarda aile olarak, akrabalar ve çevre olarak, giderek toplum olarak birbirimizle kaynaşır ve yakınlaşırız. Akraba bağları ve dostluklar güçlenir. Dayanışma ve yardımlaşma daha önem kazanır. Küs olanlar ve dargınlar barışır, düşmanlıklar giderilir. Dünyanın geçiciliği, kırgınlıkların yersiz olduğu hatırlanır. Kin, nefret ve intikam gibi yıpratıcı duygularımız kardeşlik, sevgi ve güler yüze dönüşür. Böylelikle de kendimize, çevremize ve milletimize, ülkemize bağlılığımız ve güvenimiz artar.

Bayramlar sevinmek ve sevindirmek için fırsattır. Komşularımızı, aile büyüklerimizi, dost ve akrabalarımız ararız, ziyaret ederiz. Onlarla sohbet ve muhabbet ederiz.

Yine bayramlar dünyadan göç etmiş akraba ve yakınlarımızın kabirlerini ziyaret edip vefa göstererek dualar okum için de fırsattır. Aynı zamanda bu dünyada fani olduğumuzu, bizim de gideceğimiz yerin onların yanı olduğunu düşünür, ibret ve ders alırız. Hırs, tamah, çekememezlik, kıskançlık, düşmanlık gibi yıkıcı hislerimiz erozyona uğrar. Daha sevecen, anlayışlı ve merhametli oluruz.

Daha sayabiliriz. Ancak bize düşen bayramların kıymetini bilmek ve bu bize ikram edilen günleri bayrama yakışır biçimde geçirmektir.

Tüm okuyucularımızı ve müminlerin bayramlarını tebrik ediyor, hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Nice bayramlara sağlıkla, mutlulukla ve gönül huzuru ile kavuşmayı diliyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN