Arama

  • Anasayfa
  • Tarih
  • Sultan Abdülhamid'in Cuma Selâmlığı merasimi

Sultan Abdülhamid'in Cuma Selâmlığı merasimi

Sultan Abdülhamid'in Cuma Selâmlığı için Osmanlı mimarisinin son örneği olan Yıldız Sarayı'na yaptırdığı Hamidiye Camiine girişi, Rus arşivlerinde böyle yer aldı.

Sultan Abdülhamid’in Cuma Selâmlığı merasimi
Yayınlanma Tarihi: 25.8.2017 00:00:00 Güncelleme Tarihi: 17.01.2018 17:30

Osmanlı kültürünün sayılı törenlerden biri olan Cuma Selâmlıkları, Sultan Abdülhamid döneminde Hamidiye Camii'nde gerçekleşti. Abdülhamid, Selâmlık'a vaktinde çıkmaya daima özen gösterirdi. Abdülhamid'in Yıldız Sarayı'na yaptırdığı Hamidiye Camiine girişi, Rus arşivlerinde böyle yer aldı:

Osmanlı padişahlarının cuma namazlarını kılmak üzere, merasimle camiye gitmelerine Cuma Selâmlığı adı verilirdi. Padişahlar, başta Ayasofya olmak üzere Süleymaniye, Bayezid, Sultan Ahmed ve Eyüp Sultan gibi büyük camilere merasimle gider ve cuma namazlarını eda ederlerdi.

Osmanlı padişahlarının katıldıkları sayılı törenlerden biri olan Cuma Selâmlığı, padişahlığın ve halifeliğin alameti sayıldı. Osmanlı padişahlarına Anadolu Selçuklu sultanlarından geçen bu tören, çeşitli değişiklikler geçirse de, Osmanlı Devleti'nin yıkılmasına kadar uygulandı.

Hükümdar ile halk arasında bütünleşme sağlayan Cuma Selâmlığı, merasim ve dini yönünün yanı sıra hukuki, sosyal ve kültürel açılardan da büyük önem taşıyordu.

Cuma namazının cemaatle, güvenli bir ortamda camide kılınması ve hutbe dinlenmesinin farz olması nedeniyle Osmanlı Kanunnâmeleri'nde cuma namazı için ayrıca kurallar konmadı. Osmanlı padişahları, camide cuma namazı kılma gerekliliğine hastalık ve özel durumlar olmadığı sürece uydular.

Padişah, camiye karayoluyla at üstünde ya da cami deniz kıyısında ise, saltanat kayığı ile gelirdi. Son dönem Cuma Selâmlıkları'nda, yabancılara cami etrafında alayı rahat seyredebilecekleri yerler ayrılmaya başlandı. Padişah camiye gelmeden önce harem arabaları çıkardı ve Mızıka-i hümayunun padişahın geldiğini haber veren marşı çalmasıyla tören başlamış olurdu.

Caminin bahçesinde cuma namazına gelen halkın şikâyet ve taleplerini dile getirdikleri arzuhalleri olanlar, bunları havaya kaldırarak padişaha belli ederlerdi ve bu arzuhaller bir görevli tarafından toplanır, bu arada ezan okunurdu. 19'uncu yüzyıl sonlarından itibaren halkın arzuhallerini padişaha iletmesinde daha kolay bir yol benimsenmiş, arzuhalleri camide saflar arasında dolaşan padişaha bağlı görevliler toplamışlardı.

Padişaha arzuhâl ulaştırma hakkından Müslümanların dışında gayrimüslimler de yararlanır, kendi dillerinde arzuhâl verirlerdi. İstanbul halkı dışındaki şehir, kasaba ve köy halkı da bu haktan faydalanırdı.

Şeyhülislam cami kapısında padişahı karşılardı ve padişah içeri girince namaz başlardı. Namazı kılmak üzere camiye giren padişahla, tören sona ererdi. Cuma namazından sonra saraya dönüşte tören olmaz, sıradan bir gidişle saraya dönülürdü. Hatta Sultan Abdülhamid, dönüş yolunda atlı arabayı kendisi sürerdi.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN