Arama

  • Anasayfa
  • Psikoloji
  • Eskiyi değiştirip yeni şeylerle tamamlama ihtiyacı: 'Diderot Etkisi'

Eskiyi değiştirip yeni şeylerle tamamlama ihtiyacı: 'Diderot Etkisi'

Fransız aydınlanmacı Denis Diderot’a tüm Avrupa, “Düşünceleri değiştirilen ansiklopedi” lakabını verdi. Diderot, 1772 yılında “Eski Sabahlığımdan Ayrılmanın Pişmanlıkları” ya da “Paradan Daha Ziyade Beğenisi Olanlar İçin Bir Uyarı” adlı makalesini yazdığında, düşünce tarihinde çığır açtı. Makalenin içerisinden bir tabir tüm sosyologların, psikologların teşhislerinde ad oldu. Diderot Etkisi. Etki, yeni bir şey alındığında onu tamamlamak için başka bir şey alma ihtiyacı olarak tanımlanıyor. Tüketim çılgınlığı içerisinde yaşadığımız günümüz dünyasında da bu tanım size çok tanıdık gelmedi mi?

Eskiyi değiştirip yeni şeylerle tamamlama ihtiyacı: ’Diderot Etkisi’
Yayınlanma Tarihi: 9.11.2018 00:00:00 Güncelleme Tarihi: 09.11.2018 17:05

Diderot, aydınlanma hareketinin en çok tanınan filozoflarından biriydi. 18'inci yüzyılda 'Ansiklopedist aydınlar' içerisinde çok önemli bir yere sahipti. Diderot, aydınlanma, demokrasi ve bilimin günümüzdeki haline gelmesinde büyük rol oynayan ansiklopedinin bin kadar maddesini bizzat kendisi yazdı. Orijinal adı 'Ecyclopedie oule Dictionnaire raisonne des sciences, des arts et des metiers' (Akla Göre Düzenlenmiş Bilimler, Sanatlar ve Zanaatlar Ansiklopedisi ya da Sözlüğü) insanlık için büyük bir adımdı.

1765 yılında Rus İmparotoriçesi Büyük Catherine, filozof Dennis Diderot'un acil paraya ihtiyacı olduğunu duyar. Sanatın, bilimin ve aydınlanma filozoflarının destekçisi olan imparatoriçe, onun bütün kütüphanesini hemen satın alır. Diderot'a kütüphaneyi evinde tutması yönünde ona direktif verir ve 25 yıllık maaşını peşin ödeyerek Diderot'u kütüphanecisi olarak işe alır.

Maddi durumu düzelen Diderot'a bir arkadaşı tarafından kırmızıya çalan rengiyle kadife dokusuna sahip çok şık bir sabahlık hediye eder. Bazı kaynaklarda bu sabahlığı Diderot'un kendisinin satın aldığı şeklinde bilgi de mevcut. Diderot, yeni sabahlığı içerisinde kendisini iyi hisseder. İşte tüm sıkıntılı süreçler ve adıyla anılacak etkisi bundan sonra başlayacaktır. Diderot, makalesinde arkadaşına hayıflandığını bile söylüyordu. Çünkü bu yeni sabahlık gelmeseydi, hiçbir şeyi değiştirmek zorunda kalmayacaktı. Gereksiz yere odadaki her şeyi birbiriyle karşılaştırmaya başlamıştı.

DİDEROT BÜTÜNLÜĞÜ

Diderot, kaftanını giydikten sonra çalışma odasına geçtiğinde sabahlığının zarafeti ve şıklığı karşısında masasındaki aksesuarların sönük kaldığını ve uyumsuzluk yarattığını fark etti. Sonradan bu uyumsuzluğu; her yeni nesnenin kendiyle birlikte gerçek etkisini ve değerini gösterdiğini bir bütün içerisinde anlam ve işlev taşıdığını ifade etmek için 'Diderot bütünlüğü' ifadesini kullandı.

Masasındaki aksesuarları değiştirdikten sonra, bir gün kitaplığından bir kitap seçmek isteyen Diderot, seçtiği kitabın üzerindeki tozu daha önce sabahlığıyla temizlerken şimdi ise bu yeni ve parlak sabahlığına kıyamayacağını fark eti ve bir toz bezi almak zorunda olduğunu gördü. Çalışmak için masasına oturduğunda şık sabahlığı karşısında masasının eskimiş ve eğreti durduğunu fark etti. Canı sıkılarak ve bütçesini zorlayarak masasını değiştirirken bir zaman sonra bütün çalışma odasını değiştirmek zorunda kaldığını fark etti.

Tek bir yeni elbisenin giderek domino etkisiyle kendisini nasıl bir alışveriş girdabı içine çektiğini "Eski Sabahlığım İçin Pişmanlık" adlı bir yazısıyla kaleme alan Diderot nihayetinde yeni kaftanı almakla yaşadığı pişmanlığı da 'Diderot pişmanlığı' olarak ifade eder. Diderot'un bu gözlemi, günümüz tüketim bağımlılığı ve tüketici psikolojisine çok çarpıcı bir ışık tutmakta ve önemli bir gerçeği açıklar.

Diderot bütünlüğü ve etkisi daha sonra Alman filozof ve psikologların 1920'lerdeki çalışmalarıyla örtüşen yönler taşımaktadır. Gestalt ilkesine göre bütün, kendisini tek tek oluşturan unsurlardan daha önemlidir. Çoğu zaman parçaları tek tek değil, hepsinin birleşimi olan bir bütün olarak görürüz.

'ESKİ SABAHLIĞIM İÇİN PİŞMANLIK' MAKALESİNDEN

"Neden saklamadım onu sanki? O bana alışmıştı, ben de ona… Vücudumun bütün kıvrımlarını sarıyordu. Diğeri kaskatı ve kolalı, beni hantal gösteriyor. Oysa eskisi tüm ihtiyaçlarımı karşılıyordu. Tozlanan kitapları eteği ile silebiliyordum. Üzerindeki çizgiler edebiyatı, yazarı, çalışan adamı anlatırdı. Oysa şimdi işe yaramaz bir zengin adam havası geldi üzerime. Kimse kim olduğumu bilmiyor. Onun içindeyken sakarlık etmekten korkmazdım. Eski sabahlığımın mutlak efendisiyken yenisinin kölesi oldum… Saygı ve hayranlık duyduğum şu kıymetli giysiye lanet olsun. Nerede benim o eski, alelade kumaştan, mütevazı, rahat çaputum?

Dostlarım, eski dostlarınızı muhafaza ediniz. Dostlarım, varsıllığın size dokunmasından sakınınız. Benim durumum size ibret olsun. Yoksulluğun kendine has özgürlükleri vardır, zenginliğin de engelleri… Hepsi bu değil dostlarım. Lüksün tahribatına, sürekli artan lüksün neticelerine bakın. Eski sabahlığım, etrafımdaki diğer döküntülerle uyum içindeydi. Hasır bir sandalye; tahta bir masa; birkaç kitabı taşıyan bir eski kitaplık; çerçevesiz, isli birkaç gravür; bu gravürlerin arasında havaya kalkmış birkaç sıva parçası, bütün bunlar eski sabahlığımla ahenkliydi. Şimdi her şey bozuldu, uyum, birlik ve güzellik yok oldu!"

GÜNÜMÜZDE DİDEROT ETKİSİ

Diderot etkisinin tüketici psikolojisi ve tüketim bağımlılığına dair ortaya çıkardıkları oldukça önemlidir. Bugün hiçbirimiz aldığımız herhangi bir eşyayı beli bir tarz veya konseptin parçası olmadığı sürece kolay kolay giymez veya satın almayız.

Diderot efekti, harcamaların gereksizliğinden ziyade; yeni bir alışverişin beraberinde bozulan bütünsellik algısı nedeniyle gereksiz harcamalar doğurduğu gerçeğini de ifade eder. Diderot, bu etkiyle bireylerin nasıl bir tüketim uçurumuna sürüklendiğini ifade ederek insanın kendini kontrol ederek yeni bir şeye sahip olmanın anlık ve geçici mutluluğundansa sahip olduklarımızın değerini bilerek daha kalıcı mutluluklara yönelmemizi de salık verir.

Günümüzde özellikle ABD'de birçok araştırmacı ve kuruluş Diderot etkisinin tuzaklarına düşenler için değişik kurtulma tavsiyelerinde bulunmaktadır. Bunun için aylık sınırlı harcama kotası koymaktan, aile bireylerinin televizyon reklamlarından uzak tutulmasına; alışveriş merkezlerindense parklarda ve arkadaş ortamında gezme tercihlerine kadar değişik listeler bulunabilir.

PRESTİJ VE STATÜ SAĞLANANA KADAR SÜREN ETKİ

Diderot'un makalesinde etkileyici bir edebi üslupla aktardığı bu etki, modern tüketim teorileri ve kültürel antropoloji alanlarında birçok çalışmaya da konu olmuştur. Bu konuda en kapsamlı araştırmaları yapan bilim adamlarından biri olan McCracken, Diderot etkisiyle, her ürünün birey ile benimsediği kültürün kodları arasında bir uyumu dayatan güce sahip olduğunu ve bu gücün kişinin satın alma sahip olma güdüsünü yönlendirdiğini ifade etmiştir. Bu bakımdan ele alındığında Diderot etkisi, kişinin içinde bulunduğu kültür ve zihniyet kalıplarının şekillendirdiği bir etkileşimle daima bir bütünü elde etme arayışı içerisindedir. Bu bütünü sağlama arzusunun eştalt yaklaşımıyla paralel özellikler göstererek neticede sağlanan bütünsellikle daha anlamlı ve değerli bir sonuca ulaşıldığı algısı gerçekleşmiş olur. Bu algı insan psikolojisine tam olarak hakim oluncaya kadar yaşanan eksiklik ve yoksunluk hissi Diderot etkisi olarak ifade edilebilir. Diderot'un durumunda kaftandaki şıklık ve zarafet, kendisiyle birlikte yer aldığı bütün çevreyi, kendisinin temsil ettiği prestij ve statüyü dengeleyinceye kadar sürekli bir rahatsızlık hissinin kaynağı olmuştur.

DİDEROT'UN ALIŞVERİŞ ALIŞKANLIKLARIYLA İLGİLİ İKİ VARSAYIMI

'Diderot Etkisi' iki yönlü bir olgu olarak karşımıza çıkıyor.

* Satın alınan bir eşya alıcının kimliğinin bir parçası haline gelir ve bu eşyalar birbirlerini tamamlama eğilimindedir.

"Uzun siyah çizgilerin izinde bana sunduğu hizmetleri görebiliyordum. Bu uzun çizgiler edebiyatçı, yazar ve çalışan bir adamı simgeler. Hiçbir işe yaramasa da zengin bir eşyanın havasına sahibim artık. Kimse kim olduğumu bilmiyor."

* Alınan yeni bir eşyanın bu bahsedilen kimlikten sapması halinde, yeniden uyumlu bir bütün oluşturmak için yeni eşyaların alınması arzusuyla bir tüketim sarmalına girilmesi muhtemeldir.

"Eski sabahlığım beni çevreleyen diğer paçavralardan biriydi. Hasır bir koltuk, ahşap bir masa, Bergamo'dan bir halı, birkaç kitap tutan bir ahşap tahta, köşelerinden duvardaki örtüye asılmış çerçevesiz birkaç dumanlı baskı. Bu baskılar arasında üç ya da dört parça sarkık sıva oluştu; eski sabahlığımla birlikte ne uyumlu bir sefalet."

Dikkat etmemiz gereken nokta, Diderot Etkisi sahip olduğumuz şeyler arasında daha kusursuz bir ilişki kurmak için ihtiyaç duymadığımız şeyleri arzu etmemize neden olabilir. Eşleşmeleri için yeni pantolonlar, ayakkabılar ve takılara ihtiyaç duyacağını bilerek herkesin yeni giyecekler alan herkes bu durumu tecrübe etmiştir. Ve birçoğumuzda bu harcamalar kontrolden çıkıyor.

Bu kısır döngüye düşmemek için yapılması gereken en doğru şey döngüye hiç dahil olmamak. Diderot'un sorunu sabahlığa sahip olmasıyla başlamadı mı? Bu sebeple bir şeye başlamamak o etkiyi durdurmak için bile yeterli olacaktır.

Bakış açısı da bu noktada önemini gösteriyor. Eski bir şeyi yenisiyle değiştirdiğinizde üst modeli olarak düşünme yerine aynısıyla yenilemek şeklinde düşünebilirsiniz. Bir de hediyelerinizin insanlar üzerindeki etkisini düşünüp ona göre bir şey seçerseniz sevdiğiniz kişiyi bu döngüye girmekten alıkoyabilirsiniz.

BAŞKA FELSEFELERLE ALAKALI OLABİLİR Mİ?

Diderot bu konuya sadece bir kere değinmişti. Ancak etkisi o kadar güncelliğini ve etkisini korudu ki sosyoloji ve psikoloji dallarında araştırma konusu oldu.

Felsefede de Budizm ile aralarında bir benzerlik olduğu karşımıza çıkıyor. Bu felsefede de arzu peşinde koşmak mutlak mutluluk getirmez. İki döngüde de tatmin ve son yoktur.

(Derlenmiştir.)

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN