Leyla Hanım kimdir? Leyla Hanım'ın şiirleri...
Hayatı hakkındaki pek çok detaya yazdığı şiirlerden vakıf olunan Leyla Hanım, divan edebiyatının son kadın temsilcilerinden biriydi. İstanbul'un münevver bir ailesine mensuptu. Mevleviliğe olan bağlılığı şiirlerine de yansıdı ve şiirlerinde çağının en büyük Mevlevî şairi olan Şeyh Galib'in etkisi görüldü. Bilhassa gazellerinde sade bir dil kullanan şair, duygularını mümkün olduğu ölçüde yalın bir anlatımla ifade etmeyi tercih etti. İşte asıl şöhretini şarkılarına ve lirizm yüklü gazellerine borçlu olan Leyla Hanım'ın Divan'ından beyitler...
LEYLA HANIM KİMDİR?
Doğum tarihi kesin olarak bilinmeyen Leyla Hanım İstanbul'da Kazasker Moralızâde Hâmid Efendi'nin kızı olarak dünyaya geldi. Leylâ Hanım kültürünü içinde bulunduğu münevver aile çevresinden alarak yetişti. Genç yaşta evlenmişse de geçinemediği kocasından çok kısa bir sürede ayrıldı. Hassas ve ince yaratılışta, hür düşünceli bir kadın olması dolayısıyla evliliği sürdüremediği söylentiler arasındaydı.
Saray şairleri içinde yer alan Leyla Hanım, 2. Mahmud ve Esma Sultan'a kasideler sunmuş ve ardından kendisine maaş bağlanmıştı. Sarayla ilgisinin sürdüğünü gösteren tarih manzumeleri arasında hükümdarın kızlarının doğumu hakkında, Fatma ve Münîre sultanların düğünleriyle Şehzade Abdülmecid ve Abdülaziz'in sünnetlerini tebrik eden kıtaları göze çarpıyordu.
Hayatının son yıllarında Mısır'da divanı basılan Leylâ Hanım İstanbul'da öldü ve Mevleviliğe bağlılığı dolayısıyla Galata Mevlevîhânesi'nin bahçesindeki kabristana gömüldü. Döneminin şairlerinden Şeref Hanım, "Adne aldı gitti Leylâ Hanım'ı Kays-i ecel" mısraını ölümü için tarih düşürdü.
Edebi kişiliği
Leyla Hanım'ın şiirlerinden Mevleviliğe olan bağlılığından sebep tasavvufi bir çizgi görülür. Şiirlerinde çağının en büyük Mevlevî şairi Şeyh Galib'in etkisi görülür. Rind edalı bir şair olan Leylâ Hanım'ın şiirlerinde beşeri aşk ağır basar. Mürettep divanındaki gazelleri oldukça sade olan Leylâ Hanım duygularını mümkün olduğu ölçüde yalın bir anlatımla ifade etmiş, lafız oyunlarına, edebî sanatlara fazla itibar göstermemiştir. Şiirlerinde yeni ve farklı söyleyişler bulunmayıp daha önceki şairlerin yolunda giderek onları tekrarlamış, geleneğe uyup eski ve yeni şairlere nazîreler söylemiş, bazı tahmisler yapmıştır.
Leyla Hanım, asıl şöhretini şarkılarına ve lirizm yüklü gazellerine borçludur.