Kafası cam kırıklarıyla dolu yazarın 'insanı anlatma mücadelesi'
"Kelimeleri daha önce öyle kötü yerlerde kullanıyoruz ki, kirletir diye korkutuyoruz duygularımıza dokunursa." Kelimelerin gücünü bu cümlesiyle ifade ediyor, Oğuz Atay. Onu anlatmak için başvuracağımız o kadar çok kelime var ki nitekim biz de korkuyoruz, kirlenmiş kelimelerle onu anlatmaktan. En güzelini ustası Vüs'at O. Bener söylemişti aslında: "Nedir bu kültür çorbası? Duyuyor musun Oğuz Atay! Çınar elli, kızdı mı kezzap gibi bakan, oysa iri çağla gözlü, kapılardan sığmaz güzel adamım! O zamanlar pek ayırdında değildin sanırım 'tutunamadığının…"
Kafası cam kırıklarıyla dolu yazarın 'insanı anlatma mücadelesi'
Yaşamdan geri kalmış yoksun kahramanların, hayata tutunamayanların yazarıydı o. Eserlerinde birey merkezli iç dünyasını, karmaşık bilinç yapısını esas aldı. Her eserinde kocaman bir oyun kurdu, önce kendi oynamaya başladı, sonra bizi oyuna soktu. Modern ya da modernist yaklaşımları romanlarında işleyen Türk yazarlarından birisiydi o. Bugün bu usta yazarın 84'üncü doğum yıldönümü. 'Tutunamamış' fakat ne olursa olsun bize ayakta kalmayı öğretmeye çalışan Oğuz Atay'a iyi ki geçmişsin bu dünyadan diyoruz.