Alexandre Dumas’dan 25 alıntı

Suçluyu bulmak istiyorsanız, önce işlenen suçun kime yaradığını araştırın! - Sana paha biçilmez bir teklifim var. Her felaketin iki ilacı vardır: zaman ve sessizlik. Her meyvenin bir kurdu olduğu gibi, her insanın da yüreğinin derinliklerini kemiren bir tutku vardır. Sevinç, bazen tuhaf bir hal alır; bizi aynı kederin yaptığı gibi boğar. Hayat nedir ki? Ölümün bekleme noktasında bir mola. Tüm insan bilgeliğinin şu iki sözcükte saklı olduğunu hiç unutmayın: Her şeyi bir yas perdesinin arkasından görmek zayıf ruhlara özgü bir şeydir; kendi ufkunu yaratan ruhun kendisidir. Mutlu olmak için hep acelemiz vardır Mösyö Danglars, çünkü insan uzun zaman acı çekerse, mutluluğa bir türlü inanamaz. Düşünceler ölmez efendim, bazen uykuya dalarlar ama uyumadan öncekinden daha güçlü bir şekilde uyanırlar. İki tür göz vardır: Bedenin gözü ve ruhun gözü. Bedenin gözü kimi zaman unutabilir, ama ruhun gözü her zaman anımsar. Ne kadar iyi olurlarsa olsunlar, artık size acı veren insanları görmekten vazgeçiyorsunuz. Aşk çiçekleniyor ve etrafındaki her şeyi de çiçeklendiriyordu: Aşk, dünyanın tüm çiçeklerinden daha parıltılı, daha hoş kokuluydu. Kibar ve anlayışlı olmak korkaklık anlamına gelmiyor ki. Borcumuz olanlarla hiçbir zaman ödeşemeyiz, çünkü onlara para olarak hiç borcumuz olmasa bile minnet borcumuz vardır. Yaşamdaki tüm adımlarımız bir sürüngenin kum üzerindeki yürüyüşüne benziyor, uzun bir iz bırakıyor! Ne yazık! İnsan zekasının içine gizlenmiş bazı gizemli hâzineleri açığa çıkarmak için mutsuzluk gerek. İnsanın bir tek mutluluğu anımsamadan, tek umudu olmadan yaşamının geçtiğini görmesi çok acı. 'Eh!' dedi Athos, 'Muhammed'in müminlerinin dediği gibi Allah büyüktür ve gelecek onun ellerindedir.' Sadece büyük acılar çekenler mutluluğun anlamını bilirler. Bilenler ve bilginler vardır: Birincileri var eden bellektir, ötekileri var edense felsefedir. Düşlerinde yaralanan insanlar, yaralarını görür ve hissederler, sonra yaralandıklarını anımsamazlar. Üzüntülü bir kapitalist, kuyrukluyıldız gibidir, dünyaya her zaman büyük bir felaketi haber verir. Sizin kocakarı dediğiniz Mısırlı, Türk ya da Yunanlı kadınlardan biri yoktur ki kimya konusunda bir doktoru şaşırtacak, psikoloji konusunda bir günah çıkaranı ürkütecek şeyler bilmesin. Bildiğiniz gibi en tehlikeli mermiler düşmandan gelmiyor.