Said Bin Zeyd
Said bin Zeyd, 600 yılı civarında Mekke'de doğdu. Adî bin Kâ'b oğullarından olup soyu dedelerinden Kâ'b bin Lüey'de Hz. Peygamber'in soyu ile birleşir.
Babası, İslam öncesi dönemde Hanîf dinine mensup olmakla bilinen Zeyd bin Amr bin Nüfeyl, annesi Huzâa kabilesinden Fâtıma bint Ba'ce'dir.

Ailesi
Babasının putlara tapmadığı, müşriklerin kestiği hayvanların etinden yemediği, cahiliye adetlerine değer vermediği ve kız çocuklarının diri diri toprağa gömülmesine şiddetle karşı çıktığı göz önüne alınırsa Said'in aile ortamında bu inançları benimseyen bir kişi olarak yetiştiği söylenebilir.
Kaynaklarda babasının ona, Allah'ın birliğine iman etmesi konusunda telkinde bulunduğu zikredilir.

Vefatı
Hayatının son dönemlerini Medine yakınında bulunan Akîk vadisindeki evinde ziraatla uğraşarak geçiren Saîd bin Zeyd 670 veya 671 yılında vefat etti.
Techiz ve tekfin işleriyle komşusu Sa'd bin Ebû Vakkas ilgilendi.
Cenaze namazını Abdullah bin Ömer'in kıldırmasından sonra Medine'ye götürülerek Cennetü'l-baki'ye defnedildi. Kûfe'de öldüğü ve cenaze namazını Mugire bin Şu'be'nin kıldırdığına dair rivayet muteber kabul edilmemiştir.

Cennetle müjdelenişi
Çok genç yaşta İslam'ı kabul eden Said bin Zeyd'in 12'nci veya 13'ncü Müslüman olduğu nakledilir. Resul-i Ekrem tarafından cennetle müjdelenen on sahabi arasında yer aldı.
Said amcasının kızı ve Ömer'in kız kardeşi Fatıma ile Ömer de onun kız kardeşi atike ile evliydi.

Sabrı
Mekkelilerin Hz. Peygamber'i öldürme kararını uygulamak üzere harekete geçen Ömer, kız kardeşi Fâtıma'nın Müslüman olduğunu öğrenince Saîd bin Zeyd'in evine giderek onu hanımı ile birlikte tartakladı.
Ancak Saîd'in sabırlı davranması ve sorulan sorulara inandırıcı cevaplar vermesi üzerine Ömer onları bıraktı ve okunan Kur'an'ı dinledikten sonra iman etmeye karar verdi.

Hicret
Saîd müşriklerden çok eziyet gördü ve hanımıyla birlikte Medine'ye hicret etti. Resûlullah onu Râfi' bin Mâlik, diğer bir rivayete göre ise Übey bin Kâ'b ile kardeş ilân etti.
Medine'de Resûl-i Ekrem'in yakın çevresinde bulunan Zeyd, Mekke müşrikleri başta olmak üzere Hz. Peygamber aleyhinde faaliyet gösterenler hakkında bilgi toplama konusunda önemli görevler yaptı.
Bedir Gazvesi'ne sebep olan Mekkeliler'in Suriye kervanı hakkında bilgi toplamakla görevlendirildiği için savaşa fiilen katılamadı; ancak ganimetten payı tam olarak verildi ve gördüğü hizmete karşılık cihad sevabını da alacağı kendisine müjdelendi.

İhtilafları gidermesi
Uhud ve Hendek gazveleri, Hudeybiye Antlaşması, Mekke'nin fethi, Huneyn ve Tebük Seferi ile Vedâ haccında bulunan Saîd, Resûl-i Ekrem'in vefatından sonra da önemli görevler üstlendi.
Hz. Ebû Bekir'in halife seçilmesi sırasında ortaya çıkan ihtilâfları gidermek için büyük gayret gösterdi. Hz. Ebû Bekir, vefatından önce yerine halife bırakacağı kimse ile ilgili genel eğilimi araştırırken onun da görüşüne başvurdu.

Savaşı kumanda etmesi
Ecnâdeyn Savaşı'nda ordu kumandanı Hâlid bin Velîd'in talimatıyla süvari birliklerine, bu savaşta bozguna uğrayarak Fihl'e kaçan Bizans ordusuyla yapılan Fihl Muharebesi'nde piyade birliklerine kumanda etti ve her iki savaşın kazanılmasına büyük katkı sağladı.
Yine kumandanlardan biri olarak katıldığı Yermük Savaşı'nda ve Dımaşk'ın fethinde önemli roller üstlendi. Ebû Ubeyde bin Cerrâh kendisine Dımaşk valiliğini teklif edince o bunun yerine cihadı tercih etti.
