Cengiz Dağcı

1931 yılında tutuklanarak hapse götürülen babası Hüseyin Efendi, Kızıltaş'a dönmeyip Akmescit'te çalışmaya başlayınca oğlunu da yanına alır. Yoksulluk ve büyük baskılar altında geçen çocukluğunda, Stalin'in "tarım topraklarını kolektifleştirme" politakası yüzünden ailesinin toprakları ellerinden alınır.

Cengiz Dağcı, Akmescit'e taşındıktan sonra, ortaokula geçer. 1936 yılında ise Gençlik Mecmuasında ilk şiirleri yayınlanır. 1937 yılında Akmescit Pedagoji Enstitüsü'nün Tarih bölümüne giren Dağcı bir taraftan da gazetelerde çalışmaya başlar. Bir yandan okurken bir yandan da çalışan Dağcı, hayatın zor olan yanı ile erkenden tanışmış olur.

Pedagoji Enstitüsü’nde ikinci sınıfındayken II. Dünya Savaşı'nın çıkmasından ötürü 1940 Aralık ayında askere alınarak cepheye gitmek durumunda kalır. Fakat 1941 senesinde Almanlara esir düşer. Savaşın sonuna kadar toplama kamplarında kaldığı o dönemler ileride kaleminin en büyük ilham kaynağı olacak, burada yaşadıkları acı dolu anları sayfalara dökecektir. Usta kalem, daha sonra Varşova'da subaylık eğitimi alır. 1942 yılında izinli olarak gittiği Kırım ziyareti, ailesini ve yurdunu son görüşü olacaktır. 1944 senesinde Amerikan askerleri tarafından Landeck kampında esir alınır.

1945 yılında evlenerek İngiltere'ye yerleşen Cengiz Dağcı, çok ağır şartlar altında çalışmak zorunda kalır. Londra lokantalarında bulaşıkçılık, garsonluk gibi işler yaptıktan sonra eşiyle beraber bir lokanta açma girişiminde bulunur. 

Küçük yaşlardan itibaren edebiyata ilgi duyan Cengiz Dağcı, okuduğu Ömer Seyfeddin, Dostoyevski gibi yazarların öyküleri sayesinde Türk ve Rus edebiyatının önemli eserlerini okumaya başlar. Bu süreçte yazma sevgisi de gelişen Dağcı'nın bir amacı vardır. Ayrılmak zorunda kaldığı vatan toprağına duyduğu derin özlemi bir şekilde kağıda aktarmayı kendine görev bilmiştir. 

Usta kalem eserlerinde; toprak sevgisi, hasret, özlem, vatan aşkı, gurbetlik, yoksulluk gibi temalar işler. Kırım Tatarlarının yaşadıkları ve halen yaşamakta oldukları eziyet dolu anları, çektikleri sıkıntıları dile getirmeyi görev bilmiştir. 

Farklı alanlarda yüze yakın eseri bulunan yazarın başlıca önemli romanları şunlardır:

Korkunç Yıllar
Yurdunu Kaybeden Adam 
Onlar da İnsandı
O Topraklar Bizimdi
Ölüm ve Korku Günleri
Genç Temuçin

ve bunların yanında "Regina" adlı hatıratı Cengiz Dağcı ile bütünleşmiş eserleridir. 

1974 senesinde İngiltere’nin Londra eyaletindeki Southfield'a yerleşen yazar, uzun seneler burada yaşar. Tarihler 22 Eylül 2011’i gösterdiğinde hayata gözlerini yumar. Yıllarca öz vatanına derin bir özlem duygusuyla yaşayan usta kalem, öldükten sonra çocukluğunun geçtiği Kırım'daki Kızıltaş Köyü'ne defnedilir.