Biyografi Öner Fikriyat Anasayfa

İbnü’L-Hatib

İbnü'l-Hatib

  • Doğum Tarihi 15 Kasım 1313
  • Doğum Yeri Endülüs
  • Ölüm Tarihi Bilinmiyor
  • Ölüm Yeri Fas

Endülüs'ün fethinden sonra Suriye'den Endülüs'e göç eden Yemen asıllı soylu bir aileye mensuptur.

Kurtuba'ya, ardından Tuleytula'ya (Toledo) yerleşen ataları, Hristiyan saldırıları şehri tehdit etmeye başlayınca Levşe'ye göç etmek zorunda kalır. Benü'l-Vezîr diye tanınan aile, İbnü'l-Hatîb'in büyük dedelerinden Saîd'in hatiplik görevinden dolayı Beni'l-Hatîb olarak anılır.

İbnü’l-Hatib

Doğumu

Endülüs'ün büyük doktorlarından olan, Gırnata'da öğrenim gören İbnü'l Hatib, 15 Kasım 1313'te Levşe'de (Loja) doğdu. Asıl adı Lisanüddin Ebu Abdullah Muhammed bin Abdullah bin Said bin âli bin Ahmed bin es Selmani'dir. Endülüs döneminin en bilgili ve en birikimli hekimi olarak bilinir.

İbnü’l-Hatib

İlmi çalışmaları

Büyük bir müellif, şair, devlet adamı ve doktordur.  En büyük başarısı, şüphesiz ki veba hastalığının bulaşıcı olduğunu ispat etmesidir. Vebanın yayıldığını söyleyerek yüzlerce yıl önce karantina uygulamasını başlatmıştır.

İbnü’l-Hatib

Devlet adamlığı

Yaşamında bir dönem vezirlik de yapmış olan İbnü'l-Hatib üstlendiği görevleri başarıyla yürütmüştür. Kastilya Krallığına karşı iş birliği imkanları aramak üzere Merînî Sultanı Ebû İnân el-Merînî'ye elçi olarak gönderilir. Ebü'l-Velîd II. İsmâil yönetimi ele geçirince devrik sultan Ganî-Billâh da Vâdîâş'a kaçar. Bu sırada İbnü'l-Hatîb hapsedilir ve mallarına el konulur. Beni Ahmer ülkesinde yaşanan olayları yakından takip eden Merini Sultanı Ebu Salim'in müdahalesiyle hapisten kurtularak Fas'a sığındı.

İbnü’l-Hatib

Veba ile ilgili görüşleri

İbnü'l-Hatib siyasetle ilgilendi, eserler kaleme alıp, şiirler yazdı. Bunun yanı sıra tıp alanında da yaptığı çalışmalarla tanındı. En büyük başarısı, şüphesiz ki veba hastalığının bulaşıcı olduğunu ispat etmesiydi. Ona göre, bulaşmanın varlığı; tecrübe, araştırma, hisler ve kendilerine güvenilir nakillerin açıklığı sayesinde anlaşılmaktadır.

 

İbnü’l-Hatib

Dinsizlikle suçlanması

İbn Haldun ile dostluk kuran İbnü'l-Hatîb, Selâ şehrinde kaldığı iki yıl boyunca eser yazdı. Ganî-Billâh tahtını tekrar ele geçirdiğinde İbnü'l-Hatîb de Gırnata sarayındaki görevine döndü.

İbnü'l-Hatîb'in nüfuzunun artması öğrencisi ve yardımcısının kendisine düşman olmalarına yol açtı. Sultan Ganî-Billâh'ın gazabına uğramaktan korkan İbnü'l-Hatîb, Tilimsân'a giderek Merînî Sultanı Ebû Fâris I. Abdülazîz'e sığındı.

Öğrencisi, Vezir İbn Zümrek ve Kadı Nübâhî kitaplarındaki bazı ifadeler yüzünden onu zındıklıkla suçlayarak katline fetva verdi.  

İbnü’l-Hatib

İdamı

İdam edilmesine yönelik tartışmaları devam ettiği bir sırada, hapishanedeki hücresinde İbn Zümrek ve Süleyman b. Dâvûd'un adamları tarafından öldürüldü. Kabre konan cesedi ertesi gün çıkarılarak yakıldı ve tekrar Fas'ta Bâbülmahrûk yakınlarında defnedildi.

 

BİZE ULAŞIN