Doğduğum Yer
"Buralardan çok uzakta bir köydü!
Beyaz, billur bir derecik içinden,
Hıçkırırdı, sevinerek geçerken.
Kenarında vardı birçok söğüdü.
🍀🌿🌾
Ben işte bu söğütlerin susmayan
Gölgesinde büyümüştüm.
Evimiz tenha idi; ne yabancı, ne bir iz...
Bahçemizdi yakındaki o orman."
Ömer Seyfettin 1884'te bir ilkbahar günü Balıkesir Gönen'de dünyaya gelir. Kendi hâlinde sessiz sakin bir çocuk olan Seyfettin, yazdığı hikâyelerinde çocukluğunun geçtiği yerleri sıkça kullanır.
"Doğduğum yer, doğduğum yer... O cennet
Buralardan çok uzakta bir köydü! "

Ömer Seyfettin'in eğitim hayatı da çocukluğunun geçtiği Gönen'de bir mahalle mektebinde başlar. Babasının görevi nedeniyle eğitimi burada uzun sürmez. Ailesiyle birlikte çocukluğunda çok fazla şehir değiştirirler.
Ömer Seyfettin, subay çocukları için açılmış özel bir sınıfa yazdırılır. Mehmet Akif Ersoy'la birlikte bu okulun ilk mezunlarından olur.
Mezuniyetinden sonra Kuleli Askeri İdadisine yazılır. Daha sonra Edirne Askeri İdadisine geçer. Burada en sevdiği arkadaşı Enis Avni ile tanışır. Zaten Edirne'ye gelişinin en önemli sebebi de Enis Avni'dir. İlk şiirini burada 16 yaşındayken yazar.
Ömer Seyfettin, her ne kadar askeri okullarda okumuş olsa da hayali asker olmak değildir. Bir süre bu mesleği yaptıktan sonra tazminatını ödeyip askerlik görevinden ayrılır. Hayatını tamamen bir yazar ve öğretmen olarak sürdürmek ister. Selanik'e yerleşir. Orada arkadaşları Ali Canip Yöntem ve Ziya Gökalp ile çıkardıkları Genç Kalemler dergisinde "Yeni Lisan" makalesini paylaşır. Ve daha sonra bir akım haline gelecek Milli Edebiyat Döneminin öncülerinden olur.
Ömer Seyfettin, bir zaman sonra istediği gibi yazarlık mesleğini yapmaya başlar. Kabataş Lisesi'nde edebiyat öğretmenliği yapar. Bu görevi hayatının sonuna kadar sürer.
1915 yılında Cahide Hanım ile evlenir, Fahire Üner adını verdikleri bir çocukları olur. Fakat bu evlilik 1918'de sona erer.

Ömer Seyfettin bu ayrılıkla ve 1. Dünya Savaşı'ndaki yenilgiyle birlikte iyice yıpranır ve yalnızlaşır. Anadolu'ya uzun uzun seyahatlere çıkar. İçinde bulunduğu bu durumdan kurtulmak istercesine sadece yazar, başka yerler görür, gördükçe yazar.
Yalnızlığına ve yaşadıklarına rağmen 10 kitap çıkarır; 150'ye yakın da hikâye yazar.
Türk öykücülüğünün önemli ismi Ömer Seyfettin, hikâyelerinde belki de kendi anılarını biriktirdi. Kim bilebilir?
🖊Selin Ceren Sarıgül