Bilge'ce Bildirmece: Karanlıkta Diyalog Gezisi
Merhaba sevgili arkadaşlar,
Bugün Dünya Görme Engelliler Günü.
Bugüne farkındalık oluşturmak için öğretmenimiz bizi Karanlıkta Diyalog'a götürdü.
Öğretmenimiz, karanlık ortamda görme duyumuzu kullanmadan nasıl hareket edebileceğimizi deneyimlememiz için bizi buraya getirdiğini söyledi.
İçeriye yalnız üç kişi girebildiği için önce Esra ve ben, öğretmenimizle birlikte alana girdik. Daha sonra bize verilen kulaklıkları taktık. Görme engelli bir rehber bu gezimizde bize eşlik etti.
İçerisi zifiri karanlıktı, gerçekten de hiçbir şey göremiyorduk.
Esra koluma yapışıp: "İyi misin? Düşecekmişim gibi hissediyorum." dedi.
Gerçekten de öyleydi. Sonsuz bir geceyi yaşıyormuş gibi hissediyordum. Rehberimiz bize iki tane baston uzatıp: "Bunlar geziniz sırasında size eşlik edecek. Korkmayın, gözümüzle göremediğimiz zaman duyarak görmeye çalışırız. Etrafınızdaki seslere kulak verin. Anlamaya çalışın." dedi. Bir elimizde bastonla, diğer elimizle duvara dokunarak yürümeye başladık. Sonra birden kuş seslerini işittik. O an rehberimiz bir parktan geçtiğimizi söyledi bize.
Tüm bunlar olup biterken ufacık bir ışık bile yoktu. Sadece sesle ve dokunarak nerede olduğumuzu anlamaya çalışıyorduk.
Rehberimiz o sırada bize neler hissettiğimizi sordu. Ben: "Farklı bir dünyada ve rüyadaymışım gibi hissediyorum kendimi. Az sonra gözümü açtığımda uyanacakmışım gibi."
Esra beni onaylayarak: "Gerçekten de öyle, her şey bir rüya gibi. Ama uyanmak istediğim bir rüya bu. Gözlerimi açmak istiyorum."
Rehberimiz: "Görmek sadece gözle olmaz çocuklar, diye yineledi. Dokunarak hissederek koklayarak anlayarak görürsünüz. Aslında diyalog varsa karanlık diye bir şey de yoktur." dedi.
Sonra tramvaya doğru yürüdük. Tramvayda koltuğumu bulmakta zorlansam da öğretmenim kolumdan tutup oturmama yardım etti. Her şey ne kadar farklıydı, görmemenin ne demek olduğunu kısa bir süredir deneyimlemiştim. Oysaki ömür boyu bu şekilde yaşayan insanlar vardı.
Tramvay yolculuğumuz bitince karşıdan karşıya geçtik. Sonra bir kafeye geldik. Esra'yla ben çikolatalı süt içtik.
Öğretmenimiz bize dönüp: "Bakın çocuklar, siz de deneyimlediniz ki karanlıkta herkes eşittir. "Karanlıkta Diyalog" bir anlamda bize görmenin farklı biçimlerini sunar. Empati becerinizi geliştirebilmeniz için burayı görmenizi istedim."
Bir de şunu eklemem gerekir ki; toplu taşımadaki anonslar bazen çoğumuz için önemsiz oluyor, çünkü yolu görüyor veya biliyoruz. O sırada rehberimiz ekledi:
''Biz bazen bu anonsları aşırı gürültüden duyamıyoruz, bazen de hiç anons yapılmıyor. O yüzden görme engelli birini fark ettiğinizde lütfen yardım etmeyi teklif edin.'' dedi.
Rehberimiz artık neredeyse süremizin dolduğunu söyledi. İçeride ne kadar kaldığımızı sorduğumda ise çok şaşırdım. Yalnızca bir saatmiş. Bana çoook daha fazla geldi. Hiçbir yeri görmeden, bilmeden yürüdüğümüz hatta tramvaya bile bindiğimiz bugün, hiç unutamayacağım günler listeme girdi.
Öğretmenimizin de dediği gibi yeni ve farklı görme biçimlerinin de var olduğunu deneyimledik. Kapkaranlık bir ortamda bize verilen bastonlarla, farklı sesler ve ipuçlarıyla yolumuzu bulmaya çalıştık. Çıkışa yöneldiğimizde gözlerime kocaman bir ışık doldu. Etraftaki kalabalığa karışan birçok insan gördüm, derin bir oh çektim.
Görebildiğim için şükrettim.
Oradan çıkmadan önce rehberimize dönüp: "Bize rehberlik ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Bugünü hiç unutmayacağım." dedim. Ve ona sarıldım. Çünkü hissetmek de gerçekten görmenin bir çeşidiydi. Rehberimiz de: "Ben de sizleri unutmayacağım çocuklar. İyi ki geldiniz." dedi.
Hepiniz burayı görmelisiniz bence, inanılmaz bir deneyimdi.
🖊Selin Ceren Sarıgül
🎨 Feyzanur Can