Arama

Prof. Dr. Sefa Saygılı
Mayıs 5, 2018
Alkolün azı da zararlı

Sonuçları "Lancet" dergisinde yayımlanan geniş kapsamlı araştırmada bilim insanları, ölüm riski oluşturmayacak alkol tüketme sınırını haftada 5 büyük bira ya da 5 kadeh alkol oranı yüksek şarap (100 gram) olarak tespit ederek, az da olsa alkol tüketiminin kalp damar rahatsızlıkları riskini artırdığını vurgulanmış.

Bilim insanları, araştırmada, haftada 5 ila 10 bardak alkollü içecek tüketmenin insan ömrünü 6 aya, 18 bardak ve üstünde alkollü içki tüketmenin de 5 yıla kadar kısaltabileceğini tespit etmişler.

"ALKOL TÜKETMENİN SAĞLIK AÇISINDAN YARARI YOK"

Araştırma sonuçlarının az alkol tüketiminin iyi olduğu argümanını tartışmaya açtığını kaydeden bilim insanları, haftalık 100 gram alkol tüketiminin, felç riskini yüzde 14, yüksek tansiyon riskini yüzde 24, kalp krizi riskini yüzde 9, aort anevrizması (damar genişlemesi) riskini yüzde 15 artırdığını bildirmiş.

Sheffield Üniversitesinden kardiovasküler profesörü Tim Chico, çalışmanın alkol tüketiminin sağlık açısından hiçbir yararı olmadığını gösterdiğini söylemiş.

ALKOLÜN AZI DA ZARARLIDIR

Yıllarca medya organları, "Ilımlı alkol almak zararsız, hatta faydalı" benzeri haberler yaptı. Biz ise bunlara şiddetle karşı çıktık ve "Rabbimin haram kıldığı ve vücudumuz için toksik madde olan alkollü içkilerin az miktarda alınmasının bile zararlı" olduğunu yazdık. Çünkü alkollü içkilerin azı da haramdı ve faydalı olması mümkün değildi.

"Alkollü İçkiler ve Zararları" (Elit Yayınları, 2011) kitabımızda sıraladığımız gerekçelerden birkaçı şöyleydi:

  • 'Az miktarda alkol' deyimi tanımlanmış değildir.

  • Kişi 'az' denilen miktarda alkol alsa dahi alkol bağımlısı olmayacağının garantisi yoktur.

  • Yine 'az' alkol alındığında dahi sarhoş olunabildiği gibi trafik kazaları, aile kavgalarına karışma, iş performansında düşme, saldırganlık, cinayet ve intihar riski artar.

  • Birçok kişi için de 'ölçülü miktarda alkol' içmek mümkün olmaz. Gerçekten az alkol alma niyetiyle başlanır, bir süre sonra çakırkeyifliğin de tesiriyle, kişi daha da içmek ister ve çok defa sarhoş olur. Neşelenir, coşar, rasgele konuşur. Derken utanma, ar, edep, toplumdan çekinme gibi duyguları körelir. Sonradan utanacağı eylemlerde bulunur.

  • Kırmızı şarabın kalbe iyi geldiği iddiası da doğru değildir. Burada kalbe faydalı olan kırmızı üzümdeki revastarol adlı antioksidan maddedir. Üstelik kırmızı üzüm ve bazı başka gıdalar yenildiğinde daha tabi bir şekilde alınabilir.

  • Sonra az alkol tüketmenin zararsız olduğunu savunan araştırmalara baktığınızda alkollü içkileri düzenli kullananlarla rahatsızlığından dolayı kullanmayanlar veya zararını görüp rahatsızlanıp artık içemeyenleri kıyaslamak şeklinde yapıldığını görürüz. Yani 'alkol almayanlar' denilen grup zaten genelde sağlığı bozuk olduğu için içmeyenlerdir. Bu yüzden onlarla kullananları kıyaslamak yanıltıcı sonuç verecektir.

  • Ayrıca bir başka husus şöyle: Az miktar alkol kullanan yani fazla içmekten kaçınan kişilerin beslenmelerine ve uykularına özen gösterdikleri, düzenli egzersiz yaptıkları, aşırılıktan kaçındıkları belirlenmiş. Yani bu kişilerin sağlıklı olması hayat şekline bağlıydı.

  • Bir de şu var, bu çalışmaları yapan ve destekleyenlere göz attığınızda bu kişilerin genelde alkollü içki üretenler olduğu anlaşılır. Yani ürettikleri bedenimiz için zehir etkili alkollü içkilerin insanlar tarafından tüketilerek para kazanma hedefleri olan kişilerdir.

  • Evet, alkollü içkilerin 'az miktarda' tüketilmesinin yararlı olmadığı, hatta zararlı olduğuyla ilgili çok sayıda araştırma vardı. Ancak yenilerde tanınmış İngiliz Tıp Dergisi'nde (BMJ yani British Medical Journal) yayınlanan ve modern MRI cihazlarıyla yapılan geniş kapsamlı bir araştırma bu konudaki iddialara son noktayı koydu.

  • "İngiltere'nin Alkol Tüketimi Önerisi Dünyayla Karşılaştırıldığında Nasıl Görülmeli?" başlıklı makalede kronik bağımlı içicilerde alkollü içkilerin Korsakof Sendromu, alkole bağlı bunama gibi rahatsızlıklarla ilgisi olduğu bilinse de bağımlı olmayıp da alkol kullananlarda beynin nasıl etkilendiğinin şimdiye kadar bilinmediği kaydedilmiş.

  • "Ilımlı Alkol Tüketiminin Beyindeki Olumsuz Etkileri ve Zihinsel Gerileme Yapması Üzerinde Bir Risk Faktörü Olarak Araştırılması" başlıklı Gordion'da yayınlanan bir başka çalışma ise 1985 ile 2015 yılları arasında sürdürülmüş. 30 yıl boyunca haftalık erkeklerde 21, kadınlarda 14 üniteyi(**) geçmeyecek tarzda ılımlı alkol alan bireylerin zihinsel (kognitif) performansları gözlenmiş. 550 kişi çalışmaya alınmış. Bu kişiler ortalama 43 yaşlarında olan erkek ve kadınlardan oluşuyormuş. Hiçbiri alkol bağımlısı değilmiş.

  • Her iki çalışmanın sonucunda; ılımlı seviyede dahi olsa beynin hipokampal bölgesinde atrofiyi (küçülme) içeren beyin fonksiyonlarında gerileme bulunmuş. Yine beynin corpus callosumun mikro yapısındaki zarar görmeye bağlı olarak konuşma akışında zayıflama ortaya çıkmış.

  • Ayrıca kansere yakalanma riskinin arttığı belirlenmiş. 8 üniteden az tüketimin bile boğaz ve solunum borusu, yemek borusu, göğüs kanseri risklerini artırdığı görülmüş. Kullanılan alkol miktarı arttıkça kansere yakalanma riski de yükseliyormuş.

1995'te İngiltere'de haftalık 21 ünite üzerinde alkol kullanmak tehlikeli sayılırken şimdi bu miktar haftalık 14 üniteye düşürülmüş durumda. İşte son araştırma bu düşürmenin isabetli olduğunu ortaya koydu.

Hollanda Sağlık Konseyi ise yakında yayınladığı diyet ve beslenme önerilerinde alkolün hiç tüketilmemesini tavsiye etti. İçilecekse de günde bir kadehten fazla içilmemesi konusunda uyarıda bulundu. Çünkü alkol, az dahi tüketilse çeşitli zararlara sebep oluyordu.

Evet, alkolün damlası dahi zarardır. Hiç içmemek, bedenimizin ihtiyacı olmayan aksine toksik (zehir hükmünde) olan bu maddeden uzak durmak gerekir. Son araştırmalar bu gerçeği açıkça ortaya koymaktadır.

-------------------------------------------------------------

(*) 13 Nisan 2018 tarihli internet siteleri

(**) 1 ünite alkol 8 gramdır

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN