Arama

Prof. Dr. Atilla Arkan
Mayıs 25, 2019
Yeni Ortaöğretim tasarımı: Eğitimde beceri odaklı geleceğe uyumun inşası

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 2023 Eğitim Vizyonu'nun uygulama adımlarından birisi olan "Ortaöğretim tasarım" modelini açıkladı. Bu program, 2020-2021 eğitim öğretim döneminde 9'uncu sınıflardan başlayacak ve kademeli olarak uygulamaya alınacaktır.

Yeni tasarım, her bir öğrencinin beceri gelişimini hedefleyerek öğrenci merkezli esnek bir yapıyı hedeflemektedir. Bu tasarımın köşe taşlarını "derinleşme" ve "eğitimin bireyselleştirilmesi", "bütünsellik" ve "disiplinler arası/üstü bakış" kavramları oluşturmaktadır. Öğrencide bütünsellik ile disiplinler arası/üstü bakış nosyonlarının oluşturulması yaşanan ve yaşanacak değişimleri anlayabilme, anlamlandırabilme, yorumlayabilme ve somut sorunlara çözüm üretebilmek bakımından önemlidir.

Bu amaçla yeni programla getirilen yenilikler şunlardır:

  • Ders sayıları azaltılmaktadır. (Derinleşme)
  • Kariyer ofisleri getirilmektedir. (Eğitimin bireyselleştirilmesi)
  • Rehberlik hizmetleri güçlendirilmektedir. 9'uncu sınıf programında her iki döneme de "Rehberlik ve Kişisel Gelişim" dersi konulmaktadır. (Eğitimin bireyselleştirilmesi)
  • Ders seçme robotu ile öğrenciler kendi derslerini seçebilmektedir. (Eğitimin bireyselleştirilmesi)
  • "Bilgi Kuramı" adında 10'uncu ve 11'inci sınıflarda yepyeni yeni bir ders zorunlu olarak müfredata girmektedir. (Bütünsellik ve disiplinler arası/üstü bakış)
  • Matematik, doğa bilimi gibi dersler de dahil uygulamalı derslere ağırlık verilmektedir. Bu amaçla 4 yıllık programa Matematik Uygulamaları, Doğa Bilimleri Deneyimi, Sosyal Bilimler Deneyimi, Doğada Enerji ve Enerji Dönüşümü, Sosyal Bilim Çalışmaları dersleri konulmuştur. (Derinleşme)
  • HEY (Hayal, Etkinlik, Yaşam) grubu etkinlikler başlığı altında spor, sanat, tasarım, sosyal sorumluklar ile çok yönlü gelişim imkanları getirilmektedir. (Derinleşme, eğitimin bireyselleştirilmesi)
  • 12'nci sınıf, seçmeli dersler ile üniversiteye geçiş ve geleceğe hazırlık olarak tasarlanmaktadır. Bu bağlamda 12'nci sınıfa şu dersler seçmeli olarak konulmuştur: Matematik ağırlıklı derslerde, "Finansal Matematik", "Veri Analizi ve Optimizasyon" dersleri; Fen ve teknoloji ağırlıklı derslerde, "Biyoteknoloji", "Geleceğin Enerji Sistemleri", "Malzeme Bilimi", "Yapay Zeka Uygulamaları", "Nesnelerin İnterneti Uygulamaları", "Çevresel Güçlüklere Yaratıcı Yaklaşımlar" dersleri; Sosyal ve beşeri bilimler ağırlıklı dersler grubunda ise "Akıllı Şehirler ve İnsanlığın Geleceği", "Sosyal Güçlüklere Yaratıcı Yaklaşımlar", "Davranışsal Ekonomi", "Uygulamalı Hukuk", "Sosyal Medya ve Kültür", "İnsan Haklarının Gelişimi ve Doğası", "Güç – Egemenlik", "Uluslararası İlişkiler", "Tasavvuf Edebiyatı", "İslam Felsefesi"; Sanat ve teknoloji ağırlıklı dersler grubunda ise "Yaratıcı Sanatsal Açılımlar", "İnsan – Makine Etkileşimi", "İletişim ve Tasarımı" (Derinleşme, eğitimin bireyselleştirilmesi ve üniversiteye geçiş ve geleceğe hazırlık)

Belirlenen yeni derslerin, temel bilimlerin güncel hayattaki olgu ve sorunların çözümünde öğrenciye yardımcı olması düşüncesiyle seçilmiş olduğu anlaşılmaktadır. "Finansal Matematik", "Yapay Zeka Uygulamaları" gibi dersler buna örnektir. Böylece çocukların geleceğe daha iyi hazırlanmaları ve daha rekabetçi olmaları hedeflenmektedir. Ders listesinde "Tasavvuf Edebiyatı" ve "İslam Felsefesi" dikkat çekmektedir. Muhtemelen modern dünyanın sorunlarıyla baş edebilmede yerli bir dayanak sağlayacağı düşünülmüştür. Sanat ve teknoloji ağırlıklı dersler grubu ise öğrencinin sanat zevkini ve yaratıcılığını geliştirmeyi hedeflemektedir.

Ayrıca 12'nci sınıfa sertifika ve proje çalışmaları eklenmiş, Türkiye realitesi olan "üniversiteye giriş sınavı" düşünülerek, destek çalışmaları arttırılmıştır. (Derinleşme ve eğitimin bireyselleştirilmesi)

Sertifika temelli eğitim ve portfolyo değerlendirme sistemi ile sonuç değerlendirmesinden süreç değerlendirmesine geçilmektedir. (Bireyselleştirilmiş eğitim ve bütünleştirme)

Yeni modelin uluslararası gelişmeleri takip eden bir boyutu da vardır. Program İsviçre'de geliştirilen Uluslararası Bakalorya (International Baccalaureate/IB) sistemini örnek almaktadır. Bu program araştırıp sorgulayan, iletişim kabiliyetleri gelişmiş, açık görüşlü; duyarlı; riski göze alan; dengeli ve dönüşümlü düşünen öğrenciler yetiştirmeyi hedeflemektedir.

Yeni Ortaöğretim tasarımı ülkenin gençlerindeki potansiyeli ortaya çıkarmak için önemli bir adımdır. Özel okullara fark yaratabilecekleri geniş bir alan sunmaktadır. Portfolyo çalışmaları, sertifika programları, uygulamalı dersler, sanat ve teknoloji ağırlıklı dersler özel okulların yenilikler sunabilecekleri alanlardır.

Bu program eğitim paydaşlarından (öğretmen, okul yöneticisi, aile ve öğrencilerden) büyük bir değişiklik talep etmektedir. Doğal olarak "değişime direnç" olacaktır. Bu direncin nasıl aşılacağı hususunda kamuoyunun bilgilendirilmesi faydalı olur.

Yeni tasarımla getirilen dersleri verebilecek "öğretmenleri" bulabilmek veya var olan öğretmenleri bu kapasiteye çıkarmak programın başarısı için yapılması gereken en öncelikli ve önemli iştir. Yeni öğretmen adayları göz önüne alındığında ise eğitim fakültelerinin yeni programa göre dönüşmesi gerekecektir. Programın uygulama tarihinin 2020-2021 eğitim öğretim yılı olarak belirlenmesi bütünsel bir hazırlık yapılabilmesi açısından olumludur.

Milli Eğitim Bakanlığı bu programla okulları zorlu bir rekabet yarışının içine çekmiş de olmaktadır. Eğitimde okullar arası kalite farklarına dair esaslı iyileştirmeler yapılmadığı, yapısal çözümler geliştirilmediği ve yeni mekanizmalar kurulmadığı takdirde 10 yıl içinde okullar arası farklar daha da artabilir. Tedbir alınmadığı takdirde muhtemelen özel okullar ile devlet okulları arasındaki fark da daha görünür olacaktır. Bu durum eğitim üzerinden "sosyal adalet" tartışmalarını gündeme taşıyacaktır. Bu bağlamda, devlet okullarında öğretmenliğin ve okul yöneticiliğinin bir kariyer sistemine halen dönüşmemesi, kalite sorunları olan devlet okullarına yönelik mekanizmaların geliştirilmemiş olması, bu okulların ek mali kaynak kullanabilme sorunlarının halledilememesi, eğitimde yerel aktörlerin etkinliğinin arttırılmaması yeni programın başarısına olumsuz etki yapan unsurlar olacaktır.

Yeni programın Meslek Liseleri, İmam Hatip liseleri, Fen ve Sosyal Bilim Liseleri bağlamında nasıl uygulanacağına dair bir belirsizlik vardır. Okul farklılıklarının da yeni programla birlikte yeniden ele alınması gerekeceği ortadadır. Özellikle Meslek ile İmam Hatip liseleri programlarıyla nasıl uyumlaştırılacağı merak konusudur. Yeni tasarımda Fen Liseleri ve Sosyal Bilim Liselerinin farklılığını nasıl koruyacağı da diğer önemli bir konudur. Çünkü bu program, son iki tür okulun müfredatlarını büyük oranda içermektedir. Fen ve Sosyal Bilim Liseleri ile ilgili bir anlam sorunu ortaya çıkabilir. Programların benzer olması ise okullarda öğretmen niteliği üzerinden rekabet yaşanmasına yol açabilir. Bu durum yapılan tasarımın Bakanlık Genel Müdürlükleri ile koordineli olarak yapılmadığı izlenimi doğurmaktadır. Fakat sayılan okulların öğrenci sayıları Ortaöğretimdeki öğrenci sayısının neredeyse yarısına denk gelmektedir.

Bu yeni tasarım, eğitim yönetiminde merkez-yerel ilişkisi güçlendirilerek başarılı olabilir. Tasarımın başarısı için İl Milli Eğitim müdürlüklerine ve okullara tanınmış inisiyatif alanları olmalıdır. Tasarımın uygulanabilirliği sürecinin güçlendirilmesi için yerelin de güçlendirilmesi gerekir.

Yeni eğitim tasarımı önemli bir adımdır. Başarılı olması temennisiyle…

Prof. Dr. Atilla Arkan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN