Arama

Hz. Davud kimdir? Hz. Davud, Calut'u nasıl öldürdü? Hz. Davud hayatı ve kıssası...

Hz. Davud, Kur'an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde övülen peygamberlerdendir. İlmi, hikmeti, adaleti ve güzel konuşmasıyla meşhurdu. Kendisine dört hak kitaptan biri olan Zebur indirildi. Günah işlemekten sakınan ve Allah’ı çokça zikreden Hz. Davud, ibadetlerine çok düşkündü. O Zebur'u okumaya başladığında kurtlar, kuşlar durup kendisini dinler, sesi dağlarda yankılanırdı. Peki, Hz. Davud kimdir? Hz. Davud, Calut'u nasıl öldürdü? Hz. Davud’un oğlu kimdir? Hz. Davud kıssası...

Hz. Davud kimdir? Hz. Davud, Calut’u nasıl öldürdü? Hz. Davud hayatı ve kıssası...
Yayınlanma Tarihi: 9.3.2021 12:57:00 Güncelleme Tarihi: 29.04.2021 09:09

HZ. DAVUD KİMDİR?

📌 Hz. Davud, İsrailoğullarına gönderilen peygamber ve hükümdardı. İbrahim aleyhisselamın oğlu Hz. İshak'ın soyundandı. Gençlik yıllarını çobanlıkla geçirdiği fakat asıl mesleğinin demircilik olduğu söylenir.

➡Hz. Davud, güzel huylu, temiz kalpli ve çok anlayışlıydı. Oğlu ise Hz. Süleyman'dı.

Hz. Davud, Kur'an-ı Kerim'de adı geçen peygamberlerdendir. Ayet-i kerimelerde onun Calut'u öldürmesi, hükümdarlığı ve hikmetlerinden bahsedilir.

📌Kur'an-ı Kerim'de Hz. Davud'un ilmi, hikmeti, adaleti ve güzel konuşmasıyla meşhur olduğu bildirilir.

Fikriyat podcast uygulamasında yer alan İshak Danış'ın sesinden Enbiya suresini dinlemek için tıklayın

➡Dört büyük kitaptan biri olan Zebur kendisine indirildi. Hz. Davud'un sesi hem güzel hem de çok gürdü. Zebur'u okumaya başladığında kurtlar, kuşlar durup onu dinler, sesi dağlarda yankılanırdı.

➡Hz. Âişe ve Ebû Hüreyre'den rivayet edilen bir hadise göre Hz. Peygamber, Ebû Mûsâ el-Eş'arî'nin sesini işittiğinde şöyle buyurmuştur: "Ebû Musa'ya Davud'un Mezâmir'inden verilmiştir" (Müsned, II, 354)

➡Hz. Davud, sesinin güzelliğinin yanında, Zebur'u süratle okuyuşla da meşhurdu. Bir rivayete göre Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Davud'a kıraat kolaylaştırılmıştır. O bineğinin hazırlanmasını emreder ve daha bineği hazırlanmadan Zebur'u okurdu; ayrıca yalnız kendi el emeğini yerdi." (Buhârî, "Enbiyâʾ", 37; "Tefsîr", 17/6)

HZ. DAVUD CALUT'U NASIL ÖLDÜRDÜ?

📌Hz. Davud döneminde kavmine, herkes tarafından korkulan Calut musallat oldu. O sırada rivayete göre İsrailoğullarında Samuel isimli bir peygamber vardı. Ondan kendilerini kurtaracak bir hükümdar istediler. Cenab-ı Hak da Talut isimli bir kimsenin melik olmasını vahyetti.

📌 Hz. Davud'un kardeşleri, Talut'la birlikte Calut'a karşı savaşmak için gitti. O ise babasının davarlarını gütmek üzere, geride kaldı. Davarlarla ilgilenirken Davud aleyhisselâma bir ses geldi: "Ey Davud! Sen, Calut'u, öldüreceksin! Sen, şurada durup ne yapacaksın? Haydi, davarlarını, Rabb'ına, emânet et de, kardeşlerine kavuş!" Hz. Davud, davarlarını Rabbine emanet ederek, kardeşlerinin yanına savaş alanına doğru yola çıktı. (Peygamberler Tarihi, Asım Köksal)

📌Yolda giderken üç taş dile gelerek "Bizi al, Calut'u bizimle öldüreceksin!" dediği rivayet edilir. Hz. Davud aynı zamanda sapan ile taş atmada mahirdi.

"Calut ve askerlerinin karşısına çıkınca da "Rabbimiz! Bizi sabırla donat, bize sebat ver ve inkârcı topluluğa karşı bize yardım et!" diye niyazda bulundular. Sonunda Allah'ın izniyle onları yendiler, Davud da Calut'u öldürdü ve Allah ona hükümranlık ve hikmet verdi, ona dilediği şeyleri öğretti. Eğer Allah'ın, insanların bir kısmı ile diğer kısmını engellemesi olmasaydı yeryüzünde düzen bozulurdu. Fakat Allah'ın âlemler için büyük lutufları vardır." (Bakara suresi, 250-251'inci ayetler)

Fikriyat Kur'an-ı Kerim uygulamasında yer alan Bakara suresini dinlemek için tıklayın

➡ İsrâiloğulları ordusunda, düşmana yaklaşınca her zaman olduğu gibi korku ve gevşeme alâmetleri ortaya çıktı.

➡ Hz. Davud savaş alanına geldiğinde hükümdarları, Calut'u öldürürse kızını onunla evlendireceğini ve hanedanlığının da imtiyazlı olacağını söyledi.

Hz. Davud, Calut ile teke tek savaşmak istedi. Fakat diğer askerler onu engellemeye çalıştı. Çünkü kendisini daha önce savaşmamıştı. Sürüden koyun kapan bir aslanla ayıyı öldürdüğünü hatırlatarak Talut'ta izin istedi.

➡ Talut ona zırh giydirdi ve izin verdi. Calut'a doğru ilerlerken zırh ağır geldiği ve hareketini sınırladığı için çıkarıp attı. Yanında yalnızca vadiden seçtiği taşlarla sapanı vardı.

➡ Sapanına uygun bir taş koydu ve onunla düşmanını başından vurdu. Yere düşünce de kılıcını elinden aldı ve boynunu kesti. Bundan sonra Calut'un ordusunun mağlûbiyeti kolaylaştı. Zaferden sonra Talut sözünde durarak kendisini askerin başına geçirdi ve kızıyla da evlendirdi. Fakat sonrasında halkın Hz. Davud'a gösterdiği ilgi, sevgi ve güveni görünce kıskandı, öldürmek için çeşitli vesilelere başvurdu.

➡ Davud aleyhisselam ise ona kötülük etmek istemediği için bölgeden ayrıldı, uzun yıllar uzakta kaldı. Peygamber Samuel de vefat etmeden önce Talut'tan uzaklaştı.

➡ Talut'un vefatından sonra Hz. Davud, hükümdar oldu. İsrailoğullarının tarihinde peygamberlik ile hükümdarlık Hz. Davud'un şahsında bir araya geldi.

HZ. DAVUD'UN ÖZELLİKLERİ

"Şüphesiz biz Davud'a ve Süleyman'a da bir ilim verdik. 'Bizi mümin kullarının birçoğundan üstün kılan Allah'a hamdolsun!' dediler." (Neml Suresi, 15. ayet)

Fikriyat TV'de yer alan Neml suresini dinlemek için tıklayın

📌 Ayet-i kerimede geçen ilimden maksat, Taberî'ye göre Hz. Davud ve Hz. Süleyman'ın hayvanların dilinden anlamaları, kendi zamanlarında başkalarının bilgisi olmadığı alanlarda bilgi sahibi olmalarıdır. Kur'an Yolu Tefsiri'nde belirtildiğine göre nimetlerin en değerlisi bilgidir. Hz. Davud ve Hz. Süleyman kendilerine bahşedilen bu nimet sayesinde mümin kulların birçoğundan üstün kılındıklarını ifade etmişlerdir.

📌Kur'an-ı Kerim'de Davud aleyhisselama hikmet verildiği belirtilir. Sad suresinde bu durumdan şöyle bahsedilir:

"Onun hükümdarlığını güçlendirmiş, kendisine hikmet ve anlaşmazlıkları bitiren konuşma yeteneği vermiştik." (Sad suresi, 20. ayet)

Kur'an Yolu Tefsiri'ne göre bu hikmet ile dört hak kitaptan biri olan Zebur, hukuk bilgisi veya gerçeğe uygun olan her türlü söz kastedilir.

➡ Hz. Davud'un "fasle'l-hitâb" yani anlaşmazlıkları bitiren konuşma yeteneğine sahipti. Zemahşeri'ye göre bahşedilen bu yetenek yargı, hükumet işleri, yönetim ve meşveret gibi konulara dair konuşmalarındaki doğruluğu, hak ve adalete uygunluğunu ifade eder.

KUR'AN-I KERİM'DE İBADETLERİ İLE ÖVÜLEN PEYGAMBER

"Sen, onların söylediklerine sabret; güçlü kulumuz Dâvûd'u hatırla! Yönü hep Allah'a dönüktü."

(Sad suresi, 17. ayet)

Fikriyat Kur'an-ı Kerim uygulamasından Sad suresinin tefsirini okumak için tıklayın

📌Günah işlemekten sakınan ve Allah'ı çokça zikreden Hz. Davud, ibadetine çok düşkündü. Kur'an-ı Kerim'in yanı sıra hadis-i şeriflerde de onun namaz ve orucu övülmüştür.

"Allah'ın en sevdiği namaz Davud'un namazı, en sevdiği oruç yine Davud'un orucudur." (Buhârî, "Teheccüd", 7)

➡ Hz. Davud, gecenin yarısına kadar uyur, üçte birinde namaz kılardı. Oruçlarını da bir gün ara vererek tutardı. Peygamber Efendimiz, bu ibadet şeklini önermişti.

Yaşadığı sürece gündüzleri oruç tutacağını, geceleri namaz kılacağını ifade eden Abdullah bin Amr'a Allah Resulü (sav), her ay üç gün oruç tutmasını söyledi. Bunu az görmesi üzerine bir gün oruç tutup iki gün tutmamasını tavsiye etti. Bunu da kabul etmeyince, "Bir gün tut, bir gün tutma. Bu Dâvûd'un orucudur ve oruçların en faziletlisidir; ondan daha faziletli oruç yoktur" demiştir. (Buhârî, "Ṣavm", 55-57, 59; "Enbiyâʾ", 37; "Feżâʾilü'l-Ḳurʾân", 34; "Edeb", 84; İstiʾzân", 38)

KENDİ EMEĞİNDEN BAŞKASINI YEMEZDİ

📌Hz. Davud, hükümdar olduktan sonra tebdil-i kıyafet ile halkın arasına karışır, devletin icraatı hakkında insanların düşüncelerini öğrenirdi. Bir defasında insan suretine girmiş bir melek, Hz. Davud'un ümmeti için hayırlı bir insan olduğunu fakat ev halkının geçimini devlet hazinesinden karşıladığını söyledi. Bunun üzerine Davud aleyhisselam Allah'a yalvararak geçimini temin edecek bir kazanç yolu ihsan etmesini diledi. Cenab-ı Hak duasını kabul ederek ona zırh yapma sanatını öğretti.

Hz. Peygamber bir hadisinde şöyle buyurmuştur: "İnsanın yediğinin en güzeli kendi kazandığıdır. Allah'ın nebîsi Davud kendi elinin emeğinden başkasını yemezdi." (Buhârî, "Büyûʿ", 15)

İLK DEFA HZ. DAVUD TARAFINDAN YAPILAN GİYSİ

"Ona sizin için zırh yapmayı öğrettik ki savaş darbelerinden sizi korusun. Artık şükredecek misiniz?" (Enbiya suresi, 80. ayet)

Fikriyat Kur'an-ı Kerim uygulamasından Enbiya suresini okumak için tıklayın

➡ Davud aleyhisselamdan önceki dönemlerde zırhlar, kullanışsız ve levhalar halindeydi. Yüce Allah, savaşın şiddetinden korunmak için Hz. Davud'a zırh yapmasını öğretti. Böylece Hz. Davud yumuşattığı demirden halkalar yaptı ve bu halkalardan kullanışlı zırh üretti.

HZ DAVUD KISSASI

"Davud'u ve Süleyman'ı da an. Bir zamanlar, (zarar görmüş) bir ekin konusunda hüküm veriyorlardı. Bir topluluğun koyun sürüsü, geceleyin başıboş bir vaziyette bu ekinin içine dağılıp ziyan vermişti. Biz de onların hükmüne tanık idik. Süleyman'ın dava konusunu iyi anlamasını sağladık. Her birine de hükmetme yeteneği ve ilim verdik. Kuşları ve tesbih eden dağları da Dâvûd'un buyruğu altına soktuk. Bunları yapan bizdik." (Enbiya suresi, 78-79'uncu ayetler)

📌Rivayet edildiğine göre bir koyun sürüsü geceleyin komşu tarlaya girerek ekinleri talan etti. Tarla sahibi, zararının karşılanması için Hz. Davud ve oğlu Hz. Süleyman'a başvurdu.

➡ Hz. Davud, tahrip edilen ekin ile koyunların kıymetinin birbirine denk olduğu kanaatine vardı. Tazminat olarak koyunların, tarla sahibine verilmesine hükmetti. Fakat Hz. Süleyman, bu cezayı ağır bularak Hz. Davud'dan hükmün değiştirilmesini istedi. Ona göre tarladaki zarar, koyunlardan elde edilecek gelirle ödenebilirdi. Bundan dolayı da hükmün şöyle olması gerekirdi:

Tarla, koyun sahiplerine verilerek eski haline gelene kadar bakımını üstlenmelidir. Koyunlar ise tarla sahibine verilmeli, o da tarlası ziyandan önceki haline gelinceye kadar hayvanların sütünden, yününden ve kuzularından yararlanmalıdır.

➡ Hz. Davud, Hz. Süleyman'ın bu hükmünü beğenip kendi kararından vazgeçti.

📌Enbiya suresindeki ayet-i kerimede geçen dağ ve taşların zikrinin mecaz mı yoksa hakikat mi olduğu hakkında çeşitli görüşler ileri sürüldü. İbn Kesîr, bunun hakikat olduğunu Hz. Davud güzel sesiyle Zebûr'u okuyup terennüm ederken kuşların havada durarak onunla birlikte tesbih ettiklerini, dağların da bunu tekrarladıklarını belirtti.

📌Diğer bazı müfessirlere göre bu ifade mecazidir. Dağlar, taşlar, kuşlar kısacası tüm varlık, Yüce Yaradan'ın varlığına delalet ettiği için lisan-ı hal ile Allah'ı zikreder.

* Lisan-ı hal: Bir şeyin görünüşü ile bir mânâ ifade etmesi.

📌 Hz. Davud, ibadet ile meşgul iken, karşısında iki kişi beliriverdi. Muhtemelen bunlar, insan görünümüne bürünen meleklerdi. Fakat Hz. Davud, daha önce yaptığı bir hata nedeniyle kendisine zarar vermelerinden kaygılanıp telâşa kapıldı. Onlar ise korkmaması gerektiğini, davacı olduklarını söyleyerek geliş maksatlarını anlattılar. Sad suresinde bu olay şöyle anlatılmaktadır:

"Davacıların hikâyesi sana ulaştı mı? Bu adamlar mâbedin duvarına tırmanıp Davud'un yanına girmişlerdi. Davud onları görünce telâşlanmıştı. "Korkma" dediler, "Birimizin diğerini haksızlık etmekle suçladığı iki davacıyız biz. Aramızda âdil bir hüküm ver; doğruluktan sapma, bize de doğru yolu göster." "Şu adam benim kardeşim. Onun doksan dokuz koyunu, benim ise bir tek koyunum var. Buna rağmen 'Onu da bana ver' dedi ve bu tartışmada bana baskın çıktı."

Dâvûd şöyle dedi: "Senin koyununu kendi koyunlarına katmak istemekle doğrusu sana karşı haksızlık etmiştir. Zaten aralarında ortaklık ilişkileri bulunanların çoğu birbirine haksızlık ederler; yalnız iman edip dünya ve âhiret için yararlı işler yapmakta olanlar böyle değildir; ama onlar da o kadar az ki!" Davud kendisini (böyle bir temsil ile) sınadığımızı düşündü. Bunun üzerine rabbinden kendisini bağışlamasını dileyerek secdeye kapandı ve bütünüyle O'na yöneldi. Sonra bu tutumundan dolayı onu bağışladık. Kuşkusuz yanımızda onun yüksek bir makamı, güzel bir geleceği vardır.

Ey Dâvûd! Biz seni yeryüzünde halife yaptık; onun için insanlar arasında adaletle hükmet; nefsin isteklerine uyma, sonra seni Allah yolundan saptırır. Kuşkusuz, Allah yolundan sapanlara, hesap verme gününü unutmaları yüzünden çok ağır bir azap vardır." (Sad suresi, 21-26'ıncı ayetler)

Fikriyat podcast uygulamasında yer alan Osman Şahin'in sesinden Sad suresini dinlemek için tıklayın

📌 Davacıların "doğruluktan sapma" uyarısı ile "bize de doğru yolu göster" ifadesi, aslında melek oldukları için eğitim amacı taşır. Yargıda tamamen tarafsız olunması gerektiği bu vasıf oradan kalkınca hükmün anlamını kaybedeceğine dikkat çekilir.

Hz. Davud'un yüce Allah tarafından sınandığını düşünmesi hakkında İslam'ın peygamberlik öğretisiyle uyuşmayan İsrâiliyat türü bazı rivayetler aktarılır. Bu rivayetlere göre Hz. Davud, tesadüfen gördüğü kadından etkilenmiş, evli olduğunu için kocasını öldürtmeyi planlamıştır. Hz. Davud'a yakıştırılan bu çirkin davranışın gerçeği yansıttığı kabul edilemez. Nitekim İslam'da peygamberler birer iman ve erdem âbideleri olduğu için bu türden büyük günahlar işlemeleri mümkün değildir. Kıssa kesinlikle Hz. Dâvûd'un günah işlediğini göstermez. (Kur'an Yolu Tefsiri)

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN