Arama

Namazda sureleri sırayla okumak şart mı?

İlmihal, Müslüman olmanın ve Müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartıdır. Her Müslümanın öncelikle bilmesi gereken bilgilerin, ferdî hayatında devamlı yüz yüze kaldığı problemlerin cevaplarını içermektedir. VAV TV'de, Dr. Hüseyin Kayapınar'ın; "Namazda Sureleri Sırayla Okumak Şart Mı? Bireysel emeklilik parasının zekatını vermem gerekir mi? Kolyelerde "Elif" ve "Vav" harflerinin bulunmasında bir sakınca var mıdır? Mevlid-i Şerif okumanın sevabı var mıdır?" gibi önem arz eden soruları cevapladığı "İslam'ın Işığında Günümüz Meseleleri" programından bir seçki derledik.

Namazda sureleri sırayla okumak şart mı?
Yayınlanma Tarihi: 8.2.2023 18:40:00 Güncelleme Tarihi: 08.02.2023 18:44
Sesli dinlemek için tıklayınız.

Namazda sureleri sırasıyla okumazsak ya da sonra geleni önce okursak, sehiv secdesi gerekir mi

Sehiv secdesi gerekmez. Çünkü sehiv secdesinin gerekmesi için ya vacibi terk etmemiz lazım unutarak veya geciktirmemiz lazım veya unutarak farzı geciktirmemiz lazım. Namazdaki o sureleri sırayla okumak farz da değil vacip de değil. Sünnette değil adaptandır. Belki müstehaptır. Peygamber Efendimiz'den (SAV) "illa böyle okuyacaksınız" diye herhangi bir talimat yok bu konuda. Namazın sıhhatine ve kabulüne engel değildir.

Bankada bireysel emeklilik için param var, o paranın zekatını vermem gerekir mi

▶ Bu kişinin devletin yatırdığı değil de kendi yatırdığı para ve o kendi yatırdığının paranın geliri, toplamı, eğer başka parası varsa onların üzerine eklenerek, başka parası yoksa onların kendisi değerlendirilerek zekat durumu ortaya çıkar. Bir kimse bireysel emekliliğe para yatırmış. Diyelim ki yirmi bin TL. Ondan da beş bin lira kar edilmiş. Etmiş yirmi beş bin lira. Devlet de yatırmış kişi adına para yedi bin beş yüz TL. Devletin yatırdığını kenara koyuyoruz çünkü onda tam bir mülkiyet yok henüz. Yirmi beş bin liradan ve kendisinde de para varsa diyelim ki 20 bin var var. İkisinin toplamı 45 bin lira oldu. Bu paranın zekatını bir sene sonra verecek. Ama öyle değil de yirmi bin lira yatırdığı para var, beş bin lira da getirisi olmuş toplam yirmi beş. Başka da parası yok. O paranın toplamı nisabı aşıncaya kadar yani nisabı bugün kırk bin kabul edersek kırk bini geçinceye kadar o kişiye zekat gerekmez.

Süs olsun diye takılan kolyelerde "Elif" ve "Vav" harflerinin bulunmasında bir sakınca var mıdır?

⏩ Bu bir harftir. Arapça'da kullanılan bir harftir. Ayet, hadis, kutsal metin değildir dolayısıyla takılması, kolye yapılmasında herhangi bir sakınca yoktur. Harfin kendi başına hiçbir manası yoktur❗

Vakit namazlarında kıldığımız sünnetler nafile namaz mıdır

➡ Farz ve vaciplerin dışındaki namazlara genel olarak nafile denilebiliyor. Ama daha çok nafile diye farz namazların önündeki ve sonundaki dışında kıldığımız namazlara nafile ismi veriliyor. Aslında nafile "fazladan" demek. Bizim borcumuz olan namazlar farzlar ve vaciplerdir. Onun üzerine fazladan kılınanlar genelde nafiledir. Kuşluk namazı, tahiyyat'ül mescid, evvabin, teheccüd namazı gibi namazlara nafile deniyor dil kullanımında.

Yatırım amaçlı borsadan hisse almak caiz mi?

Aldığın hissenin hangi iş yaptığına bağlı. Bu bir fon kullanmadır. Borsadan hisse alıyorsun. İki türlü alabilirsin. Bir, yatırım amaçlıdır alırsın durur elinde. Öteki de alır ve satarsın. Borsadan hisse senedi almakla o hisse senedi sahibi kurumun ortağı oluyorsun. Dolayısıyla senin hissen, o hisseyi veren o kurum kazandıkça senin hissen de kazanacak. Kaybederse kaybedecek. Bunda bir sakınca yok. Burada önemli olan hangi kurumdan ve hangi iş yapan şirketten alındığıdır. Hisse senedi aldığın kurum dinin yasak ettiği bir fiil yapıyor mu yoksa dinin mubah gördüğü alanlarda mı çalışıyor, biz buraya bakacağız. Eğer dinin mubah gördüğü alanlarda faaliyet yapıyorsa onun bir hissesini yatırım amaçlı da, alıp satmak amacıyla da satın alabilirsin.

Farz namazını kılarken eksik ya da zammı sure okursak, farzı tekrar mı kılmak lazım yoksa sehiv secdesi mi yapılması gerekir?

Zammı sure bir ayetten daha az ise eksiktir. İmam-ı Azam'a göre namazın geçerli olması için kısa da olsa bir ayet yeterlidir. İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed'e göre ise ya 3 ayet olacak, İhlas Suresi mesela veya 3 ayet uzunluğunda bir ayet olacak. Bu kadar okunursa zammı sure eksik olmuyor. Eğer bir ayetten daha az okuduk arkasını okuyamadık ne olacak deniyor, o zaman namazı baştan alacak. Çünkü kıraat yerine gelmemiş İmam Muhammed'in görüşüne göre. İhtiyatlı olan bu görüştür. Mesela Felak Suresininin yarısı yetiyor. Çünkü yarısında artık o namaza sahih olacak kadar okumuş oluyor. Dolayısıyla eksiklik söz konusu olmuyor. En az 3 ayet okumuşsak veya 3 ayet uzunluğunda bir ayet okumuşsak o yeterlidir. Ama daha az ise okunmuş olmaz. Aynı sureyi iki defa okumak mekruhtur. Sehiv secdesi gerektirebilir. Birinci rekatta Fatiha okudum, Fil Suresi okudum, arkasından da Kureyş Suresini okudum. Bu fazlalık sayılmaz. Çünkü kıraattir hepsi. Burada önemli olan aynı sureyi aynı rekatta tamamlamamak.

Mevlid-i Şerif okumanın sevabı var mıdır?

Müddessir Suresi 40. ayette "Oradaki cehennem ehline sorulur, 'siz niye cehenneme girdiniz?' Biz 'namaz kılanlardan değildik'" Namaz kılmayanlara cehenneme mi girecek?

Kişinin Cehenneme girip girmeyeceğini Allah (CC) bilir. Allah (CC) bize birtakım emirler ve yasaklar koymuş. Allah (CC) demiş ki, bunları yapacaksınız, "şunlardan da uzak duracaksınız", bir de mubah dediğimiz "şunları yapsanız da olur yapmasanız da olur" Emir ve yasaklarda biz, bize emredilenleri yapmak zorundayız. Emredilenleri yapmazsak günaha gireriz. Yasaklara riayet etmezsek günaha girmiş oluruz. Günah işleyenlerin normal sonucu cehennemde ceza çekmek arkasından müminse cennete gitmek. Allah (CC) namaz kılmayı emretmiş mi, evet. Bize ceza vermeyecek idiyse neden emretsin? Emre uymayan kişiye ceza vermeyecek idiyse Allah (CC) uyanla uymayanın ne farkı olurdu? Allah (CC) adildir. Namaz ibadetlerin en önde gelenidir. Namaz kılmayan kişi günah işliyor. Günah işleyen kişinin yeri cehennemdir. Ama Cenab-ı Hak affedebilir. Kaza edersin, tövbe edersin affeder. Bilemeyiz. Ama düz düşündüğümüz zaman cezasını çekecek. Ama bu demek değildir ki sadece namaz kılmayanlar cehenneme gidecek. Bilmiyoruz. Bizim bildiğimiz şey, "kim zerre miktar hayır işlerse karşılığını görecek, zerre miktar kötülük işler onun karşılığını görecek" Bir kimse var ki köpek sayesinde cennetlik olmuş mesela. Bu Cenab-ı Hakk'ın takdirindedir. Biz işimizi yapar ve Allah'a (CC) havale ederiz. Nasıl ki memur olduğunda işini yapmazsan cezalandırılırsan, disipline aykırı davranırsan ve cezalandırılırsan. Mümin olarak da işini yapmazsan bunun karşılığında bir ceza var. Allah (CC) kimi affeder kimi affetmez onu bilemeyiz. Bu ayette namaz, İslam'ın en önemli ibadetine bir vurgu vardır. Allah'ın (CC) emrini yerine getirmeyen, yasağını işleyen günahkardır. Günahkar da Allah (CC) affetmezse cehenneme gidecektir.

Adak kesilen kurbanın etinden kimler yiyebilir?

Adağın etinden kesen kişi, annesi, babası, eşi ve çocukları ile zenginler yiyemez. Yani adak, fakir yabancının hakkıdır.

Bursa'da ikamet ediyorum. Kurban bayramında kurbanımızı memleketimiz Kırşehir'de kesiyoruz. Orada akrabalarımıza misafir olarak kurban ibadetimizi yerine getirip evimize dönüyoruz. Bu durumda seferi oluyor muyuz? Bir de kurbanımız geçerli oluyor mu?

☑ Kırşehir'de babadan kalma evleri yoksa Kırşehir'de seferi olurlar. Seferi olan kişiye kurban vacip değildir. Misafir olduğu yerde kurban kesmişse kurban yerine geçer. Bir daha yurt edindikleri yere döndüklerinde ikinci bir kurban kesmelerine gerek yok.

Fidye borcum çok var. Kazalarımı yeni yapıyorum. 10 yılı aşkın nerdeyse 15 bin TL ediyor.Şafii mezhebindenim, orta halli durumumuz var. Bu durumda Hanefiler gibi fidye vermeden sadece kaza yapsam olur mu?

🔸 İmkânı yoksa kaza yapacak. Maddi gücü yerinde değil, on beş bin TL verecek durumda değil, o zaman oruçlarını kaza eder. Bu oruçlar yeterli olur.

Çınarın kuvvetli bir dalı: Fahreddin er Razi

Katılım bankasında çalışmak caiz midir? Kazancının yarısından fazlası helalse, o kazanç helal sayılır diye bir kaide var mıdır?

Caizdir. Direkt faizli bir iş yapmıyorlar dolayısıyla orada çalışan kişi faizli bir muameleye karışmıyor. Dolayısıyla bunda caiz olmayacak bir durum yok. Bir kimsenin gelirleri helal-haram karışık ise, hatta helalden gelen gelirleri daha fazla ise tamamı helal değildir. Helal yolda elde ettikleri helaldir. Haram yolda elde ettikleri haramdır, elinden çıkarması lazımdır. Peki, elinden çıkarmamış. Misafir olarak evine gittik. Biz onun yemeğini yiyebiliriz. İkram ettiği helal kısmındadır diye düşünülerek yenilebilir. Kendisi açısından o gelirinin çoğunun helal oluşu o haramları temizlemez. Haram olanları temizlemesi lazım. Gelirinin tamamı haramsa onun ikramı da alınmaz.

Kendi dairemin haricinde bir dairem daha var, onun zekatını nasıl verebilirim?

▶ Onun için zekat gerekmez. İkinci daireden kira alıyorsa veya başka kazançları varsa, o gelirler toplanır ve nisap miktarına ulaşması durumunda onun zekatını verir.

Süt kardeşin kardeşleri de emilen annenin çocuklarının kardeşleri midir? Süt kardeş emilen annenin çocuklarının hepsinin kardeşi midir?

⤵ Süt emen, emziren kadının tüm çocukları ile kardeştir. Burada ölçü, emen çocuk emziren kadının öz çocuğu olarak sayılır. Onun kendi öz çocuğu kimlerle evlenemiyorsa emen çocuk da onlarla evlenemez. Emen çocuk emziren kadının bütün çocuklarıyla evlenemez. Torunlarıyla evlenemez, kardeşleriyle evlenemez. Çünkü kardeşleri onun ya dayısıdır ya teyzesidir. Torunları yeğenleridir. O kadının çocuğu bunun kardeşleridir. Ama emen çocuğun nesepten olan kardeşleri, diğer kardeşlerinin emziren kadınla hiçbir akrabalığı yoktur. Emen çocuğun kardeşleri o emziren kadının kendisiyle de onun çocuklarıyla da evlenebilir çünkü akrabalıkları yoktur. Emen çocuğu, emziren kadının öz çocuğu gibi düşünüp o kadının doğurduğu çocuk o kadının hangi akrabaları ile evlenemiyorsa o çocuk da evlenemez.

Kan akıtmakla adak adamak arasındaki fark nedir?

↪ Adak, bir ibadeti yerine getirmek ve Allah'a (CC) verilen sözdür. O ibadet oruç tutmak olabilir, kurban kesmek olabilir, sadaka vermek olabilir. Farz ve vacip cinsinden olan ibadeti kendisine gerekli kılmasıdır adak. Kan akıtmak ise hayvan kesmektir. Adak kurbanını kesmek de kan akıtmaktır. Kurban bayramında kurban kesmek de kan akıtmaktır. Bir adam etlik olarak hayvan keser. Kurban bayramında keser o da kan akıtmaktır. İkisi farklı şeylerdir. Adak kurban kesmekse bu kan akıtmaktır.

Kovid'den dolayı namazı evde kılıyorum. Her vaktin peşine de o vaktin bir kazasını kılıyorum. Ezanı dinlediğim halde kaza öncesi yine de ezan okumalı mıyım?

Duyunca gerekmez ama okusa da iyi olur.

Namazda kaçıncı rekatta olduğumuzu unuttuğumuz zaman ne yapmamız gerekir?

➡ İnsan unutabilir. Namazda kaçıncı rekatta olduğunu unutan, yanılan kişiye bu hal ilk defa başına geliyorsa, o namazı baştan alacak. Ama ara sıra unutuyorsa, o zaman düşünecek gönlünün meylettiğini esas alacak, gönlü bir şeye meyletmiyorsa, az rekatı esas alıp namaza devam edecek. Şüpheye düştüğü için her rekattan sonra oturacak ve sonunda sehiv secdesi yapacak.

Göz ameliyatı oldum ve göz akması oluyor, bu özre girer mi?

↘ Bu göz akmasında irin veya kan yoksa abdesti bozulmaz. Göz yaşı akıntısı gibi bir şeyse abdesti bozmaz. Dolayısıyla abdesti bozan bir şey olmadıkça namazını kılar o abdestle. Ama irin veya kan akıyorsa her namaz için abdest almalı.

Bir eve zekat düşmüyor deniyor, ama 900 bin TLlik ev aldım, bu iki ev parası olduğu için zekat düşer mi?

➡ O üç parası da olabilir. Yerine göre değişir. Ev barınma yani zaruri ihtiyaç olarak kabul ediliyor. Ucuz veya pahalı bir insanın bir evi varsa, o ev ticaret için değilse, ikinci ev bile olsa buna zekat gerekmez.

Dört sene önce gelinimden on iki bin lira para almıştım şimdi parayı gelinime vermek istiyorum ama kendisi parayı kabul etmiyor?

✔ Allah razı olsun der. O gelin vazgeçebilir, hibe edebilir. Ama gelin hibe ettiyse bir daha geri isteyemez.

Eşim ve ben çalışıyoruz. Kadının kazancı kendisine aittir, eşine hesap vermek zorunda değildir" dediniz. Peki, evin giderlerine katkıda bulunması gerekiyor? Öte yandan çalıştığı için evine, çocuklarına ve eşine karşı görevlerinde aksamalar oluyor, bu aksamalar oluyor. Bu hakka girmek değil midir? Çalıştığı için hepimiz fedakarlık yapıyoruz ancak kazancı tamamen kendisine ait. Ayrıca çalışmak için kocasının rızasını alma şartı var mı? Kocası "çalışma" diyorsa, buna uymak zorunda mı?

▶ Biz buradaki verdiğimiz cevapları fıkha göre veriyoruz. Fıkhın dayandığı temeller var. Başta kitap ve sünnet var. Kitap ve sünnetten çıkmış genel kriterler var. Aile içerisinde mal ayrılığı var. Eşlerden her biri kendi malının sahibidir. Kadın kocasına sormak zorunda değildir. Evin ihtiyacını sağlamak kocanın görevidir. Buna biz nafaka diyoruz. Aile reisi hem eşinin hem de çocuklarının veya ihtiyaçlı ise anne babasının nafakasını sağlamak zorundadır. Nafaka, o kişinin yemesi, içmesi, tedavisidir. Hatta kadın zengin, koca fakir bile olsa, koca o kadının nafakasını temin etmek zorundadır. Kadın buna karışmak zorunda değildir. Eğer kocası fakir, nafakayı temin edemiyorsa o zaman kadın çocukların nafakasını temin eder. Kadın fıkha göre çalışmak için kocasından izin almak zorundadır. Erkek eşine çalışması için izin verdiyse evdeki aksaklıklardan razı olmuş demektir. Çalışma izni vermesi evin ihtiyaçlarına ortak olması demek değildir. İşin ahlaki yönünde, kadının kazancı varsa ailesinin perişan olmasına razı olmaz. İslam hukuku açısından kadın kazancından istediği gibi tasarrufta bulunabilir, kocasına bunu danışmak zorunda değildir. Kocasının istediği yerlere vermek zorunda değildir. Çalışmasına koca karışmıyorsa, zimnen izin vermiş demektir. "Ben çalışmana izin verdim, kazancına ortağız" diyemez.

Eşimin ailesi sürekli eşime kredi çektiriyor. Eşimin ailesinden hiç razı değilim. Ne yapmamız gerekiyor?

Eşi kredi çekmeyecek. Ama annesi babası ihtiyaçlı ise nafakasını temin etmek mecburiyeti var.

Keramete inanmak imani bir mesele midir? Keramet nedir

✅ Keramet, mucizenin bir türüdür. Peygamberlerin Cenab- Hakk'ın izniyle gösterdikleri olağandışı olan hareketlerine biz mucize diyoruz. Genelde peygamberler ya oeygamberliklerini ispat etmek için mucize gösterirler ya da darda kaldıklarında mucize gösterirler. Genelde peygamberler darda kaldıklarında mucize gösterirler. Mesela Hz. Musa (AS), deniz dalmış, firavunun askerinden korunmak elindeki asayı vurmuş ve deniz yarılmış. Hz. İbrahim (AS) ateşe atılmış, Allah (CC) ateşe "serinlik ol" demiş ve ateş yakmamış bu mucizedir. Peygamberimizin (SAV) Kur'an'ı bir mucizedir. Evliyaullah dediğimiz Allah dostu olarak kabul ettiğimiz kişilerin göstermiş olduğu olağanüstü tavırlara keramet denir. Bütün evliyalar keramet gösterecek diye bir şey yok. Keramet olan, Allah'ın (CC) dostu olan kulların gösterdiğidir. İnsanlar istediği zaman keramet gösteremez, Allah (CC) ne zaman isterse o zaman olur. Akaid kitaplarımıza "velilerin kerametleri" konusu girmiştir. Ancak bu imanın esaslarından değildir. Bunu kabul ediyoruz ama bu imanın şartı değildir. Evliyanın veya bir adamın gösterdiği olağanüstü şeye inanmayan kişi dinden çıkmış olmaz.

Kadınların hayz dönemi yaklaştığında işaret görülüyor, iki gün görülmüyor? Bu dönemde namaz düşüyor mu?

⏩ İşaretten kastedilen şey lekedir. Hanımefendiler adet olmadan önce leke görüyorlar. Bu lekenin rengi önemlidir. Eğer kan şeklinde ise adet olarak kabul edilir. Eğer öyle değil de sarı su vs. ise değildir. En iyisi böyle bir durumda eğer bu ara sıra oluyorsa doktora görülmesi iyi olur. Doktorun o duruma adet demesiyle adet olarak kabul etmesi, adet değildir derse de adet olarak kabul etmeyip namazlarına devam etmesi iyi olur.

76 yaşındayım, vücuduma sonda takılı. Öğle vaktinde aldığım abdestle ikindi namazını kılabilir miyim?

Hayır olmaz. Sonda takılı olduğuna göre orada idrar durmaz ve damlar durur. Dolayısıyla her namaz vakti için abdest almalıdır.

Katlı mezarlar caiz midir

➡ Mezarların, şöyle olacak böyle olacak diye zorunlu bir şekli yoktur. Bir kabre tek bir cenaze konur. Zaruret yoksa ikinci bir cenaze konmaz. Ama zaruret varsa, o cenazenin kemikleri kenara konulur oraya ikinci bir cenaze konulur. Zamanımızda katlı mezarlar bir ihtiyaç haline geldi. Alt kat var, orada cenaze zaten toprağın üzerine konuyor, onun üzerine beton konuluyor. İkinci kata toprak dökülür, ceset betona değmez şekilde olursa ikinci cenaze oraya konulabilir.

Adağın etinden yiyemeyenler yerse onun parasını fakire verebilir mi?

Evet verebilir. Öyle bir şey yapabilmesi onu satın alması demektir. Kesen kişi yemek istiyorsa onu tartar, kasapta onun değeri kaç paraysa onun parasını fakire verir ve yer.

Sabah namazının arkasından kaza namazı kılıyorum. Kaza namazı kılarken kamet getiriyorum, farklı vakit namazının kazasını yaparken kamet getirmem gerekir mi

▶ Evet, her bir namazı kaza ederken kamet getirilecek.

Bir bankadan 100 bin liralık faizsiz hayvan kredisi çektim. Daha sonra banka, 18.ayda 13 bin lira kesti karşılığında hayvanlarımı sigortaladı, bu faiz midir? Hükmü nedir?

▶ Buradaki sigorta hayat sigortasına benziyor. Ya da kasko olarak düşünürsek Diyanet buna cevaz vermiştir. Hayat sigortası ise şüpheli bir şey. Kasko gibi düşünürsek caizdir.

Seferide farzları 2 rekat kılmak zorunlu mudur? 4 rekat kıldıysak kazası gerekir mi

Hanefi mezhebinde 2 rekat kılmak zorunlu. 4 rekat kılarsa mekruh olur. Ama 4 rekat kılarsa da kazası gerekmez. Diğer 3 mezhebe göre iki rekat da kılabilir 4 rekat da kılabilir. İster Hanefi olsun ister şafii, hanbeli olsun dört rekat kılmışsa kazası gerekmez ama mekruhtur.

Erkek çocuğa kaç yaşından itibaren namaz farzdır?

Birinci derecede farz olması biyolojik ergenlikledir. Kız çocuklarda adet görmeye başlaması, erkeklerde ihtilam olmaya başlamasıdır. Bunun bir yaş sınırlaması yoktur. Genel olarak kızlar 9 yaşından itibaren adet görmeye başlar, erkekler 12 yaşından itibaren. Ama bu kesin bir yaş değildir. Ergen olunca namaz farz olur. Biyoloji olarak ergenlik alameti görülmediyse 15 yaşından itibaren ergen kabul edilir. 15 yaşından itibaren ibadete başlaması zorunludur.

https://www.instagram.com/p/ChIS48MjFtV/

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN