Admiral (amiral) kelimesi Arapça '… komutanı' anlamına gelen 'emir el …' kelimesinden türemiştir. Emir el kelimesini kullanan Romalıların bu kelimenin başına Latince ad- önekini eklemesiyle birlikte admiral kelimesi ortaya çıkmıştır. Eski Fransızca üzerinden İngilizceye ulaşan bu kelime bugün hala deniz kuvvetleri komutanı anlamına gelmekte olup, bu kelimenin daha çok denizcilikle ilişkili kullanılması III. Edward zamanında başlamıştır. Arsenal (tophane) kelimesi Arapça 'imalat evi veya fabrika' gibi anlamlara gelen 'darü's-sina'a' kelimesinden türemiştir. Venedik İtalyancasına geçen kelime, başındaki 'd' harfi telaffuz edilmediğinden arzana haline gelmiş ve bu haliyle Venedik'teki büyük donanma tersanesi için kullanılmaya başlamıştır. Bu tersane bugün de Arzenale adıyla bilinmektedir. İngilizler İtalyancadan ya da Fransızca arsenale kelimesi ile aldıkları bu kelimeyi yalnızca tersaneler için kullanmıştır. 16. yüzyılın sonuna gelindiğinde, daha çok 'tophane' anlamında kullanılmaya başlamıştır. Barbican kelimesi Arapça 'babü'l bakara' kelimesinden türemiştir; ballyhoo (velvele) kelimesi Arapça 'Allah'tandır' anlamına gelen billahi hüve kelimesinden türemiştir. Crimson (kırmızı) kelimesi, kırmızı adı verilen ve kırmızı boya üreten böceğin adından türemiştir; caviar (havyar) kelimesi Farsça 'yumurtlamak' anlamına gelen kayadar kelimesinden veya 'kuvvet pastası' ya da 'âşık ekmeği' gibi anlamlara gelen çav-car kelimesinden türemiş olabilir. Kimilerine göre, Türkçede balık yumurtası anlamına gelen havyar kelimesinden türemiştir. Dragoman (Tercüman) kelimesi çevirmen ya da rehber anlamına gelmekte olup, Arapça tercüman kelimesinden ve terceme fiilinden türemiştir. 12. yüzyıl İspanyol epik şiirinin kahramanı olan El-Cid'in ismi efendi anlamına gelen seyyid kelimesinden türemiştir. Dünyadan 24 ışık yılı uzaktaki Piscis Austrinus (Güney Balığı) takımyıldızının en parlak yıldızı olan Fomalhaut ismi, Arapça 'balığın ağzı' anlamına gelen feme'l-hut kelimesinden türemiştir. Ghoul (gulyabani) kelimesi, Arapça 'cin' anlamına gelen gul kelimesinden, giraffe (zürafa) kelimesi ise Arapça zerefe kökünden türemiştir. Hazard (risk) kelimesi, Arapça 'zar atmak' anlamına gelen yazara kelimesinden türemiştir. Andromeda takımyıldızından Izar yıldızının ismi, Arapça 'perde' ya da 'örtü' anlamına gelen izar kelimesinden türemiştir. Jar (kavanoz) kelimesi, Arapça 'büyük çömlek vazo' anlamına gelen cara kelimesinden; jasmin (yasemin) kelimesi ise Farsça yasmin kelimesinden türemiştir. Kohl (rastık, sürme) kelimesi, rastık taşının göz merhemlerinde kullanılan ince tozu anlamına gelen kul kelimesinden türemiştir. Lilac (leylak) kelimesi, Farsça indigo anlamına gelen nilak kelimesinin Arapça uyarlaması olan lilak kelimesinden türemiştir; lemon (limon) kelimesi ise Farsça limon anlamına gelen limun kelimesinden türemiştir. Mafia (mafya) kelimesi, Arapça 'fiyakalı, gösterişli' gibi anlamlara gelen mahiya kelimesinden türemiştir. Sicilya'da gösterişli süs horozları için mafioso kelimesi kullanılmaktadır; eski Fransızcadaki materas kelimesinin değişimiyle ortaya çıkan mattress (döşek) kelimesi, Arapçada 'bir şeyin serildiği yer' anlamına gelen matrah kelimesinden ve 'sermek, atmak' anlamlarına gelen taraha fiil kökünden türemiştir. Gök kürede gözlem yapanın hemen altında ve çap olarak tepe noktasının tam karşısında yer alan nokta anlamına gelen nadir kelimesi, 'tepe noktasının karşısı' anlamına gelen nadirü's semt kelimesinden türemiştir. Orange (portakal) kelimesi Farsça 'portakal' anlamına gelen narenc ya da naranc kelimesinden türemiştir. Küçük Ayı takımyıldızında bir yıldız olan Pherkad ismi, Arapça 'buzağı' anlamına gelen ferkad kelimesinden türemiştir. Harp ve sitar enstrümanlarının atası olan kanun, 10. Yüzyılda Farabi tarafından geliştirilmiş olup, Roma döneminde tek başına çalınan bir çalgı olarak kullanılmıştı. Satrançta 'kale' anlamına gelen rook kelimesi Farsça ruk kelimesinden türemiştir. Oturacak yer anlamına gelen sofa kelimesi, Arap hükümdarlarının tahtına verilen ad olup çok eski dönemlerden beri kullanılmaktadır. Kelimenin aslı suffa olup 'uzun bank' ya da 'divan' anlamına gelmektedir; sugar (şeker) kelimesi Arapça sukker kelimesinden türemiştir; İngilizcede 'görüşürüz!' anlamına gelen so long ifadesi, Arapçada barış anlamına gelen selam kelimesinden türemiştir. Yılan takımyıldızında bir yıldız olan Unukalhai ismi, Arapça 'yılanın boynu' anlamına gelen unukü'l hayyan kelimesinden türemiştir. Vizier kelimesi Arapça 'hamal, hizmetkâr' anlamına gelen vezir kelimesinden ve taşımak anlamına gelen vezere fiil kökünden türemiştir. Yağmur mevsimi haricinde yılı kuru geçiren vadi ya da dere yatağı anlamına gelen wadi kelimesi, Arapça vadi kelimesinden türemiştir. Cebirde 'bir şey' anlamına gelen X harfi, matematik denklemlerin çözülmesi için Araplar tarafından icat edilmiştir. Yoğurt kelimesi, Türkçedeki ilk hali yogurut olan kelime İngilizceye geçmiş ve 11. Yüzyıla gelindiğinde yoghurt halini almıştır. G harfi Türkçede yumuşak okunurken İngilizcede sert telaffuz edilmektedir. Türkçede yoğ kökünden türeyen 'yoğunlaştırmak' ve 'yoğurmak' gibi kelimeler de bulunmaktadır. Eski İspanyolcadaki zenit kelimesinden türeyen ve zirve anlamına gelen zenith kelimesi, Arapçada 'yol' anlamına gelen ve semtü'r-ra başın üzerinden geçen yol) ifadesinin bir parçası olan semt kelimesinden türemiştir. Tafta anlamına gelen tabby kelimesi 1938 yılında Fransızlardan alınmıştır. Bağdat'ın banliyölerinden 'Attabiyye'de üretilmiş' anlamına gelen Arapça attabi kelimesi Fransızcaya tabis olarak geçmiştir. 1695 yılında 'tekir kedi' anlamına gelen tabby cat kelimesi kullanılmaktaydı; 1774 yılında ise isim olarak kullanıldığında 'çizgili kedi' anlamına gelen tabby kelimesi geliştirilmişti ve Latince talcum kelimesinden İngilizceye ve Türkçeye geçen talk pudrası da Arapça talk kökünden türemiştir. İlk kez 1317 yılında Orta Çağ Latincesinde talc olarak kullanılan bu kelime İspanyolcada talco, Fransızcada ise 1582 yılında talc olarak kullanılmıştır. Almancaya da talkum olarak geçmiştir.