Arama

Farkında mısınız? - İstanbul'un gözcüsü: Beyazıt Yangın Kulesi

İstanbul'un simgelerinden biri olan ve 1749 yılında şehirde çıkan yangınları gözetlemek amacıyla inşa edilen tarihi Beyazıt Kulesi, şimdilerde telsiz haberleşme sistemlerini içinde bulunduruyor. Binanın başta yangın tehlikesi olmak üzere zarar görmesinin önüne geçilmesi için içindeki kablo ve malzemeler farklı binaya taşınıyor. “Farkında Mısınız?" serimizin geçmiş bölümlerinde Beyazıt Yangın Kulesi'nde tarihi bir yolculuğa çıkmıştık. Yakında gezilebilir hale getirilmesi amaçlanan kulenin tarihini ve buraya nasıl çıkılacağını yeniden sizlerle buluşturuyoruz.

Farkında mısınız? - İstanbul’un gözcüsü: Beyazıt Yangın Kulesi
Yayınlanma Tarihi: 14.1.2021 16:58:44 Güncelleme Tarihi: 07.02.2022 13:04

Osmanlı döneminde, 1749 yılındaki yangın şehri küle çevirdi. Bu tarihten sonra bitmek bilmeyen afetin önüne geçilmesi için bir yangın kulesi inşa edildi. Beyazıt Yangın Kulesi'nin ilk inşasını oluşturan bu yapı, Süleymaniye'de, bugünkü İstanbul Müftülüğünün bulunduğu yerdeydi. Fakat ahşaptan yapıldığı için, 1774'teki Cibali yangınında ortadan kalktı.

1826 yılına gelindiğinde II. Mahmut, bugünkü İstanbul Üniversitesi'nin avlusuna, kuleyi yeniden inşa ettirdi. Fakat Sultan, yapının kâgir olmasını istese de acil ihtiyaç nedeniyle tekrar ahşaptan yapıldı. Bu dönemde Vaka-i Hayriye'nin çatışmaları henüz dinmemişti ve isyan eden yeniçeri yandaşları, bir gece yarısı kuleyi kundakladı. Bu olay, kulenin ahşap yerine kâgirden yapılmasını sağladı ve 1828 yeniden inşa edildi.

***

Beyazıt Yangın Kulesi'nde kendine özgü duyuru yöntemleri vardı. 👇

Geleneklere göre görevlilerin, diğer ismiyle köşklülerin bekâr olması ve her daim kulede kalması şarttı. Biraz da bu duruma gönderme yaparak yangını gören kimse, köşklülere "Ağa! Bir çocuğun oldu" diye seslenirdi. Ağa da "Kız mı, oğlan mı?" diye sorardı.

Anadolu Yakası, Beyoğlu ve Boğaz'ın Rumeli yakasındaki yangınlar "kız", tarihi İstanbul yarımadası içinde çıkan yangınlar ise "oğlan" olarak anılırdı.

Haberi alan ağa hemen kalkar, haber vermek için maytap yakardı. Fakat gece ve gündüz verilen işaretler farklıydı. Yangın gündüz görülmüşse kırmızı ya da sarı bayrak asılır veyahut iki taraftan sepet sarkıtılırdı. Gece ise kırmızı, yeşil ve beyaz büyük fener veya maytap yakılırdı. Yangın birden fazla bölgede çıkmışsa sepetlerin sayısı, rengi ve yönü de ona göre değişirdi.

Alevler sönene kadar burada sepetler ve fenerler asılı kalırdı. Yangını haber alan İcadiye Kulesi, yedi pare top atarak durum tüm ahaliye ilan ederdi.

***

Toplam 85 metre yükseklikteki Beyazıt Yangın Kulesi'nin ana duvarları taştan yapılsa da merdiveni ahşaptır. Girişten nöbet katına kadar toplam 180 basamaktan oluşur. Önceleri çatısı ahşap olsa da sonraki yıllarda değiştirilerek yerine üç kâgir kat yerleştirildi. Ve böylece alttan itibaren nöbet, işaret, sepet ve sancak katlarından oluştu.

Nöbet katından köşklü denilen kule görevlileri, sancak katında bayrak bulunurdu. Sepet katından yangın bölgesine doğru sepet sarkıtılır, işaret katından ise diğer kuleler haberdar edilirdi.

1934 yılına kadar yangınlarda sepet ve fenerler sarkıtılmaya devam etti.

***

Kaidenin doğu yüzünde Keçecizâde İzzet Molla'nın tarafından yazılmış tarih manzumesi yer alır. Kitabenin üst kısmında Sultan II. Mahmud'un tuğrası yer bulunur. Kitabe hattat Yesârîzâde Mustafa İzzet Efendi tarafından yazıldı.

Kitabede şu ifadeler yer alır:

"Hakk bu kim Sultan Mahmud'un sarây-ı şevkete bir naziri gelmemiştir olalı dünyâ binâ
Bâni-i endişesi tecdîd kıldı devletin köhne bünyân-ı cihânı itmede hâlâ binâ
Eyleyüp eski sarâyın bâb-ı ser-asker o şâh nev-be-nev yapmakda anda nice a'lâ binâ
Emredüp ser-asker-i sâbık Hüseyin Gazi'ye buldu bu kâf-ı şecâ'at kulle-i ra'nâ binâ
Eyleyüp ser-asker lâhik nezâret hüsnüne ânı ma'na eyledi gûyâ iki pâşâ binâ
Revzen-i eflâktan bakdıkca zîr-i pâyına kaldı kendi kaddine hayretde bu bâlâ binâ
Olmasa zerrîn külâhı âsumâna müntehi arz ider mi zer alemle kevkeb-i zehrâ binâ
Dâr-ı mülki itmesün bu külleye muhtâc hakk zîynetiçün itmiş olsun şâh-ı mülkârâ binâ
Kulle-i eflâk durdukça o şâhın eylesün zirve-i çarha esâs şevketin mevlâ binâ
Sanke tâk-ı çarha yazdım izzetâ târîhini kıldı Han-ı Mahmud-ı Adlî kulle-i vâlâ binâ
1244
Hurirre e'l-fâkir e'l abdü'd-dâi Yesârî-zâde Mustafa İzzet"

***

Gözetleme katından, İstanbul'un nefes kesen manzarası 360 derecelik bakış açısıyla görülmektedir. Bu katta aynı zamanda duvar ile tavanın birleştiği dairesel kuşakta kesintisiz olarak bir manzara resmi yer alır. Bu manzarada kulenin kendisi de resmedilmiştir.

***

Cumhuriyet dönemine gelindiğinde kulenin yeni bir görevi daha vardı. Hava durumunu hakkında bilgi vermek. Mavi ışık havanın açık, yeşil ışık yağmurlu, sarı ışık sisli ve kırmızı ışık ise karlı olduğunu gösterirdi. Bu uygulamaya 1995 yılında son verilse de 2010 yılında tekrar başlandı. Kule, 2013'te müzeye dönüştürüldü.

***

İstanbul'un simgesel yapılarından biri olan Beyazıt Yangın Kulesi'ndeydik. Siz bu tarihi yapının işlevlerinin farkında mıydınız? Görüş ve düşüncelerinizi yorum yazmayı unutmayın. Bir sonraki videomuzda görüşmek üzere.

Editör-Sunucu: Burcu Sandıkçı
Kamera-Kurgu: Ahmed Helal

_____________________________________________

FİKRİYAT.COM SOSYAL MEDYADA!

Dijital medyanın tüm mecralarında yer alan Fikriyat.com sosyal medyada da aktif olarak faaliyet gösteriyor.

Fikriyat'ı aşağıdaki sosyal medya adreslerinden takip edebilirsiniz;

👉 TWITTER

👉 INSTAGRAM

👉 FACEBOOK

👉 Fikriyat.com mobil uygulamasını ise buradan indirebilirsiniz.

TÜM ÇALIŞMALAR YOUTUBE KANALIMIZDA!

Fikriyat.com sitesinde ve mobil uygulamasında yer alan tüm video içeriklerini eş zamanlı olarak da youtube kanalımız üzerinden izleyebilirsiniz.

YOUTUBE 👉 Fikriyat TV

Görüş ve önerileriniz için bizlere ulaşabileceğiniz e-posta adresimiz: fikriyat@fikriyat.com.tr

👉 Sıkça Sorulan Sorular

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN